"Turizm tarihinin en kötü yılı" ifadesini kullanan BMDTÖ, salgından dolayı getirilen seyahat kısıtlamalarıyla turizm sektöründe, geçmişte örneği olmayan bir krizin yaşandığını vurguladı.
BMDTÖ, salgın öncesindeki yakın tarihte turizmdeki en olumsuz verilerin dünyadaki turist sayısında yüzde 4'lük düşüşün olduğu 2009'daki küresel ekonomik kriz döneminde görüldüğünü ancak mevcut durumun kıyaslama yapılamayacak kadar kötü olduğunu vurguladı.
Kovid-19'un 2020 yılında turizm sektöründe yaklaşık 1,3 trilyon dolar ekonomik kayıp yarattığı ve bu rakamın, 2009 küresel ekonomik krizi sırasında kaydedilen kayıplardan 11 kat daha fazla olduğuna işaret edildi.
Mevcut krizden, dünya turizm sektöründe çoğunluğu KOBİ'ler olmak üzere 100 ila 120 milyon turizm istihdamının da risk altında olduğunun altı çizildi.
Dünya genelinde 2020'de turist sayısı en fazla düşen bölge, yüzde 84 ile Asya ve Pasifik oldu.
2019'a göre 2020'de yüzde 71'lik düşüşün kaydedildiği Avrupa'da ise turist sayısının 500 milyondan fazla gerilediği kaydedildi.
Açıklanan turizm verilerini değerlendiren BMDTÖ Genel Sekreteri Zurab Pololikashvili, "Uluslararası seyahatlerin güvenli bir şekilde yapılmasını sağlamak için çok fazla çaba gösterildi ama mevcut sağlık krizinin sona ermesinin henüz uzak bir ihtimal olduğunun bilincindeyiz." ifadelerini kullandı.
Pololikashvili, "Test, izleme ve aşılama sertifikaları dahil olmak üzere Kovid-19'un yayılma riskini azaltmak için seyahatle ilgili tedbirlerin uyumlaştırılması, koordinasyonu ve dijitalleştirilmesi, güvenli seyahatin teşvik edilmesi, koşullar izin verir vermez turizmin canlandırılmasının vazgeçilmez temelini oluşturmaktadır." görüşünü savundu.
Diğer yandan Dünya Turizm Örgütü'nün uzmanları 2021 yılı için farklı öngörülerde bulunarak, belirsizliğin devamına işaret etti.
Yapılan açıklamada, 2021 yılında dünyada turizm sektörü için uzmanların yüzde 45'nin "2020'den daha iyi olacak", yüzde 25'inin "aynı olacak" yüzde 30'unun ise "daha kötü olacak" görüşünde olduğu kaydedildi.
Turizm sektörünün önde gelenleriyle yapılan anketin sonucunda, Ekim 2020'de yüzde 21 olan "2022'ye turizmde toparlanma beklenmiyor" görüşünün şimdi yüzde 50'ye kadar çıktığına dikkat çekildi.
Uzmanlar, turistik faaliyetlerin başlamasıyla birlikte "iç taleplerde" ve "yavaş seyahatler" diye tanımlanan, bir haftadan uzun süren ülke seyahat paketlerinde artış olacağını, doğa ve açık hava turistik etkinliklerine de daha fazla ilgi duyulacağı öngörüsünde bulundu.