Biz öyle bir medeniyetiz ki ölümüzü bile gömmeden önce yıkarız… “Ölmüş, işi bitmiş, ne gerek var?” demeyiz yıkar da gömeriz… Çünkü tertemiz geldiğimiz toprağa bedenimizi de tertemiz göndeririz… Beden temizliğini önemseyen din, ruh temizliğini önemsemez mi zannedersiniz? Bedeni toprağa tertemiz gönderen bir din ruhu rahmana tertemiz göndermez mi? Kur’an, ruhu kirlerden ve ruh kirliliğinin meydana getirdiği hastalıklardan insanları korumak ve kurtarmak için gelmiştir…
Sıkılıyorum, stresliyim, hiçbir şeyin tadı kalmadı, bittim, tükendim, bu hayat bana göre değil, intihar etmek istiyorum gibi sözlerde bulunanların aslında kirlenmiş bir ruh haleti içinde olduğunu biliyor musunuz? Ne hikmetse insanlar kirlendiklerinde, kirden dolayı kaşınmaya başladıklarında yıkanma ihtiyacı duyarlar ve yıkanarak rahatlarlar… Bedenin kirlendiğinin işareti kaşınmak, kokmak vs. ise ruhun kirlendiğinin belirtileri de yukarıdaki sözlerdir… İnsanlar hava kirliliğinden, çevre kirliliğinden şikâyet eder dururlar ama tüm bu kirliliklerin altında ruh kirliliğinin yattığını bilmezler… Sorunun kökenine inmezler, inemezler… Çünkü görmedikleri ruhun kirliliğini idrak edemezler… Saçma sapan konuşan adam için “kafayı yemiş” derler… Hâlbuki aklı da görmüş değiller… Ama aklın kirlendiğini saçma sapan sözlerden anlayıverirler…
Allah Kur’an’da; kişiliğini, kişiliğinin merkezi olan ruhu arındıranın kurtuluşa erdiğini, ereceğini müjdeler; ruhunun kirliliğini umursamayanın ise kaybettiğini, kaybedeceğini haber eder(Şems suresi,9)… Yalan, dolan, iftira, haksızlık, zulüm, küfür vs. davranışlar, kirli bir ruh haletinin değil hasta bir ruh haletinin işaretleridir… Ruhun kirliliği zamanla ruh hastalıklarına yol açar… O halde ruhumuz hastalanmadan önce ruh kirliliğine dikkat etmeli ve ruhumuzu Kur’an cilasından geçirmeliyiz… Kur’an’ın getirdiği her bir emir ruhu arındırmak, her bir yasak ise ruhu kirlerden, kirlenmelerden uzak tutmak içindir…
Bedenimiz hastalandığında doktora gider her türlü şikâyetimiz dile getirir ve hastalığımıza uygun ilaçlar vermesi için her türlü rahatsızlığımızı söyleriz… Ama her nedense ruhumuzun hastalıklarını gizler, duyulmaması için elimizden geleni yaparız… Bedeni hastalıklar için doktora gitmenin gerekliliğine inanan akıllı insanlar ruh hastalıklarının tedavisi için doktora, psikologa, din âlimine gitmeyi ise kusur sayarlar… Hâlbuki maddi her hastalığı tetikleyen ruh hastalıklarıdır… Onun için olmalı ki tıp uzmanları bir ruh hastalığı olan stresin her hastalığın tetikleyicisi olduğunu söylerler…
Başım ağrıyor, kalbim sıkışıyor vs şikâyetlerde bulunan hastalar gibi, ruh hastalığına yakalanmış kişilerinde kendilerini rahatsız eden manevi durumları şikâyet etmeleri ve tedavi edilmeleri gerekiyor… “çok stresliyim, yalancıyım, doyumsuzum, bencilim, para düşkünüyüm, dedikoducuyum, kendime güvensizim vs. gibi ruh hastalıklarımızı” uzmanına dile getirmeli ve tedavisine bakmalıyız… Değilse ruh hastalıkları ruh faciasına dönüşecektir…
Hastaneler bünyesinde açılan psikiyatri bölümleri, ruh hastalıklarına çare bulmak yerine kişinin beyin ve kaslarını uyuşturarak teskin etmekte ve hastalığın dinsel çözümüne yanaşmamaktadır. İnsanı en güzel yaratan ve onu en güzel bir şekilde tanıyan Allah’ın evrensel kitabı olan Kur’an’a başvurmamakla hastalık sürecini uzatıyorlar ya da hastaları intiharın eşiğine getiriyorlar… Psikiyatri bölümünden çıkıp intihar edenlerin sayısı oldukça fazladır… “Bu Kuran’a inanmayacak iseniz hangi kitaba inanacaksınız?”(A’raf,185) ayetinin sualini hatırlatmak gerekir…
Yerli yabancı psikologların kitaplarını okuyan ama insan psikolojisini var eden Allah’ın kitabını ve ruh doktoru olan peygamberin sünnetini okumayan ve bunlarla amel etmeyen bir psikologun hastasına ne kadar faydası olabilir ki? Ruh hastalığını dile getirmek ve rahatlamak için psikologların kapılarında kuyruk oluşturanlar Kur’an’a sarılsınlar, hastalıklarını Kur’an’a açsınlar… Unutmayın! Kur’an terbiyesinde geçmek ruh hastalıklarını bitirmektir… Unutmayın! Kur’an ruha şifadır…
İnsanların hastalıklarının tedavisini hizmet sektöründen öte ticaret sektörüne dönüştürenler insan hayatı üzerinden geçinen ruh hastalarıdır… İnsan sağlığı her şeyin üstünde olmalı ve sağlık sektörü paradan önce insan hayatını, insan sağlığını önemsemelidir…
Kur’an, ruhumuzun sağlık kitabıdır… Beden sağlığınıza dikkat ettiğimiz kadar ruh sağlığımıza da dikkat etmeliyiz… Ruh hastalıklarının tedavisini ve ruhun kirlerden arındırılmasını önemsemeliyiz…
RUHUNU KUR’AN’LA ARINDIRAN KURTULUR, DEĞİLSE RUH KİRİNDE BOĞULUR…