1970’li yıllardan bugüne kadar, nüfusumuzun yarısı SSK’lı olduğu için sağlıklı bir şekilde sağlık hizmetlerinden faydalanamıyordu. SSK hastanelerinde kuyruklar o kadar fazla idi ki, geçtiğimiz yıllarda telefonla randevu sistemi kurulmuştu. Hatta bu sistem çok büyük bir adımmış gibi lanse edilmişti. Ancak sorunun çözümü böyle olamazdı. İnsanımız muayene kuyruğunda çile çekiyor, daha sonra da ilacını alabilmenin çabasını veriyordu. Tedavi için olmazsa olmaz bir sağlık gereci olan ilacı tam ve doğru bir şekilde almak zaten mümkün değildi. SSK eczanelerinin önünde, bir poşet dahi vermeden hastanın kucağına alelacele tutuşturulmuş ilaçlarla tedavi yapılmaya çalışılıyordu. Bu durum 2005 yılında büyük oranda iyileşti. Artık hemen hemen herkes rahatça gidip ilacını alabilir hale gelmişti.
Ne var ki, toplum olarak yeniliklere adaptasyon zorluğumuz var. Kanunları güzel bir şekilde yapabiliyoruz. Yönetmelikler çıkarabiliyoruz. Ancak bunları ruhuna uygun olarak tam manasıyla uygulayamıyoruz. Sizce bunun sebebi nedir? Çok basit; bürokrasidir. Bu ülkenin Başbakanı arada bir çıkıyor ve bürokrasi ayağını denk alsın diyor. Başbakan bile bu türden cümleleri sarf ediyorsa varın gerisini siz düşünün. Velhasıl hastaneler, vatandaşımızın her zaman işinin düştüğü vazgeçilmez mekânlardır.
Sağlıkta dönüşüm adıyla uygulanmaya çalışan yenilikler zinciri, Bakan AKDAĞ tarafından yönetilmektedir. Uygulama birçok konuda da başarılı olmuştur. Mesela Konya’da hekim seçme imkânı olabilen bir hastane bile vardır. Elbette tüm sorunların bir çırpıda çözülmesi mümkün değildir. Sağlık gibi, oldukça fazla dinamiğin bulunduğu bir alanın çok kısa bir süre içerisinde rehabilite olması mümkün değildir. Ancak bu konuda sergilenecek irade, çalışmaların daha kolay yürümesini sağlayacaktır.
Sağlığa bütçeden daha fazla pay ayrılmadıkça, sorunları kısa sürede halledebilmek mümkün değildir. Geçen yazımda da bahsettiğim gibi insanlar, imkânlar iyileştikçe daha fazla hizmetin sunulmasını beklerler. Bakanın belirttiğine göre Türkiye’de insanımız yılda 4.4 kez hekim görmektedir. Bu istatistik verileri, gelecekte daha fazla hekimle karşılaşılacağı beklentisini oluşturuyor. Avrupa’da bu sayı daha da yükselmekte, hatta İspanya’da 11’lere kadar gelmektedir. Bu durum doğal olarak sağlık harcamalarını artıracaktır.
Sağlık hizmetlerinin halkın memnun olacağı şekle getirilebilmesi için, bu alana daha fazla yatırım yapılması gerekmektedir. Bunun içinde sağlık alanında çalışan iç müşteri dediğimiz kesimin ihtiyaçlarının giderilmesi, onların imkânlarının daha da iyileştirilmesi gerekmektedir. Ama her şeyden önce insan kaynaklarının nitelikli hale getirilmesi gerekmektedir. Siz belki gelişmiş ülkeler seviyesinde atılım yapabilirsiniz. Ancak insan kaynağınız yetersiz ise, verimli ve başarılı olamazsınız. Nitelikli çalışanın gerekli olduğu en belirgin alan, belki de sağlık alanıdır.
Velhasıl, Sağlık Bakanı Konya’yı ziyaret etti ve gitti. Bizim şimdi beklentimiz, bu ziyarette alınan notların sonuçlarının ne şekilde gerçekleşeceğidir. Umarım en kısa sürede Konya’nın ihtiyaçları giderilir.