Reklam bir görsel, iki lafla yapılacak kadar basit bir iş olsaydı bugün bizim reklamcılarımız dünyaya bedel olurdu! Konya’da reklamcılığın Kabe’si olurdu. Şimdi Londra reklamcılığın Kabe’si olarak nitelendiriliyorsa bir bakmak lazım lütfen! Reklamcılığın çok fonksiyonlu, uzmanlık gerektiren ve içinde sanatında olduğu konsantre bir iş olduğunu görebilmek için uzun uzun bakmak lazım. Belki de çok çok uzun…
Çok fonksiyon!...
Uzmanlık!...
Sanat!...
Konsantre!...
Reklamlara bakınca bunlardan hangisinin ne yoğunlukta olduğunu anlamak zor değil. Uğraşılmış mı, uğraşılmamış mı, işe bilen mi yapmış, acemi mi, tahrik mi etmiş, tahriş mi …
Şayet sizin etkilenmeniz gereken bir ürünse ve siz etkilenmediyseniz demek ki reklam yanlış yeri tahrik etmiş. Dolayısıyla sizi tahriş etmiş. Reklam amaca hizmet edecek şekilde ikna etmeli, yani tahrik etmeli. Amaca hizmet etmek…
Büyük olsun bizim olsun, kırmızı olsun iki lira fazla olsunla reklamcılık yapılırsa tahrik yerine tahriş olur, hep olur. Maalesef! Hedef kitle analizi yapmadan yapılan reklamlar hep tahriş yapacaktır. Bu analizi yapan reklamlar yapılmıyor değil. Ama çok az. Artması için çok bağıracağız anlaşılan.
Bugün imaj reklamları için Konya’da kullanabileceğiniz bir mecranın reklamlarından birkaç tanesini analiz edeceğiz. Mecra dergi, araç Konya Life. Sıcak sıcak gönderilen Konya Life’ın reklamlarına bugün bir değinelim. Kalan reklamları sonraki haftalarda analiz etmeye sürdüreceğim. Radyo reklamcılar da meraklanmasınlar, radyo reklamlarına da bir bakış gelecek bu sayfalardan.
Türkiye’de ulusal ölçekte basın televizyondan sonra en fazla reklam pastasından pay alan kategori. Basın kategorisi gazete ve dergiden oluşuyor. Dergi (yüzde 2,60), gazeteye (yüzde 26,96) göre düşük bir paya sahip olmasına karşın imaj reklamları için biçilmiş kaftan.
Reklam işini, doğrudan kendi kitlesiyle buluşturan bir mecra. Dergi reklamcılığı kesinlikle çok lüzumlu, çok gerekli. Ancak yerelde dergilerdeki enflasyon bu analizi sıfırlıyor. Dergi için söylediklerim sadece uzman ve profesyonel dergiler için geçerli oluyor. Sürdürülebilir dergi için nefes yeterli. Nefes için de akciğer lazım.
Konya Life, Konya’da dergi kategorisinin amiral gemisi desek yanlış söylemeyiz herhalde. Bu imaj dergisinde reklam yapan firmalara bir bakalım, reklamın gerektirdiği analizleri yaparak mı reklam yapmışlar. Yoksa tahriş reklamlarına mı imza atmışlar.
Önümüzdeki hafta için bir başka hatırlatmamı da hemen yapayım. Önümüzdeki hafta Torku ve Konya Şeker reklam analizleri yapacağım. Bekleyin.
Buyurun dergi reklamlarımıza…
Şah Inn Paradise, reklama bir başlık atmış ki insanları nereye koşullandırdığı belli değil! Bu kalp sizi unutur mu! diyor. Şarkının sözleri böyle değil bir kere. (Filmi de yapıldı değil mi?) “Bu kalp seni unutur mu” olacak. Sizi ile seni arasındaki hem anlam hem de samimiyet farkını, fark ederek kullanmışsınız herhalde!
Çok samimi olmak istemiyorsunuz demek ki…
Çok ciddiyet istiyorsunuz demek ki …
İnsanlarla yüzgöz olmak istemiyorsunuz demek ki…
Tatil yerini göstererek bu başlık kullanılmaz.
Hani kalp, nerede kalp? Unutmayan kalp kimin kalbi. Sizli bizli konuşarak zaten unutmuşsunuz ki…
Buz gibi reklam yapmışsınız. Çok soğuk. Sıcağa sıcak bir seslenişle çağırabilirsiniz.
Selet’in reklamından ne anladınız Allah aşkına! Bu reklamda da başlık yok. (Grafik olarak iyi ama reklam…) Başlığı unutmuşlar hayret. (Banka kart reklamlarına özenerek yapılan kötü bir reklam olmuş. Bakınız Advantage) Ne dediği hiç belli değil. Başlık olmayınca vaadi de anlamıyoruz. İsmini söylemenin dışında başka hiçbir farkım yok diyor. Rakiplerden farkın ne? Yok.
Reklam dünyasına bir yeni aktör gelmiş. Demirpolat Şirketler Grubu ilk defa gördüğüm bir firma. 7 şirkete sahip bir grup doğmuş demek ki. Hayırlı olsun. “Buğdaya kalite katan güçlü kuruluş” başlıklı reklamı doğru bir imaj reklamı olmuş. Bilinirlik için bu reklama görsel tasarım kalitesi de katarsa Demirpolat Şirketler Grubu temiz bir algıyla yoluna devam eder. Güçlü kuruluş olarak güçlü imaj reklamlarını sürdürülebilir yapmalarını tavsiye ederim.
Akınsoft daha önce farklı bina iletişimi ile köşemize konuk olmuştu. Bu sefer promosyon reklamı ile konuk oldu. İmaj reklamları için doğru bir mecra olan dergide yanlış bir reklam yapmışlar bu sefer. İki aylık bir dergide promosyon reklamının ne iş var Allah aşkına.
Hem böyle yanlış ve karmakarışık bir reklam yapacaksınız hem de en iddialı bir cümleyi güya başlığa taşıyacaksınız. Neymiş “Tarihin en büyük teknoloji kampanyası”ymış.
15 yaşında olduğunuzu söyleseniz ve başka varsa imaj faktörlerine vurgu yapsanız yeterdi. Böyle soft bir reklam yapmış olurdunuz. Akınsoft’a yakışmamış.
Nakiboğlu Bilgi Hastanesi’nin dergideki iletişimini görünce aklıma geldi. Nakipoğlu Hastanesinin tramway reklamlarını gördünüz mü hiç? Her gördüğümde beni iyileştireceği yerde hasta eden reklamları ne zaman düzeltecekler acaba?
Enka süt ambalaj mı değiştirdi? Yine Konya Life’da Enka Süt’ün reklamını gördüm ama bu sefer bir değişim var sanki, öyle hissettirdi. Enka Süt konumlandırma hataları yaparak ilerleyen bir firmamız. Hepimiz biliyoruz artık. Renk kullanımları da maalesef karmakarışıktı. Sanki bir değişim var ama çaktırmamışlar. Bundan bahsetmeden reklam yapmayı tercih etmişler. Utanmışlar mı ne!
Gördüğüm en tahriş edici reklamlar arasına Meram Çınaraltı Restaurant reklamı girdi. Reklamda başlık şu: bizimle evlenir misiniz? Bu başlığı bir restaurant atıyor. Düşünebiliyor musunuz? Sanki evlendirme organizasyon şirketisiniz! Düğün organizasyonlarına böyle kimse çağırılmaz! Bunu yapan reklamcıya! da, bunu onaylayan reklam verene de, ne diyeyim bilemiyorum.
Ey hedef kitle bunlardan etkilendin mi? (Amaca hizmet eden tahrik mi yoksa tahriş mi?)
Bugünlük bu kadar etkilenme yeter. Perşembe günü İzmir Reklamcılar Derneği, İzmir Ticaret Odası ve İzmir Ekonomi Üniversitesinin ortaklaşa düzenlediği “Yerelden Evrensele Reklam” konulu konferans da İzmir’de Türkiye’nin reklamcıları bir araya toplanıyor. Onlardan etkilenmek ve etkilemek için ben de orada olacağım.