Reina saldırısının failleri hesap veriyor

Terör örgütü DEAŞ'ın, 2017'nin ilk saatlerinde Ortaköy'deki eğlence merkezi Reina'da gerçekleştirdiği saldırının üzerinden bir yıl geçti- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Emniyeti ile çoğu yabancı uyruklu 39 kişinin hayatını kaybetmesine, 79 kiş

İSTANBUL (AA) - HANİFE SEVİNÇ - 2017'nin ilk saatlerinde terör örgütü DEAŞ'ın saldırısıyla çoğu yabancı uyruklu 39 kişinin yaşamını yitirdiği Ortaköy'deki eğlence merkezi Reina katliamının üzerinden bir yıl geçti.

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Ebu Muhammed El Horasani kod isimli Özbekistan vatandaşı Abdulkadir Masharipov Zeytinburnu'ndan ticari taksiyle Ortaköy'deki eğlence merkezi Reina'ya geldi.

DEAŞ terör örgütünün talimatı doğrultusunda kalaşnikof marka otomatik tüfekle, kapıdaki kişilere ateş açarak içeriye giren saldırgan, burada polis memuru Burak Yıldız'ı şehit etti.

Mekanda yılbaşı kutlaması yaparak eğlenen insanların üzerine otomatik tüfekle ateş açan saldırgan, 39 kişiyi öldürüp, 79 kişiyi de yaraladıktan sonra çıkan kargaşadan yararlanarak taksiyle olay yerinden kaçtı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce oluşturulan özel ekip ve 2 bin polisin MİT'le birlikte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın koordinesinde yürüttüğü çalışmalar kapsamında, Zeytinburnu, Küçükçekmece, Sefaköy, Silivri, Pendik ve Esenyurt'ta tespit edilen DEAŞ terör örgütünün "madafa" olarak tabir ettiği, örgütsel amaçlar doğrultusunda kullandığı teröristlerin barındırıldığı 152 adreste arama yapıldı.

Vatandaşlarca yapılan 2 bin 142 ihbar değerlendirildi ve 61 DEAŞ şüphelisi başta İstanbul olmak üzere Kayseri, Konya ve Hatay'da gözaltına alındı. Operasyon kapsamında 642 yabancı uyruklu kişi de kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından tehdit oluşturdukları gerekçesiyle 6458 sayılı kanuna göre sınır dışı edildi.

Saldırıdan sonra kaçan Masharipov'un yakalanması için 7 bin 200 saatlik kamera görüntüsü izleyen ekipler, 16 Ocak'ta 5 ilçede 15 adrese düzenlenen eş zamanlı operasyonlar sonucu, Masharipov ile DEAŞ mensubu 4 kişiyi gözaltına aldı.

- Taksim'de keşif yaptı

Masharipov, 11 Şubat'ta tutuklanırken, yapılan incelemede 27 Aralık'ta çektiği bir videoda istişhad (intihar) eylemi yapacağını, çocuklarının büyüyünce eşine zorluk çıkarmamalarını ve oğlunun da büyüdüğünde kendisi gibi istişhad eylemi yapması tavsiyesinde bulunduğu belirlendi.

Fail Masharipov'un, savcılık ve hakimlik sorgusunda çıkan detaylara göre, 28 Aralık'ta eylem talimatı aldığı Taksim Meydanı'na giderek cep telefonuyla özçekim yapar gibi davranarak keşif amaçlı görüntü kaydetti. Saldırgan, 31 Aralık'ta saat 19.00 sıralarında Taksim Meydanı'nda tekrar keşif yaptı. Meydana çıkan yolların polislerce kapatılması nedeniyle Telegram uygulaması üzerinden Ebu Cihad kod isimli DEAŞ mensubuyla görüşen saldırgana, yeni hedefin Reina olduğu bildirildi.

Ticari taksiyle Reina'ya gelen Masharipov, saldırıyı gerçekleştirdikten sonra mermileri bitince iki flashbangı etrafa atıp üçüncüsünü de intihar etmek için yüzüne tuttuğunu, ölmeyi amaçladığını, rehin olmamak için kendisini öldürmek istediğini söylerken, idam hükmü verilmesini istedi.

Saldırgan sorgusunda ayrıca, DEAŞ üyesi olduğunu kabul ederek, Reina saldırısından önce herhangi bir eyleme katılmadığını ve dünyada Hristiyanların yaptıkları öldürme olaylarına karşı onlardan öç almak amacıyla onların bayram günü bir eylem yapmayı düşündüğünü ve amacının Hristiyanları öldürmek olduğunu söyledi.

- İddianame

Saldırıya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 9 Mayıs'ta tamamlanan soruşturma sonucunda, aralarında saldırıyı gerçekleştiren Abdulkadir Masharipov'un da bulunduğu çoğunluğu yabancı uyruklu 51'i tutuklu 57 sanık hakkında iddianame hazırlandı.

İddianamede, terör saldırısı talimatının Suriye'de çatışma bölgelerinde faaliyet gösteren, DEAŞ'ın üst düzey sorumlularından Rusya vatandaşı "Ebu Cihad" kod adlı İslam Atabiev tarafından Masharipov'a verildiği belirtildi.

Saldırıyı gerçekleştiren Abdulkadir Masharipov hakkında, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçu ve olayda ölen 39 kişi için ayrı ayrı olmak üzere 40 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen iddianamede ayrıca, sanığın "terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar, olayda yaralanan 79 kişi için "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan bin 540 yıldan 2 bin 370 yıla kadar ve "Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet" suçundan da 7,5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

İddianamede, terör saldırısının planlayıcılarından İlyas Mamaşaripov, Abdurrauf Sert, Ali Jameel Mohammed ile saldırıyı gerçekleştiren Masharipov'un eşi Zarina Nurullayeva için de "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçu ve olayda ölen 39 kişi için ayrı ayrı olmak üzere 40 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile "terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar, olayda yaralanan 79 kişi için "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan yine bin 540 yıldan 2 bin 370 yıla kadar hapis cezası istendi.

İddianamede, terör örgütü içine "kadı" olarak görev yaptığı belirtilen Yasser Mohammed Salem Radown için de "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngörüldü.

Diğer sanıklar hakkında da "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ile "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

İddianamede, ''DEAŞ terör örgütünün hücrelere ayrılmış yapısı nedeniyle planlanan muhtemel eylem öncesinde, eylemci ile eylemde kullanılacak silah ve mühimmatların eylemden kısa süre önce bir araya getirildiği tespit edildi. Bu nedenle sanıkların, Reina eylemi tarzı gerçekleştirilmesi planlanan bir eylem öncesinde yakalandıkları anlaşılmaktadır.'' ifadelerine yer verildi.

İddianamede, açık kimliği bilinmeyen, "Tulpar", "Haku", "Mustafa Darsun", "Ebu Halid", "Muhammed Abdullah" kod adlı sanıklarla halen firari olan İlyas Aydın, Yunuscan Türkistanlı, İsa Gül, İslam Atabiev, Yusuf Nasır, Usman Sabirov, Khushnudbek Fazlıdınnov, Ayşa Yamin, Avazbek Adiljanov isimli DEAŞ terör örgütü mensuplarına ilişkin soruşturmanın ise ayrıldığı belirtildi.

- Mahkeme

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Mayıs'ta iddianamenin kabulüne karar vererek, ilk duruşmanın 11 Aralık ve sırasıyla 12, 13, 14 ve 15 Aralık'ta yapılmasına hükmetti.

Davanın duruşması, mahkemenin kararı üzerine güvenlik gerekçesiyle Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada yer alan salonda yapıldı.

Sanık Abdulkadir Masharipov, 11 Aralık'taki ilk duruşmada diğer tutuklulardan ayrı olarak koluna giren iki jandarma görevlisi eşliğinde salona alındı ve diğer sanıklarla temas kurmaması için iki tarafında ve arkasındaki sıraya da askerler oturtuldu.

Duruşma salonunda sanıkların çoğu yabancı uyruklu olması nedeniyle 7 tercüman aracılığıyla Özbekçe, Uygurca, Kazakça, Rusça, Arapça, Fransızca ve İngilizce çeviri yapıldı.

İlk olarak savunması alınması için kürsüye çağrılan Abdulkadir Masharipov, Türkiye'nin kanunlarını bilmediği için avukatıyla görüşmeden savunma yapmayacağını söyledi.

Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, kürsüye çıkıp savunma yapmaması nedeniyle sanığa tepki göstererek, "Burayı şov yerine çevirtmem. Konuşmayacaksan otur yerine otur." dedi.

Sanığın avukatının buna tepki göstermesi üzerine Başkan Dağ, "Mahkemeler şov yeri değil, Türkiye Cumhuriyeti adına, millet adına karar veren ve sonrasında da mağdur haklarını savunan yerlerdir." diye konuştu.

- Sanığın eşi

Duruşmaya SEGBİS'le bağlanan saldırganın eşi tutuklu sanık Zarina Nurullayeva ise Türkçe savunma yaptı.

Eşiyle 2012'de evlendiğini, tek suçunun ve tutuklanmasının nedeninin bu olduğunu belirten Nurullayeva, evlendikten sonra eşinin aşırı örgütlere eğiliminin başladığını söyledi.

Nurullayeva, "Eşim 31 Aralık 2016'da eve gelip pazar alışverişimizi yaptı. Ne yaptığını sorduğumda 'Sonra konuşuruz.' deyip gitti. Bir daha görmedim. 1 Ocak 2017'de kaldığımız eve gelen bir kişi eşim tarafından gönderildiğini, başka bir yere götürüleceğimizi söyledi. Kocam daha önce bahsettiği için ona güvendim. Pendik'te bir eve gittik. Bu kişi ayrıca bana kocamın öldüğünü söyledi. Çok ağladım, bir süre sonra da ölmediğini söyledi. Pendik'teki adrese gelen ve eşimin arkadaşı olduğunu söyleyen kişi oğlum Muhammed'i zorla aldı. Tüm ısrarıma rağmen 'Babasına götüreceğiz.' diyerek aldılar çocuğumu. Halen nerede olduğunu bilmiyorum." diye konuştu.

Masharipov da "Oğlumu kimin aldığını bilmiyorum. Suriye'deki Ebu Cihad'a çocuğumu almasını söylemiştim. Çok gürültü yapar diye 'Benim yanıma getirme.' demiştim." ifadelerini kullandı.

- 7 sanık tahliye edildi

Bazı sanıklar ile duruşmaya gelen müştekilerin dinlenildiği duruşmada, mahkeme 7 sanığın adli kontrol tedbirleri konularak tahliye edilmesine karar verdi.

Saldırgan ve eşinin de aralarında bulunduğu 44 sanığın bu hallerinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 26, 27, 28, 29 ve 30 Mart'a erteledi ve duruşmaların, 5 gün boyunca güvenlik gerekçesiyle Silivri'de yapılmasına hükmetti.

Ortaköy'deki eğlence merkezi Reina da 22 Mayıs'ta yıkıldı.

AA

Gündem Haberleri

NöroGenesis Projesi Tamamlandı: Yeni Nesil Yetkinlikler Kazanıldı
Poşet 50 kuruş oldu
Kapadokya geceye hazır: Kuş uçurtulmayacak
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı, Genel Sekreterlik oldu
Yurt dışına Çıkış Harcı Uygulama Genel Tebliği Resmi Gazete’de