Bütün Müslümanların Ramazan ayını kutlarım… Allah (cc)’dan bir dahaki Ramazan ayına sağlıklı sıhhatli çıkmak nasip eylesin diye dua edelim. Allahımız (cc) hepimizin nefsini terbiye edip, akıl beden ve ruh sağlığımızı korusun inşallah.
Şimdi sevgili, nitelikli okurlar, doktor arkadaşlarımdan birisi “Esat hocam bu Ramazan’da sigarayı ben de bırakacam” dedi. Ben de dedim ki: “Hasta mısın ?”
Nedenini soracak olursanız; bakın dostlar hiç olacak iş mi? Allah (cc) aşkına, sen 15 saat aç kal, sonra sıcacık üstünde dumanlar tüten misss gibi mercimek, ezo gelin, yayla, yoğurtlu çorba, tarhana gelsin, onu bir parça ucundan koparılmış, sıcacık fırından yeni çıkmış, susamlı, yumurtalı pide ile ye. Arkasına zeytinyağlı dolma, sarma, yanında yoğurt, sonra kuzu kıymadan yapılmış su böreğini ye, yine zeytinyağlı, narekşisi konulmuş azıcık sirkeli, limonlanmış salatanla birlikte, kavurma veya etli patlıcan kebabını, ya da Adana’nı, ızgaranı ya da, sebze yemeklerinden birini veya etli kuru fasülyeni, karabiberlenmiş tuzu yerinde tereyağlı pilavınla birlikte ye. Eeee... E’siii Elhamdülillah…. Daha bitmedi ki…
Tatlı var tatlııı, üzeri antepfıstıklı güllaç, ya da saç arası, ya da baklava, havuç dilimi, kuş gözü bülbül yuvası, Anntep sarma vezir parmağı, ya daaa fırında sütlacını ye, buz gibi de iki barak suyunu iç… Eee, sonra kalk çayın yanında ya da Türk kahvesinin yanında cağranı (sigaranı) içme. Hiç olacak iş mi?
Yemek ağlar valla ağlar.
Bak hocam dedim, gel ne yapalım.11 ay içme, Ramazan’da iç, hiç olmazsa yemekten sonra bir tane yak, nasıl ama iyi fikir değil mi dedim. Hem hazmettirir, hem bağırsakları uyarır, sitrese iyi gelir vs.vs. Ne dedi dersiniz.
“Esat hocam sen var ya sen çok uyanık adamsın (estağfurullah) Bilyorsun tabi benim 11 ay içmedikten sonra zaten sigarayı bırakacağımı ve içmeyeceğimi.”
Nitelikli okurlarım; şaka bir yana eğer nefsinize hâkim olamıyorsanız, sigarayı elime aldım mı, ya da bi tane yaktım mı başlarım diyorsanız, bu metod size göre değil. Ama denemenizi isterim, yapabiliyorsanız gelin 11 ay içmeyin (seneye Ramazan’a kadar)11 ay sonra eğer ölmez sağ kalırsak ve sıra bize gelmediyse, ifardan sonra iki paket için yine kardasınız, yine kardasınız, kazançlı olan yine siz olursunuz, benden söylemesi.
Allah hayırlı ömürler versin babamın bir sözü var. “Oğlum baklava adamı hasta etmez, gavurma adamı hasta etmez, tereyağı adamı hasta etmez, STRES var ya STRES o işte adamı hasta eder.”
Stressiz, hayırlı Ramazanlar, sağlıklı iftarlar.
Hoşça, sağlıcakla kalın; ama en önemlisi adam gi,bi adam kalın… AMA
+++
HAFTANIN FIKRASI
Nasa’dan bir duyuru:
“Her ülkeden bir kişi en çok sevdiği bir şeyi yanına alacak ve tam bir yıl uzayda kalacaklar.’’
Amerikalı tabancalarını, Alman birasını, İngiliz bir İngiliz bayanı, Japon elektronik eşyalarını, Türkiye’den Temel de sigaralarını almış.
Tam bir yıl sonra dünyaya iniş yapmışlar.
Amerekalı; kan revan içinde: Silahla oynayacağım diye kolunu bacağını vurmuş. Alman; zil zurna sarhoş ayakta duramıyor. İngiliz; kucağında 2 aylık bir bebekle iniyor. Japon elinde bir robot, uzaktan kumandayla hareket ettiriyor. Temelim de inmiş sağa sola koşturuyor, panik içinde bir şeyler soruyor. Hayırdır Temel diyorlar...
“Ha uşağım, Allah rizasi içun bir ateş verin de şu sigarayı yakayum da..!
++++
BİRAZ DA GÜLELİM
SİGARANIN DAYANILMAZ FAYDALARI
Sigara içeni köpek ısırmaz; çünkü yanında baston taşır.
Evine hırsız girmez; çünkü sabahlara kadar öksürür.
Üzerine sinek konmaz; çünkü buram buram nikotin kokar.
Fazla yorulmaz; çünkü yorulunca tıkanacağını bilir.
Yürümek için zorlanmaz; çünkü tekerlekli iskemlede gezdirilir.
İhtiyarlamaz; çünkü genç yaşlarda sevdiklerine kavuşur.
Yüzlerine renk gelir; çünkü dişleri ve bıyıkları sapsarı olur.
Vücutları bir kuş gibi hafifler; çünkü ileri dönemdeki dolaşım bozukluğundan ötürü önce parmakları, sonra da el ve ayakları kesilir.
Kanser, Allah koruzun… Hadi, dumanınız bol olsun…
+++
HAFTANIN ÖYKÜSÜ
Ramazan gelmiş hoş gelmiş ne güzel de olmuş. Mutlu olabilmek için bir çok sebeb var aslında işte onlardan sadece bir kaçı. Mutluluk tarifleri….
Akşam oluyor, eve dönüyorsunuz. Pencereniz ışıklı. İçeri giriyorsunuz sofra kurulmuş. Herkes iyi.
Üç gündür aklınız başınızda değil. Bir test sonucunu bekliyorsunuz. Zaman geçmek bilmiyor. Nihayet... Yaşasııın!
Ayrılığa alışmaya çalışıyorsunuz. Zor. Köprüleri tam atmamışsınız henüz. İçinizde bir umut, gözünüz kulağınız telefonda. 'Bip bip'... Beklediğiniz mesaj geliyor.
Okuldan geliyorsunuz. Evde poğaça kokusu. Anneniz sesleniyor. 'Limonata da vaaar.'
Arabada gidiyorsunuz. Yaşadığınız şehir arkada kalmış. Sağınızda solunuzda çiçek açmış ağaçlar, uzakta yemyeşil tepeler, aralarda kırmızı damlı beyaz badanalı küçük evler. Bir kır kahvesine yanaşıyorsunuz.
Uyanıyorsunuz, içeriden kızarmış ekmek kokusu geliyor.ooohhh.
Koltuğa yayılmışsınız. Elinizde sizi çok sarmış olan bir kitap. Yanınızda kahveniz,hımmm.
Tatile çıkmaya iki gün kalmış.
Birazdan sevgilinizle buluşacaksınız, kendinizi çok güzel buluyorsunuz.
Doğduğunuz şehre gidiyorsunuz birkaç günlüğüne. Anneniz babanız mutlu. Yeniden çocuk oluyorsunuz.
Galiba o da size karşı ilgisiz değil.
A! Ağrı kesildi!
Belki on yere CV’nizi bıraktınız. Ama tık yok. Tam bu topraklara sitem etmekteyken bir telefon!
Bir hasta ziyaretinden dönüyorsunuz. Hastanenin kapısına çıktığınızda derin bir nefes alıyor ve hayata doğru yürüyorsunuz.
Elinizde harika demlenmiş bir bardak çay, dev ekranda maç seyrediyorsunuz. Üstelik sizin takım 2-0 önde.
Hava buz gibi. Donarak geliyorsunuz eve. Ocağın üstünde çaydanlık!
Bir el ensenizde, şakaklarınızda, sırtınızda, omuzlarınızda dolaşıyor. Gevşiyor, gevşiyorsunuz. Uyumak üzeresiniz.
Bir yaz günü, yeni yıkanmış, çiçekleri sulanmış, denize bakan balkonda sofra kuruyorsunuz. Bir içeri, bir dışarı...
Çocuğunuzun üç gündür düşmeyen ateşi düşmüş.
Kapı çalınıyor. Açıyorsunuz. O!
Onu ilk kez görüyorsunuz. Camın arkasında, minicik, pembe, uyuyor.
Uyanıyorsunuz, aklınıza geliyor, 'Bugün pazar.' Yeniden uyuyorsunuz.
'Oğlum doktor' diyorsunuz.
Böyle yüzlerce 'an' sayılabilir.
Ne kolay olduğunu gördünüz mutlu olmanın. Herkes gün içerisinde defalarca mutlu hissedebilir kendini. Maksat farkına varmak elbet. İdrak etmek.Sitressiz,Hayırlı Ramazanlar,sağlıklı iftarlar.
Ha, ama sizin kafanızda 'büsbüyük' tarifler varsa onu bilemem. İşiniz zor.