Rekabet Kurulunca motorlu taşıtlar sektöründe faaliyet gösteren 23 teşebbüs hakkında, rekabeti ihlal edip etmediklerinin belirlenmesi amacıyla yürütülen soruşturma kapsamında, teşebbüslerin sözlü savunmaları alınmaya başlandı.
Rekabet Kurulu konferans salonunda yapılan sözlü savunma toplantısının açılışında konuşan Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, 9 Eylül 2009 ve 28 Ocak 2010 tarihli kararları uyarınca, motorlu taşıtlar pazarında faaliyet gösteren 23 teşebbüs hakkında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanuna göre, rekabet ihlali olup olmadığının tespiti amacıyla soruşturma açıldığını hatırlattı.
Kaldırımcı, soruşturma yürütülen teşebbüs sayısı ile bu teşebbüsler adına katılacaklarını bildiren katılımcıların sayısı ve savunmaların bütünlüğü dikkate alınarak, teşebbüs temsilcilerinin 3 grup halinde dinleneceğini belirtirken, ilk grupta, teşebbüslerden ''ALJ Otomotiv E.Ş. ve MAİS Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş., Anadolu Araçlar Ticaret A.Ş. ve Çelik Motor A.Ş., Doğuş Otomotiv Servis ve Tic. A.Ş., İsotlar Motor Otomotiv Petrol Turizm Nakliye İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş''nin savunmalarının alınacağını kaydetti.
SORUŞTURMA HEYETİNİN RAPORU
Rekabet Baş Uzmanı ve Soruşturma Heyeti Başkanı Orçun Senyücel de soruşturma heyetince hazırlanan raporda da iki temel ihlalin varlığının tespit edildiğini, bunlardan ilkinin teşebbüsler arasında geleceğe yönelik fiyat stratejisine ilişkin görüşmeleri, diğerinin ise stok, hedef ve satış stratejisine ilişkin ilişkin görüşmeler olduğu bildirildi ve şunları kaydetti:
''Soruşturma heyeti özellikle ÖTV indiriminden 3 gün sonra 19 Mart 2009'da 13 firmanın katıldığı ve bulunan elektronik posta çerçevesinde 'tüm markaların kısa vadede zam yapmayı planladıklarını' açıkladıkları ve tamamına yakınının da fiyat artışına gittikleri toplantı, Haziran 2009 tarihinde gene ÖTV'de değişim üzerine 3 firmanın iletişimde olmaları, 2006 yılında 4 büyük teşebbüsün avro kurundaki artışı fiyatlara yansıtıp yansıtmamaya yönelik görüşmeleri ve ardından fiyatlarını aynı gün artırmaları, 2008 yılında avro kurundaki değişim üzerine toplam 15 firmanın katılımının olduğu iki ayrı toplantıda fiyatlarda artışın olup olmayacağı tartışmaları ile çeşitli diğer fiyat, stok, hedef ve satış stratejisine ilişkin görüşmeler sebebiyle 19 teşebbüse ceza verilmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır.''
Soruşturma raporuna göre, ''Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş., Honda Türkiye A.Ş., Karsan Otomotiv Sanayi ve Tic. A.Ş. ve General Motors Türkiye Ltd. Şti. unvanlı teşebbüsler hariç olmak üzere 19 teşebbüsün 4054 sayılı Kanunun ilgili maddesi çerçevesinde idari para cezası verilmesi gerektiğini belirten Senyücel, söz konusu 4 teşebbüs hakkında ise kanunu ihlal etmedikleri sonucuna varıldığını ifade etti.
Senyücel, soruşturma heyetince hazırlanan raporda, Honda Türkiye A.Ş, Karsan Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. ve General Motors Türkiye Ltd. Şti. unvanlı teşebbüslerin hedef, stok ve satış stratejisine yönelik bilgilerini rakipleriyle paylaşmamaları yönünde uyarılmaları gerektiği görüşüne yer verildini sözlerine ekledi.
Soruşturma heyetince hazırlanan raporun okunmasının ardından sözlü savunmaların alınmasına ALJ Otomotiv A.Ş. şirketi ile başlandı.
23 TEŞEBBÜSÜN SAVUNMASI ALINACAK
Hakkında soruşturma açılan ve motorlu taşıtlar sektöründe faaliyet gösteren 23 teşebbüs şöyle:
''ALJ Otomotiv A.Ş, Anadolu Araçlar Ticaret A.Ş., Baylas Otomotiv A.Ş., Borusan Otomotiv İthalat ve Dağıtım A.Ş., Çelik Motor Ticaret A.Ş., Doğuş Otomotiv Servis ve Ticaret A.Ş., Ford Otomotiv Sanayi A.Ş., General Motors Türkiye Ltd. Şti., Honda Türkiye A.Ş., Hyundai Assan Otomotiv San. ve Tic. A.Ş., İsotlar Grup A.Ş., Karsan Otomotiv San. ve Tic. A.Ş., Mais Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş., Mazda Motor Logistics Europe NV. Merkezi Belçika Türkiye İstanbul Şubesi, Mercedes Benz Türk A.Ş., Mermerler Otomotiv Taşımacılık, Turizm, Tekstil, İnşaat, Gıda ve Pazarlama A.Ş., Nissan Otomotiv A.Ş., Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş., Peugeot Otomotiv Pazarlama A.Ş., Şahsuvaroğlu Kimyasal Ürünler Otomotiv Pazarlama San. ve Tic. Ltd. Şti., Temsa Global Sanayi ve Ticaret A.Ş., Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş., Toyota Pazarlama ve Satış A.Ş.''
RENAULT MAIS GENEL MÜDÜRÜ AYBAR
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, şirketinin rekabet kuralları ihlal etmediğini belirtirken, ''Eğer (ÖTV indirimi döneminde) ihlalin tarafı olsaydık en çok satan iki modele zam yapardık'' dedi.
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, Rekabet Kurumu tarafından motorlu taşıtlar sektöründe rekabeti ihlal ettikleri gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan 23 şirketin, sözlü savunma toplantısında yaptığı konuşmada, 11 yıldır Mais'in genel müdürlüğünü yaptığını ve bu süre içinde kurumda rekabet uyum programının çok yoğun bir şekilde uygulandığını söyledi.
Rekabet uyum programı kapsamında yöneticiler başta olmak üzere çalışanların çeşitli eğitimler aldığını vurgulayan Aybar, ayrıca rekabet uyumu konusunda bir de talimatname yayımladıklarını vurguladı.
Soruşturulan dönemde Türkiye ve dünyada önemli bir ekonomik krizin yaşandığını, bu nedenle Avrupa ve ABD başta olmak üzere ülkelerin çok ciddi önlemler aldığını hatırlatan Aybar, bu çerçevede Fransa hükümetinin daralan pazar nedeniyle sıkıntıya düşen fabrikaların ayakta kalmasını sağlamak amacıyla Renault'a 3 milyar avroluk bir destek verdiğini kaydetti.
Söz konusu dönemde Türkiye'de de otomobil pazarında satışların durduğunu, stokların elde kaldığını, bu nedenle bütün meslek örgütlerinin yaptığı gibi hükümetle yoğun diyaloğa girdiklerini ifade eden İbrahim Aybar, şunları kaydetti:
''O zaman Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Başkanı olarak ben de bu görüşmelerde yoğun olarak bulundum. Ekonomi Koordinasyon Kurulu Odalar Birliği Başkanı ile bizi birlikte özel olarak davet etti. O zaman geçici bir dönem ÖTV indiriminin sektöre nasıl nefes aldıracağını argüman olarak sunduk. Bize stok seviyeleri soruldu, o dönemde 150 bin civarında bir stoğun çıktığını belirlediler. Biz bunu EKK'ya sunduk. Bu stoklar bütün 2009 yılını kapsayan bir satış hacmini ancak veriyor. Birçok distribütörün iflasa kadar sürüklenebilecek bir sorunla karşı karşıya kaldığını anlattık. Bunun ardından Bakanlar Kurulu Kararı ile ÖTV indirimleri geldi. Bundan sonra da ciddi bir talep artışı başladı. Ocak ve şubatta satışlar 20 bin adet iken, marttan itibaren 2,5-3 katına çıktı. Ancak 8 ayda biteceğini öngördüğümüz stoklar 3-3,5 ayda bitti. Daha sonra hükümetimiz bu trendi devam ettirmek için daha az indirim oranıyla ÖTV indiriminin biraz daha sürdürülmesine karar verdi.''
YENİ GELEN ÜRÜNLERE ZAM YAPILDI
ÖTV indirimi döneminde belli ürünler de tükenmeler başladığını kaydeden Aybar, bu ürünlerin yerine yenilerinin konmasının biraz daha maliyetli olduğunu, bu nedenle de zam yapmak durumunda kaldıklarını bildirdi.
Aybar, ''Biz en fazla sattığımız Renault markası Megane ve Symbol, bu araçlara zam yapmadık. Biz eğer ihlafın tarafı olsaydık kendi segmentinde en çok satan bu iki modele herhalde zam yapardık. Fakat böyle bir gerek görmedik'' dedi.
Otomobil firmalarının genelde nisan, mayıs aylarında ürün değişiklikleri yaptığını, bazı otomobillerde küçük değişiklikler olduğunu, bazılarının ise tamamen modelinin değiştiğini söyleyen Genel Müdür, 2009 Nisan ayında Clio modelinin çok ciddi şekilde tipinin değiştiğini, yeni gelen araçların da fabrikadan yüksek maliyetle geldiğini ve bunun da küçük bir kısmını maliyetlerine yansıttıklarını hatırlattı.
Yine söz konusu dönemde Laguna'nın stoğu kalmadığı için yenisini Avrupa'dan getirttiklerini anlatan Aybar, bu nedenle Laguna'da da küçük oranda bir zam yapıldığını, yapılan tüm zamların da bunlardan ibaret olduğunu bildirdi.
Aybar, ''Eğer (ÖTV indirimi döneminde) ihlalin tarafı olsaydık en çok satan iki modele zam yapardık. Yani eğer zam yapmak zorunda olsaydık Megane ve Symbol'e zam yapardık. Ben bugün neden bu soruşturma ortamında, burada bulunduğumu anlamakta zorluk çekiyorum. Rekabet uyum programına kendini içsel olarak bu kadar adamış bir kurumun yöneticisi olarak bu ortamda bulunmak beni düşünmüyor'' diye konuştu.
Rekabet ihlali yapan bir şirket olmadıklarını vurgulayan Aybar, ODD'nin de ihracatıyla, teknolojisiyle Türkiye'nin bir numarası olan bir sektörün ihtiyaçlarını karşılamak, sektörün verilerinin kamuoyuna açıklanmasını sağlamak amacıyla kurum olarak ortaya çıktığını söyledi.
''BASKIN DÜZENLENSE BİLE EKSİK BULUNMAZ''
Rekabet konusunda bilinçlenmenin önemine dikkati çeken Aybar, şirket olarak bu bilinçlenmeyi A'dan Z'ye çok hızlı bir şekilde yaptıklarını ve bunu yeterince uyguladıklarını söyledi.
Aybar, kendilerinin bu rekabet uygulamasına ''hiç belli olmayan bir günde kendilerine bir baskın düzenlense bile hiç bir eksiklik bulunmayacak şekilde her gün uyguladıklarını ve herkesin bu konuda çok özen gösterdiğini'' vurguladı.
SAVUNMADA ''12 KIZGIN ADAM'' FİLMİNDEN ÖRNEK
Savunmada ''12 Kızgın Adam'' filminden alıntı yapan ve filmin bir dakikalık bölümünü kurul üyelerine izlettiren Avukat Şahin Ardıyok, filmde de olduğu gibi bulunan tespitlerin aksinin de olabileceğini, tespitlerin ispat hükmünü karşılayıp karşılamamasının önemli olduğunu ifade etti.
ALJ OTOMOTİV
Daihatsu markasıyla pazarda yer alan ALJ Otomotiv Anonim Şirketi Genel Müdürü Burak Beşer de küresel ekonomik krizin Türkiye üzerindeki ilk etkilerinden birinin otomobil satışlarındaki düşüş olduğunu, özellikle 2008'in son çeyreğinde firmaların krize çok büyük bir stokla yakalandığını ifade etti.
Japon Yeni maliyetleri nedeniyle ithalat maliyetlerinin yükseldiğini dile getiren Beşer, ''ÖTV indirimi sonrası elimizden geldiği kadar bu maliyetleri düşürmek amacıyla fiyatlarımıza artış yapmadık. Fakat TL bazındaki maliyetimiz de yüzde 50 arttı'' diye konuştu.
Şirketin avukatı Şahin Ardıyok ise çoğu otomobil şirketi ithalatını avro üzerinden yaparken, kendilerinin Japon Yeni üzerinden yaptığını, dolayısıyla ÖTV indirimin ardından Japon Yeninin değerlenmesi nedeniyle maliyetlerinin arttığını söyledi.
Ardıyok, Daihatsu'nun sattığı araçların geniş bir müşteri portföyüne hitap etmediğini, dolayısıyla rakiplerle anlaşma yapmalarına gerek olmadığını vurguladı.
2006-2009 dönemine bakıldığı zaman pazarın dinamik bir yapısının olduğunun görülebileceğini, şirketlerin pazardaki sıraları ve paylarında yıllar itibariyle önemli değişiklikler olduğunu, dolayısıyla bu tabloya bakıldığında firmalar arasında bir mutabakatın gerçekleşemeyeceğinin görüleceğini söyledi.
***
DOĞUŞ OTOMOTİV YÖNETİM KURULU BAŞKANI ACAR
Doğuş Otomotiv Servis ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, rekabete aykırı bir davranış içinde olmadıklarını belirterek, ''Bizim şirketimiz Türkiye'deki ve dünyadaki bir çok şirketten farklı konumda. Üzülerek böyle bir soruşturmaya taraf olmamız dahi bizim için olacak en büyük cezaların başında geliyor'' dedi.
Acar, Rekabet Kurumu tarafından motorlu taşıtlar sektöründe rekabeti ihlal ettikleri gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan 23 şirketin, sözlü savunma toplantısında yaptığı konuşmada, dünyanın en büyük ekonomik krizinin yaşandığı dönemde dünya genelinde hükümetlerin otomotiv sektörüne destek verdiğini hatırlatırken, bu dönemde Türkiye'de yapılan ÖTV indirimiyle otomotiv sektörünün desteklendiğini söyledi.
ÖTV indirimiyle iç piyasadaki satışların arttığını, stokların eridiğini ve istihdama katkı sağlandığını anlatan Acar, bu dönemde verilen teşviklerin tamamen otomotiv sektörünün ve Türk sanayisinin tekrar canlanması için olduğunu kaydetti.
Doğuş Otomotiv'in şirket yapısı hakkında da bilgi veren Acar, şirketin 2004 yılında halka açıldığını, ve SPK'dan kurumsal yönetim derecelendirmesi olan tek otomotiv şirketi olduğunu söyledi.
Şirketin, Türkiye genelinde, iyi ahlaklı, çevreye, çalışanına değer veren, rekabete saygı gösteren bir şirket olduğuna işaret eden Acar, ''Bizim şirketimiz Türkiye'deki ve dünyadaki bir çok şirketten farklı konumda. Üzülerek böyle bir soruşturmaya taraf olmamız dahi bizim için olacak en büyük cezaların başında geliyor'' dedi.
İddia edildiği gibi rekabete aykırı davranış içinde bulunmadıklarını belirten Acar, şunları kaydetti:
''15 değişik markanın temsilciliğini yapıyoruz. Volkswagen bunlardan bir tanesi. 500 ayrı noktada satış hizmeti var. Üst üste Almanya'dan ödüller alıyoruz. Satış ve satış sonrası hizmetlerde dünya çapında başarı sağlıyoruz. Burada ne kadar rekabet oluyorsa, bizim için o kadar makbuldür diye nitelendiriyoruz. Rekabete aykırı bir konumda olmaktansa rekabetin içinde olmak her zaman tercih ettiğimiz bir durum. 1994 yılında kurulduğumuzda binde 5 pazar payı vardır Wolswagen ve bütün markalarımızın. Bugün pazar payımız yüzde 12,5. Bizim bu derece pazar payında yoğun bir şekilde yükselmemiz, rekabetin son derece açık olmasıyla gerçekleşmiştir.''
YÜKSEK CİROYA KARŞIN DÜŞÜK KARLILIK
Geçen yılı, en iyi yılları olarak niteleyen Acar, bu dönemde 3,5 milyar lira ciro yaptıklarını, ancak buna karşın sadece yüzde 4,5'luk bir kararlılıkla çalıştıklarını söyledi.
Soruşturmaya esas yılda ise ciddi bir zarar elde ettiklerini anlatan Acar, bu zararı telafi etmek için 2009 yılında 40 milyon lira tasarrufa gittiklerini, şirketin merkezini sırf düşük kiralı olduğu için Maslak'tan Gebze Şekerpınar'a taşıdıklarını ifade etti.
Acar, ''karın zor elde edildiği bir ortamda mücadelenin ve rekabetin bu kadar yoğun olduğu bir ortamda, otomotiv sektörü rekabetin en başında olan sektörlerin başında geliyor'' diye konuştu.
Doğuş Holding temsilcisi de tespitlerle iddiaların yeterince örtüşmediğini, herhangi bir uzlaşmanın tarafı olmadıklarını, maliyet arttığını zam yaptıklarını, kurlar dengeye geldiğinde ise indirim yaptıklarını kaydetti.
ÇELİK MOTOR TİCARET A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ
Anadolu Araçlar Ticaret A.Ş. ile Çelik Motor Ticaret A.Ş. adına savunma yapan Çelik Motor Tic. A.Ş. Genel Müdürü Bora Koçak da hiç bir şekilde şirket içi ya da şirketler arası bir bilgi paylaşımında bulunmadıklarını söyledi.
Şirketin 2009 yılında en yüksek stok seviyesinde olduğu dönemde bile 300 adet stoğu bulunduğunu anlatan Koçak, şirketin 2008 yılının içerisinde ÖTV indiriminden bağımsız olarak çeşitli fiyat artışlarına gittiğini, aynı dönemde de fiyat artışlarına devam ettiğini ifade etti.
Koçak, stokların az olması nedeniyle iki şirketin de zarara uğradığını, bu zararı karşılamak için yapılan fiyat artışlarının da döviz kurundaki artışı karşılamadığını belirtti.
Çelik Motor Ticaret A.Ş. adına konuşan Avukat Zeynep Ergün de, ÖTV indiriminden sonraki dönemde fiyatlardaki artışların stratejik bir bilgi olmadığını, bu fiyat artışlarının talep artışına ve model değişimine bağlı olduğunu söyledi.
Zarar eden bir şirketin zararı kompanse etmek için yaptığı fiyat artışlarının rekabet ihlali olarak değerlendirilmemesi gerektiğini ifade eden Ergün, ''Eğer, Çelik Motor ÖTV indirimini fırsat silip fiyat artışına gitseydi, çok sattığı ürün üzerinde fiyat artışına giderdi az sattığı üründe üst üste artışa gitmezdi'' dedi.
Ergün, ODD toplantısına katılmaktan başka hiç bir eylemde bulunmayan, herhangi bir gibi ortak harekete katılıp fiyat artımı yapmayan, hiç bir bilgi paylaşımında olmayan şirketin soruşturma kapsamı dışında kalması gerektiğini savundu.
FORD OTOMOTİV SANAYİ A.Ş GENEL MÜDÜRÜ OTAY:
Ford Otomotiv Sanayi A.Ş Genel Müdürü Nuri Kamil Otay, Ford Otosan'ın rekabeti bozucu hiçbir amaç ve eylem içerisinde olmadığını bildirdi.
Otay, Rekabet Kurulunca motorlu taşıtlar sektöründe rekabeti ihlal ettikleri gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan 23 şirketin, sözlü savunma toplantısında yaptığı konuşmada, soruşturmanın kendileri için önemli olduğunu belirtti. Oktay, rekabeti bozan ortak eylem olup olmadığını anlamak için sadece e-posta mesajlarına bakmak yerine şirketin bütün usullerinin, karar alma mekanizmalarının daha iyi incelenmesi gerektiğini söyledi.
Türk otomotiv sektörünün kurucu firmalarından olan Ford'un faaliyetleri hakkında bilgi veren Otay, Ford Otosan'ın 9 yıldır Ford markasıyla en fazla araç satan marka olduğunu ifade etti.
Ford'un 2011 yılında atılımlarını sürdürme hedefiyle yeni yatırım kararları aldığını anlatan Otay, bu kapsamda transitin yeni ürünleri için 485 milyon avroluk, yeni hafif ticari araçlarına dönük de 205 milyon avroluk yatırım yapılacağını bildirdi.
Otay, ''Yani alt alta koyduğumuzda önümüzdeki 3 yılda toplam 1,4 milyar liralık bir yatırım yaparak, 2023 yılında Türkiye ekonomisinin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alma hedefini destekliyoruz'' dedi.
Şirkette tüm fiyatlama kararlarını genel müdürün aldığına dikkati çeken Otay, ''Kurumun başındaki kişi olarak fiyat belirleme usullerinin hiçbir zaman rakiplerle anlaşma veya onlardan işaret alma ya da işaret verme esasına dayanmadığını açıkça belirtmek isterim'' diye konuştu.
Ford'un bazı segmentlerde pazar lideri olduğunu, bazı segmentlerde de ikinci ya da üçüncü konumda bulunduğunu anlatan Otay, pazarın 9 yıldır en çok satan markası olarak Ford'un bu avantajını paylaşarak, rakipleriyle anlaşarak hareket etmesinin piyasa realitesi ile uyumlu bir varsayım olmadığını söyledi.
Ford'un Türkiye'nin en önemli sanayi kuruluşlarından biri olmasının kendilerine yasalara uygun hareket etmek, markanın ve ortakları Koç Holding ve Ford Motor Co.'nun itibarını korumak gibi sorumluluk yüklediğini ifade eden Otay, son 15 yıllık dönemde tüm operasyonlarını mevzuata uygun hale getirmek için ekipler kurduklarını kaydetti.
Rekabet mevzuatı konusunda da çalışanlara çok sayıda eğitim verdiklerini belirten Otay, şirket genelinde kapsamlı bir rekabet uyum programını gerçekleştiklerini söyledi.
''ORTAKLARIMIZIN İTİBARI ZARAR GÖRÜYOR''
Ford Otosan'ın rekabeti bozucu hiçbir amaç ve eylem içerisinde olmadığını söyleyen Otay, bu amaca yönelik hareketlerin kendileri için kabul edilemez olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Soruşturmanın rekabeti bozucu hiçbir eylem içinde olmamış şirketimizin ve büyük ortaklarımız Koç Holding ile Ford Motor'un kamuoyunu nezdinde itibarına ciddi anlamda zarar verdiğini ve yöneticilerimizi de ortakları nezdinde bir yerde zan altında bıraktığını görüp bundan üzülüyoruz. Kurulun vereceği karara çok önem veriyoruz.
Dileğimiz büyük önem verdiğimiz bu soruşturmadan aklanarak çıkmak, ülke kalkınmasında üzerimize düşeni yapmaya devam etmek.''
İSOTLAR OTOMOTİV'DEN İLGİNÇ SAVUNMA
İsotlar Motor Otomotiv Petrol Turizm Nakliye İnşaat San. ve Tic. Şirketi Genel Müdürü Kurthan Tarakçıoğlu, şirketin satışa sunduğu Hintli TATA markasının pazarda varolma savaşı veren bir marka olduğunu, böyle bir toplantıda olmalarının anlamını bulmakta zorlandıklarını söyledi.
TATA'nın 2008 yılında binde 6, 2009'da binde 3'lük pazar payı olduğuna dikkati çeken Tarakçıoğlu, TATA'nın piyasadaki tek gücünün ucuz olması nedeniyle fiyat avantajı olduğunu vurguladı.
Fiyatta yapılacak bir uyum çalışmasının da kendi aleyhlerine olacağını belirten Tarakçıoğlu, ''TATA'nın elinde ne bir marka gücü var ne bir reklam gücü var, ne de güçlü ürünlere sahip. 16 bin liralık İndigo modeli var ancak fiyat avantajı ile pazara hitap ediyor'' dedi.
İsotlar adına savunma yapan Avukat Hilal Utku'da ODD'nin toplantısına katılmalarına rağmen, toplantıda rakipleri olan hiç bir marka bulunmadığını belirtti.
Dolayısıyla da rekabeti kısıtlamaya dönük hiçbir hareketin söz konusu olamayacağını belirten Utku, ''hangi tüketici BMW almaya giderken, TATA showroomunun önünden geçerken, BMW yerine TATA almaya karar verir? Ya da Nissan yerine 3 tane TATA alabilir mi?'' şeklinde savunmada bulundu.
Utku, İsotlar'ın söz konusu dönemde fiyat artırımına da gitmediğine de dikkati çekerken, bu nedenle kendilerine az da olsa bir ceza verilmemesi gerektiğini söyledi.