Sağlık Bakanı Müezzinoğlu:

"Geçtiğimiz 7 yılda başlattığımız sigarayla mücadelede Türkiye çok önemli bir başarı elde etti. Bu hafta Kanser Haftası, vatandaşlarımızın en çok korktuğu da kanser olmalı. Kanserle mücadelemizde yüzde 8-10 oranında düşüşü yakalamaya başladık."- "Şu anda

İSTANBUL (AA) - Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Geçtiğimiz 7 yılda başlattığımız sigarayla mücadelede Türkiye çok önemli bir başarı elde etti. Bu hafta Kanser Haftası, vatandaşlarımızın en çok korktuğu da kanser olmalı. Kanserle mücadelemizde yüzde 8-10 oranında düşüşü yakalamaya başladık." dedi.

Gazetecilerle bir araya geldiği sohbet toplantısında soruları da yanıtlayan Müezzinoğlu, açık alanda sigara kullanımına yönelik düzenlemeye son şeklinin TBMM'de verileceğini anlattı.

Türkiye'nin koruyucu sağlık hizmetlerinde önümüzdeki dönemde çok daha güçlü bir sahiplenmeyi başarmak zorunda olduğunu aktaran Müezzinoğlu, şunları söyledi:

"Geçtiğimiz 7 yılda başlattığımız sigarayla mücadelede Türkiye çok önemli bir başarı elde etti. Bu hafta Kanser Haftası, vatandaşlarımızın en çok korktuğu da kanser olmalı. Kanserle mücadelemizde yüzde 8 ile 10 arasındaki bir oranda düşüşü yakalamaya başladık. Yüzde 10 çok büyük bir rakam. Tütüne bağlı gelişen yeni kanser sayısı erkeklerde yıllık 33 binden 30 binlere inmiş. 3 bin vatandaşımıza, kanser teşhisi koymamayı bu mücadele sonrası başarmışız. Bunu daha iyi noktaya taşısak, bu 25 binlere inecek. Bütün kanserlerde 33 binden 30 bine, akciğer kanserlerinde ise 22 binden, 19 bine inmeyi başarmışız. Bu çok önemli bir başarı. Biz bu mücadeleyi vermeseydik bu 33 bin rakamı karşımıza 35 bin olarak gelecekti. Şu anda yakaladığımız başarıyı daha güçlü hale getirmemiz lazım. Bunun için de belirli düzenlemeler getirdik, bunlardan biri vitrinlerde satış yerine kapalı dolaplarda satış. Açık alanda içiliyor. Açık alanda yüzde 25'lik bir alanda sigara içilebilir. Mesela bir çay bahçesini düşünün, buranın yüzde 25'lik diliminde sigara içilen bir bölüm, diğer 75'lik diliminde içilmeyen bölüm. Bu anlamda Bakanlar Kuruluna düzenleme yetkisi de veriyoruz yüzde 50'ye kadar. Otellerin plajlarında sınırları belli. Bu sınırlardaki şezlongların yüzde 50'si sigara içilemeyen, yüzde 50'si içilebilen bölüm. Alanlara göre oranlarda artma, eksilme olabilir. Çocuk parklarında sigara içimini yasaklıyoruz. Normal parklarda ise sınırlama getiriyoruz."

AVM'lerin, hastanelerin giriş çıkışlarında da sigaranın yasaklanacağını, buralarda da özel alanlar belirleneceğini dile getiren Müezzinoğlu, ayrıca üniversite kampüslerinde sigara satışının yasaklanması gibi düzenlemeleri TBMM'ye havale ettiklerini söyledi.

- "Sigara tiryakileri teşekkür ediyor"

Bakan Müezzinoğlu, sağlıklı yaşam kültürünün teşviki için ayrılacak bütçeye ilişkin soru üzerine de şunları kaydetti:

"Öncelikle bütçe konusunda biz geçtiğimiz yıl 10 milyon diş fırçası ve macun dağıtımı yaptık ilköğretim düzeyindeki çocuklarımıza. Ancak bütçemizde böyle bir kalem yok. Böyle bir harcamayı Sağlık Bakanlığı olarak yapamıyoruz. Bakanlar Kurulu kararı çıkardık onunla yapıyoruz. Bisiklet dağıtımını kamuoyuyla paylaştık dediler ki 'Bisiklet hediye edemezsin. Bütçende böyle bir harcama kalemin yok'. Daha önce Bakanlar Kurulu kararıyla yaptıklarımızı artık bizim Maliye'ye sunduğumuz bütçe listemizde bundan sonra olacak. Geçtiğimiz yıl biz bisikletleri Bakanlar Kurulu kararı ile minimum alım kapasiteleriyle alarak çok zorlu yöntemlerle yaptık. Bu iş zorlu yöntemlerle yapılacak iş değil. Gelecek süreçlerde çok daha büyük kampanyalar gerekecek. Ancak demokratik toplumlarda, gelişen toplumlarda işin sahibi ne kadar vatandaşsa, kamu olarak biz onu yapmak zorunda kalırız. Toplumsal bilinci kültüre dönüştüremezsek bunu başarabilme şansımız yok. Bu sosyolojik olarak çok zamanımızı alabilir ama tütünle olan mücadeleyi, çok zor olanı, çok zor olmadan başardık. Sigara tiryakileri bize teşekkür ediyor. Tütün, tuz, şeker, hareketli yaşamla ilgili toplumsal sahiplenmeyi ve bilinci kültüre dönüştüremezsek bunu başarabilme şansımız yok."

Son 10 yıllık dilimde hem Türkiye'de hem de gelişmiş ülkelerde kronik hastalıkların yükünün neredeyse yüzde 12 arttığını dile getiren Mehmet Müezzinoğlu, "Çünkü obezite artmış. Obezitenin artıyor olmasında, 'tedaviyle ilgili bütün dinamikleri sunuyorum' demek mi çözüm yoksa obeziteyle mücadeleyi bir yaşam felsefesine dönüştürmek mi önemli? Şu anda üçte bir obez toplumumuz var. İnsanımızın yüzde 33'ü obez. Bizim hedefimiz bunu yüzde 25'e indirmek. Bunu ilaçla, tedaviyle yapmayacağız. Bilinçle yapacağız. Bu bilinçlendirmeyi de hep beraber sahipleneceğiz. Bütçemizde bu alanda çok daha iyi rakamlar olacak. Artık Sağlık Bakanlığının bütçeleme kalemleri arasında bu başlık var." diye konuştu.

Müezzinoğlu, bir gazetecinin, "Üniversite hastaneleri sizin binalarınıza geçtiğinde artık bakanlığın bünyesinde mi işletiliyor olacak? Üniversiteler yalnızca öğrenci yetiştiren kurumlar mı olacak? Dönüşüm sonrası o hastaneler yeniden eski yerlerine dönecekler mi?" sorusu üzerine, İstanbul'da bazı sıkıntıların olduğunu ifade etti.

Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinin projelerinin kurulda olduğunu, sonuç çıktığında bu hastanenin binasını da yıkıp, yeniden yapacaklarını dile getiren Müezzinoğlu, Seyrantepe'de inşa edilen hastane binasında, hukuksal süreç ve müteahhit iflası nedeniyle 2 yılda bitmesi gereken çalışmanın 5. yılına geldiğini ve hala hizmeti Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinden o binaya aktaramadıklarını bildirdi.

Müezzinoğlu, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yeniden yapılanmanın devam ettiğini, bu sürecin 2 yılı alacağını aktararak, şöyle devam etti:

"Bir taraftan Başakşehir Şehir Hastanesi yeni inşaat sürecine başlıyor ve en az 2 yılımızı alacak. İstanbul'un şu anda özellikle Rumeli yakasında fiziki mekan dönüşümleri, hem Çapa hem Cerrahpaşa hem Haseki hem Okmeydanı hem Şişli Etfal Seyrantepe baktığınız zaman burada ciddi bir sorunlu dönemimiz var 2 yıllık süreçte. Burada süreçleri sağlıklı planlayıp götüremezsek biz bu yakada önümüzdeki 2 yılda sağlık hizmeti sunumunda sorun yaşarız. O nedenle de Çapa ve Cerrahpaşa aynı anda dönüşüme başlarsa burada ciddi bir sorun olur. Biz Sultangazi'deki hastaneyi Cerrahpaşa veya İstanbul Üniversitesine verelim diye yapmıyoruz. O bölge insanına sağlık hizmeti sunalım diye yapıyoruz. Çünkü bizim orada ihtiyacımız var. Seyrantepe'yi yine onların sıkıntılarını çözelim diye yapmıyoruz. Kendi ihtiyacımız var ve Şişti Etfal'i oraya taşıyalım diye yapıyoruz. Biz Sultangazi'yi veya Seyrantepe'yi Cerrahpaşa'ya ve Çapa'ya vermiş değiliz. Ancak şayet onlara verdiğimiz zaman onların kendi sistematiğiyle eğitimlerini, hizmetlerini verecekler, günü gelip protokolü bitince de yeni yerlerine dönecekler. Yoksa onlar kendi dinamikleri ve kriterleri çerçevesinde hizmet verecekler. Ama bizim o bölgedeki sağlık hizmetimizi aksatıyorsa, o zaman da vermeyebiliriz. Çünkü bunun planlamasını sağlıklı yapmazsak hastaya 'Bu yakada siz artık 2 yıl süresince az hastalanın' diyemeyiz. O zaman bu üniversitelere 'Siz planlı, kendi içinizde dönüşün' diyebiliriz. Onların talepleri var biz o taleplere 'Evet' demiş değiliz. Bizim Başakşehir Şehir Hastanemizde gecikmemiz olmasaydı, gelecek yıl açabilecek pozisyonda olsaydık onların bu taleplerini karşılayabilecek planlamayı yapabilirdik. Şu anda kendi ihtiyaçlarımız ön planda."

- "Taksim'deki inşaat hızla ilerliyor"

Bakan Müezzinoğlu, buğday hakkında uzmanlar tarafından dile getirilen çeşitli yorumlarla ilgili bir soruya ise Türkiye'nin her türlü ölçümü yapabildiğini ancak, şu anda ideal kararların uygulanamadığı yanıtını verdi.

Bunun da kamuoyuyla başarılabileceğini dile getiren Müezzinoğlu, "Zeytindeki tuz oranını standart rakamlara bir anda indirmek mümkün değil. 'Hadi bunu ideal orana indir' diyerek ne bu anlamda üreticiyi ayakta tutabiliriz ne de toplumu sağlıklı bir topluma yönlendirebiliriz. Şimdi 3 gram düşürmüşüz ancak hala normalden yüzde 70 daha fazladayız. Dolayısıyla yeni 3 gram düşürmenin yeni eylem planını yapacağız. Ekmekte de kepek oranı yüksek, ekmeği öncelikliyorum ama yazılan o ideal kelimeler insanlık tarihi boyunca zaten hiç olmadı." diye konuştu.

Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'de ortalama yaşamın 78'e ulaştığını belirterek, bunun önemli dinamiklerin devrede olduğunu gösterdiğini aktardı.

Bu bilincin toplumun tüm katmanlarıyla başarılabileceğini dile getiren Müezzinoğlu, şöyle konuştu:

"Mesela sezeryan oranı Türkiye'de bizi mahcup eder durumda. Şimdi biz normal doğumun tamamını yasada paket olarak sigortalıyoruz. Niye? Doğuma giren kim varsa 'Ben acaba davalık olur muyum?' demesin. Olursan bile sorumluluğu biz üstleniyoruz. Ancak bir şey daha diyoruz. Bebekten anneye mektup diyoruz. Anne ne diyor 'Ben sancı çekmek istemiyorum.' Tamam da 'Sancı çekmek istemiyorum' demek bebeğin fizyolojik doğumuna müdahale etme hakkını sana verir mi? Vermez. Anneye bu mesajı ben vermeye çalışıyorum. 'Sağlık Bakanı işine geldiği gibi konuşuyor' diyorlar ama bebeğin doğru olanı konuşuyor. Demokrasi mücadelesinde sıkıntıları olan süreçlerden geldik ama toplumun dinamikleri yöneticiyi şekillendirir."

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, Taksim İlk Yardım Eğitim ve Araştırma Hastanesinin tamamlanma zamanına ilişkin de "İnşaat hızlı bir şekilde devam ediyor. Taksim'de inşaat yapmak çok zor, bahçesindeki özel bir mülkiyet nedeniyle 3-4 aylık bir kaybımız oldu ama şu anda inşaatın kazıkları bitti. Bundan sonra daha da hızlı bir şekilde devam eder. Öyle bir süreç yaşamazsak 2017 Eylül-Ekim gibi, kışa girerken açarız diye yükleniciyi takip ediyoruz" dedi.

AA

Gündem Haberleri

Yapı Müteahhitliğinde Mali Yeterlilik Kriterleri Yüzde 50 Artırıldı
Sağanak yağış Alanya'yı yıktı geçti
Tapu müdüründen açıklama: Eski tip kimlikle gelmeyin
İzmir'de Sağlık Skandalı! Yumurtalıklarını Aldılar Anne Olamayacak
Lozan'a Gitti İkinci Dünya Savaşı'na Türkiye'yi Sokmadı