İşte Osman Müftüoğlu'nun köşesindeki çarpıcı bölüm:
Ünlü filozof Aristoteles, “ikna meselesi” söz konusu olduğunda başarıyı üç şeye bağlarmış:
1. PATHOS: Duygusal ikna/duygulara hitap edebilme gücü.
2. ETHOS: Güven verme/güvenirlilik sağlayabilme kabiliyeti.
3. LOGOS: Doğru, mantıklı ve istatistiksel verilere dayanarak rakamlarla ikna etme yeteneği.
Elimdeki nota göre (TED Gibi Konuş-sf. 58), bu üçlüden en etkili olanı PATHOS, yani “duygusal açıdan ikna edebilme gücü”dür. Yazara göre o gücün oranı yüzde 60’ları buluyor. Pathosu yüzde 25 ile logos, yani “kanıtlar ve verilerle (rakamlar ve istatistiklerle)” ikna edebilme yeteneği izliyor. Ardından da yüzde 10 ile “ethos/güven verme kabiliyeti” geliyor.
Bana göre ilk ikisi olunca üçüncüsü, yani güven zaten vazgeçilmez bir duygu olmak, kendiliğinden gelmek zorunda.
Sağlık Bakanımızın hepimizde uyandırdığı o çok güçlü “güven duygusu”nun gizli gücü bence de onun samimiyetiyle başardığı ‘duygusal ikna gücü’ yüksekliğidir.
Salgında gösterdikleri yüksek başarı nedeniyle Sağlık Bakanımız Dr. Fahrettin Koca’nın, Bilim Kurulumuz ve sağlık ordumuzun bayramlarını “kalben” kutluyorum.
BİR TEBRİK: BU BAYRAM ‘KALBEN’ KUTLANACAK
Önümüzde önemli bir bayram var ve her zamankinden çok farklı bir bayram bu. Mezarlık ziyaretleri sınırlı tutulacak, bayram namazı ve bayram ziyaretleri olmayacak. Kısacası bayram gibi bir bayram olmayacak bu sene... Eller öpülmeyecek, dostlar görülmeyecek, torun torbaya şöyle kucaklar dolusu sarılmalar -ve daha pek çok geleneksel bayram keyfi- bu yıl bir sonraki bayrama ertelenecek...
Ama hiç üzülmeyelim. Öyle depresif ruh hallerine filan girmeyelim. Çok değil, iki ay sonra yeni bir bayramımız daha var. “Bayram tadında bir bayramı” o zaman da yapabiliriz... Bu bayram kalplerden kutlanacak. Bu bayram namazı evlerde kılınacak, bayram süresince evlerde kalınacak. Büyüklerin elleri, küçüklerin gözleri hatırlanıp bayramları “kalben” kutlanacak...
Bayramınızı kutluyor, sağlık huzur ve mutluluk diliyorum.
UNUTMAYIN: İKİNCİ DALGA OLUR MU
BEN de Prof. Dr. Mehmet Ceyhan hocayla aynı görüşteyim: Ben de ikinci dalga falan beklemiyorum. Olsa olsa, mevcut rakamların zaman zaman yükselmeler gösterebileceğini ve ancak bu yükselmelerle bizi bir miktar ürkütebileceğini düşünüyorum. Eğer böyle bir sorun olacaksa da açık söyleyeyim, faili şimdiden bellidir: Biz!
Eğer önümüze konulan önlemlere uymazsak, kontrollü sosyal hayatın peşini bırakır, dalga geçmeye başlarsak, bu gibi kabarmalar veya dalga yükselmeleri her zaman mümkündür. Kısacası çözümün de çözümsüzlüğün de şifresi, başkalarında değil bizde gizlidir.
BİR TEŞEKKÜR: ÇAM VE ŞAKURA
Hastaneler ‘sağlığın kaleleri’dir. 10 yıla yakın ülkemizin en büyük hastanelerinden birini, “Ankara Numune Hastanesi”ni yöneten eski bir başhekim olarak “Mükemmel bir hastane nasıl olmalı?” sorusuna yanıt aradım. Son 20 yılda hastanelere yapılan her yatırımı da yürekten alkışladım. İki gün önce hizmete açılan ve tam bir “uluslararası mükemmeliyet merkezi” olacağı anlaşılan Çam ve Sakura Hastanesi için de aynı duyguları yaşadım. Gerçekten de ‘hayali bile güç’ bir hastanecilik başarısıdır. Emeği geçen herkesi, özellikle de projenin görünmez kahramanı Rönesans Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak’ı tebrik ederim. Ülkemize harika bir eser kazandırdılar, milletimize güzel bir bayram hediyesi verdiler...