İdrak etmekte olduğumuz, Ramazan ayının tüm inananlara hayırlı ve bereketli olmasını dilerim. Allah’tan başı Rahmet, ortası Mağfiret ve sonu cehennem Azad olan bu mübarek günleri ve mübarek Ramazan ayını en güzel şekilde değerlendirebilen kullarından eylemesini dilerim. Bireyin gelişimince, özellikle küreselleşmenin bizleri zorla dönüştürmeye ve bireyin tamamen sekülarizmin etkisine girdiği bir dönemde, Ramazan; bolluk, bereket, sabır, paylaşma, bir ve birlik olma şuurunun zirveye çıktığı bir zaman dilimidir. Bu duygu ve düşüncelerle, Allah Ramazan ayından ziyadesi ile istifade ve istifaze edenlerden eylemesini dilerim.
Ramazan ayında ne gibi ibadetler, dualar yapılması gerektiği vs. konularına girmeyeceğim. Bu konu ile ilgili olarak bütün hocalarımızdan ve dua kitaplarımızdan konunun detaylarına ulaşmanın da çok kolay olduğunu düşünüyorum. Sonsuz Kudret Sahibi olan Yüce Allah; Bu Ramazan ayını, bütün bir İslam âlemi olarak ‘ İdrak – Şuur – Feraset- Basiret - Bir ve Beraber olmak’ noktasında, birey ve topyekûn olarak kendimizi check etmemize vesile kılmasını diliyorum. Bu Ramazan ayının son Ramazan gibi düşünmek gerektiğini… İslam âlemi olarak, emperyalizmin etkisinden ve zulümlerden kurtulmamıza, uyanmamıza, Agâh olmamıza vesile kılmasını diliyorum. Müslüman her daim ‘uyanık ve Agâh’ olmak zorundadır. Aksi durumlarda ise bölgemiz ve ülkemiz 100 yıllık müdahaleler, zulümler ve emperyalistlerin oyun sahası olmaya devam edecek demektir.
Son dönemde yaşadıklarımıza kabaca şöyle bir bakalım; 17–25 Aralık, Gezi kalkışması, Doğu bölgemizdeki terör, kaos ve karışıklıklar, 7 Haziran seçimlerinde yaşadıklarımız ve diğerleri… Bölgemizi ve ülkemizi karıştırmak, 100 yıllık hedeflerine ulaşmak adına, bütün şer güçler veya yedi düvel bir ve beraberken, İslam âleminin haline bir bakabilir miyiz? En küçük bir detay ile dahi ayrışmak, bir araya gelmemek adına her türlü bahaneler ve yollar denenmektedir. Acaba neden? İslam’ı tam olarak bilmediğimizden, öğrenmediğimizden olabilir mi? İslam’ı diğer tahrif dinler gibi içimizdeki fasıklardan öğrenmeye kalktığımız için olabilir mi? 1700’lü yıllarda bu bölgede İngilizler tarafından neden bir başka mezhep uydurmak için girişimlerde bulundular ki? Bu girişimler neden halen sür git devam etmektedir?
Geçtiğimiz günlerde, Almanya meclisinde yaşananlara ne dersiniz? Kendi vatandaşları vasıtası ile bir başka ülkenin meclisinde, kendi ülkesine ihanet görüşmeleri yapılan duruma bir bakar mısınız? Devlet başkanları görüşmelere dahi girmiyor. İhanet, bizden gibi görünenlere ihale edilmiş sadece… 100 yıl önce yaşadıklarımızdan ne farkı var ki? O günlerde de aynısı olmakta ve yaşanmakta idi. Devlet başkanı olacağı vaadi ile insanlar koskoca bir imparatorluğa ihanet noktasına gelebiliyor ve kocaman bir imparatorluğu içimizdekiler vasıtası ile paramparça olmasına seyirci kalıyorduk. Bu gün yaşadıklarımızdan ne farkı var ki? Rahmetli Cumhurbaşkanımız Özal’ın buyurduğu gibi; Bizim gibi ülkeler de satılık insan bulmak çok kolaydır. Avrupa ülkelerinde bu tür insanlarla karşılaşmanız neredeyse imkânsız denecek noktadadır. Acaba neden? Kolay bir şekilde satılık ve ihanet edebilecek adamlar yetiştiriyoruz ki? Eğitim sistemimiz ve Aile kurumumuzun parçalanmasından kaynaklı olabilir mi?
1100’lü yıllardan beri, özellikle de Selçuklu sultanları arasında meydana gelen taht kavgalarını fırsat bilen ‘Haçlılar - Avrupalılar’ bir bütün halinde İslam âlemine saldırmaya ve tecavüzlerde bulunmaya devam etmişlerdir. Bu saldırılarına doğrudan yapmayan – yapamayan Avrupalı, içimizden satın aldıkları taşeronları vasıtası ile halen devam etmektedir. Bir ve beraber olunan Osmanlı dönemde ise kısa süreliğine bu saldırılar inkıtaa uğramıştır. İslam âleminin bir ve beraber olduğunu gören ‘yedi düvel’ hep gerilerde durmuştur. Ne zamanki Müslümanlarda gevşeme, parçalanma ve rahatlama meydana geldi, saldırılarına, sömürgelerine hep devam etmişlerdir.
Ramazanın sadece oruçtan, iftardan, namazdan, teravihten, infaktan vb. ibaret olmadığını… Ramazanın sosyal ve beşeri boyutunun da bulunduğunu ve bizlerin bunları çoktan unuttuğumuzu… Bu duygu ve düşüncelerle, bu Ramazan ayının, bütün bir İslam âleminin uyanmasına, bireyin feraset sahibi olmasına, bir ve beraber olunmasına, ülkemizin ve bölgemizin artık zulümlerden arınmasına, Müslümanların emperyalistlerin oyun sahası olmasından kurtulmasına vesile kılmasını, Sonsuz Kudret Sahibi olan Yüce Allah’tan niyaz ederim. Allah kullarına fırsatlar, mekânlar ve zamanlar yaratır. Bu Ramazanı; uyanmak adına, birlik adına, beraberlik adına, zulümlerin son bulası adına ganimet bilelim…