ANKARA (AA) - Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, ''Virüslü bir seçim atmosferinden çok şükür ki sağlıklı bir seçim sonucu yapabilmeyi başardık. Ben demokrasimizin sağlıklı geleceği açısından inanıyorum ki bunu başarmış olmak da Türkiye adına önemli'' dedi.
Müezzinoğlu, Kanser Haftası dolayısıyla düzenlenen ''Ulusal Kanser Haftası Sempozyumu''nda yaptığı konuşmada, sağlığı bozulan bir kişinin tek hayalinin sağlıklı olmak olduğunu belirtirken, insanoğlunun da en çok hasta olmaktan, kanser olmaktan korktuğunu söyledi.
Bireyin ruhen ve fiziken sağlıklı olması ve sağlıklı yaşam sürdürebilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasının önemine işaret eden Müezzinoğlu, bu kapsamda bilinçli birey, sağlığına duyarlı birey ve aile, geleceğine duyarlı toplum bilincinin merkeze alınması gerektiğini ifade etti.
Türkiye'nin bu anlamda önemli tedbirler aldığını, 5 yıl sonrasında da önemli mesafe katedeceğini anlatan Müezzinoğlu, ancak bunun sadece bakanlık ya da bir tek kurumun başarabileceği bir unsur olmadığını, çok sektörlü bir şekilde ve gelişmiş, gelişmekte olan ülkelerle de ortak projeler geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.
-''4 ana unsurda önemli adımlar atılmalı''
Bir çok hastalığın temeline bakıldığında, ''tütün, tütün ürünleri, alkol, alkollü içecekler, kötü beslenme veya obezite, hareketsiz yaşam''ın etkili olduğunun görüldüğüne işaret eden Müezzinoğlu, bu dört ana unsur üzerinde Türkiye'de önemli adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
-Yerel seçim süreci değerlendirmesi
Türkiye'nin yerel seçimlerden yeni çıktığını hatırlatan Müezzinoğlu, çok sektörlü sağlık paydaşlığında yerel yönetimlerin kendilerinin en önemli paydaşlarından biri olduğunu söyledi.
Bakan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
''Seçim atmosferinde arzu ederdik ki, seçim çalışmaları daha çok insanı, bireyi ve sağlıklı geleceği konuştuğumuz ortamlar olsun. Ama ne yazıkki bir yerel yöneticiden 'Ne kadar bisiklet yolu yapacaksın, ne kadar yeşil alan yapacaksın, suyu ne kadar temiz tutacaksın, çocuğa, gence, aileye verdiğin değer nedir, çevreye verdiğin projeler nelerdir' konularını, hiç birini konuşamadık.
Virüslü bir seçim atmosferinden çok şükür ki sağlıklı bir seçim sonucu yapabilmeyi başardık. Ben demokrasimizin sağlıklı geleceği açısından inanıyorum ki bunu başarmış olmak da Türkiye adına önemli. Demokrasi ne kadar güçlü ve sağlıklı olursa, demokrasinin sağlığına müdahaleler de ne kadar az olursa, toplumun bu anlamda sağlıklı geleceği de çok daha anlamlı ve çok daha değerli olacaktır.''
-"Tütünle mücadele gibi obeziteyle de mücadele önemli"
Türkiye'nin tütünle mücadelesindeki başarılı çalışmalar gibi obezite, sağlıklı beslenme ve hareketle de ilgili yeni vizyoner projeler üretmesi gerektiğini belirten Müezzinoğlu, bu kapsamda, ileriki süreçte özellikle üniversitelerin, medyanın, sivil toplum kuruluşlarının da toplumsal bilinci artıracak önemli bir rol üstlenmesi gerektiğini kaydetti.
Müezzinoğlu, ''İnsanlığın en büyük korkusu kanserden ölümler ikinci 5 yıllık dilimde Türkiye'de de muhtemelen birinci sıraya gelecek. Bununla ilgili tütünle olan mücadelede başarı sağlayabilirsek, ikinci sıradan belki de ümit ederim ki üçüncü sıraya getirebiliriz'' dedi.
-''Yerli ilaç üretimi de çok önemli''
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanı Doç. Dr. Murat Gültekin de Türkiye'nin kanser verileri hakkında bilgi verirken, kanserde geçmiş yıllardaki artışa nazaran hızın bir miktar azaldığının görüldüğünü söyledi.
Türkiye'nin kanser programının ''olmazsa olmaz'' en önemli unsurunun tütünle mücadele olduğunu vurgulayan Gültekin, obeziteyle mücadeleye de öncelik verilmesi gerektiğini ifade etti.
Uluslararası her türlü tedavinin ulaşılabilir olmasının önemine işaret eden Gültekin, bunun yanı sıra yerli ilaç üretiminin de stratejik öneme sahip olduğunu sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından Müezzinoğlu, ''onkoloji dalında hizmet ödülü'', ''yerli yatırım teşvik ödülü'' ve ''azmin zaferi ödüllerine'' layık görülen kişilere ödüllerini dağıttı.
Onkoloji dalında hizmet ödülünü alan Prof. Dr. Namık Çevik, kendisinin hizmete ilk başladığı dönemlerde lösemi tanısı konan çocukların ancak yüzde 10'unun 3 ay yaşadığını anlatırken, ancak bugün yüzde 85'inin hayatta kaldığını söyledi. Çevik, ''O zamanlar ilacımız yoktu, Suriye'den kaçak ilaç getiriyorduk, uçak kaptanlarına para verip Almanya'dan ilaç getiriyorduk, şimdi bazı ilaçlar Türkiye'de de yapılıyor'' dedi.