KASTAMONU (AA) - Sağlık Muhabirleri Derneği (SMD) Genel Başkanı Yusuf Ziya Erarslan, "Türkiye'de '2S' sistemi üzerine kurulu bir medya sistemi var, 'siyaset ve spor', biraz da ekonomi. Sağlık, Türk basınının umurunda değil. Türk basını sağlık haberciliğine şaşı bakıyor" dedi.
Sağlık Muhabirleri Derneği (SMD) Kastamonu Temsilciliği ve Kastamonu Gazeteciler Cemiyeti (KGC) tarafından Kastamonu'da "Sağlık Haberciliği Paneli" düzenlendi.
Oturum Başkanı Kastamonu Üniversitesi (KÜ) Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. B. Ünal İbret, Rıfat Ilgaz Kültür Merkezinde gerçekleştirilen panelde yaptığı konuşmada, sağlık haberlerinin çok gündeme geldiğini ve bu haberlere ilgi duyulduğunu belirtti.
Bu nedenle sağlık haberlerinin algı yönetiminde çok kullanıldığını anlatan İbret, sağlık haberlerini masaya yatırmak ve analizini yapmak için panelde bir araya geldiklerini kaydetti.
Panelistlerden SMD Genel Başkanı Yusuf Ziya Erarslan, sağlık haberciliğinin Türkiye'de çok bilinen bir alan olmadığını ifade ederek, ABD'de bulunan Sağlık Habercileri Birliğinin bin 300'ün üzerinde üyesi bulunduğunu anımsatarak, şunları söyledi:
"Çoğu sağlık muhabiri, editörler, yazı işleri müdürleri ve genel yayın yönetmenleri gibi. Bu birlik 1997'de kurulmuş. Türkiye'deki sürece gelirsek 1938 yılında Ankara Radyosu kuruluyor. Burada Doktor Galip Ataç, haftada 6 gün 'Evin Saati' isimli sağlık programı yapmaya başlıyor. 'Avrupa'da sağlık haberciliğine medya nasıl bakıyor', bunu da iyi anlamak lazım. Bizim içinde bulunduğumuz durumu da belki bu ortaya çıkarır. Avrupa'da sağlık muhabiri olmak çok kolay değil. Belli bir birikime ve donanıma sahip olma şartı aranıyor. Bizde de yeni mezun olan arkadaşlar haber merkezlerinde ilk sağlık muhabiri olarak göreve başlıyor. Aradaki tezadı görmeniz için bir örnek bu."
Türkiye'nin çok fazla sağlık muhabirine ihtiyacı olduğunu vurgulayan Erarslan, "Türkiye'de 1980 yılında bir zakkum skandalı yaşandı. Bir vatandaş bahçesinde yetiştirdiği zakkumu kaynatıp içince hakkın rahmetine kavuşuyor ve böylece Türkiye'de sağlık haberciliğinde bir dönem başlıyor. Türkiye'de maalesef bir iki gazete dışında sağlık editörü ve sağlığa bakan muhabiri yok. Türkiye'de '2S' sistemi üzerine kurulu bir medya sistemi var: 'siyaset ve spor', biraz da ekonomi. Sağlık, Türk basınının umurunda değil. Türk basını sağlık haberciliğine şaşı bakıyor" diye konuştu.
- "İnternette yapılan her 20 aramadan biri sağlıkla ilgili"
SMD Genel Başkan Yardımcısı Hatice Pala Kaya da medya takip ajansı Interpress'in sadece yazılı medyada yaptığı araştırma sonuçlarına göre, 2015 Ocak-Eylül döneminde 256 binden fazla sağlık haberinin yayınlandığını aktardı.
İyi bir sağlık haberinde genel gazetecilik ve etik kurallara uyulması yanında konusunda uzman kişilerin bilimsel görüşlerine yer verilmesi gerektiğini anlatan Pala, "Umut tacirliği yapılmamalıdır, mucize tedavi ve ilaç haberleri zor durumdaki kişilerde çok farklı etkiler doğurabilmektedir. İnternette yapılan her 20 aramadan biri sağlıkla ilgili, bireylerin yaptıkları arama sonucuna göre kendilerine teşhis koyma eğilimi var" değerlendirmesinde bulundu.
- "Ülkemiz zengin bir insan kaynağına sahip"
SMD Genel Sekreteri ve Anadolu Ajansı (AA) Başmuhabiri Selma Bıyıklı Adabaş da sağlık ve yaşam haberlerinin toplumda en fazla okunan haberlerin başında geldiğini, yeni tedavilerin büyük ilgi gördüğünü bildirdi.
Anadolu Ajansı abonelerinin de sağlık ve yaşam haberlerini ağırlıklı olarak istediğini aktaran Adabaş, şöyle devam etti:
"Yaklaşık 10 yıl sağlık muhabirliği yaptım, hiç zorluk çekmedim. Çünkü ülkemiz zengin bir insan kaynağına sahip. Anadolu şehirleri sosyo-kültürel yapısı, akraba evliliklerinin yaygın olması ve yöreye özgü rahatsızlıklar nedeniyle, farklı yaşam hikayeleri barındırıyor. Doktorların 'ölür' dediği ama kurtulan bir bebek. Zor bir ameliyat, organ nakli. Aradan yıllar geçmiş, şans eseri hastaneye gelmiş ve işi bilen bir doktor tarafından teşhis konulup tedavi edilmiş hastalar, basının arayıp da bulamadığı haberlerdir."
- "Ölüm, sağlık haberiyle gelebiliyor bazen"
TRT Haber muhabiri Abdullah Adabaş ise birçok iletişim araçları olduğunu, televizyonun bu noktada çok ciddi bir etkisinin bulunduğuna işaret ederek, yapılan yanlış bir haberin çok farklı anlaşılmalara neden olduğunu, hatta iki ülke arasında savaş bile çıkarabileceğini kaydetti.
Adabaş, "Dolayısıyla bazı haberler uzun vadede insan ve toplum üzerinde etki oluşturabiliyor. Ölüm, sağlık haberiyle gelebiliyor bazen. Özellikle son dönemde televizyona profesör, doçent ve doktor titriyle çıkan birçok kişinin uzman olduğu veya uzman olmadığı alanda aktarımlar yaptığını biliyoruz" diye konuştu.
Dünya Gazetesi muhabiri Mehmet Kaya da sağlık harcamalarının önemli bir yer tuttuğunu belirterek, sağlığın en fazla globalleşmiş sektörlerden biri olduğunu anımsattı.
Kaya, Türkiye'de ise Türk Lirası cinsinden kişi başı sağlık harcamasının yüzde 11 arttığını bildirdi.
Panelde soru cevap bölümünün ardından, protokol üyelerince panelistlere plaket ve hediye takdim edildi. Panele, Kastamonu Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Sevgilioğlu, KÜ Rektörü Basın Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Tunay Kamer, kamu kurumlarının müdürleri, akademisyenler, SMD Kastamonu Temsilcisi Yusuf Çelik, KGC Başkanı Erkan Yılmaz, sağlık sektörünün temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
AA