Şu aralar kirli, kokuşmuş kafalar yine işbaşında. Sanki ülkenin yüzüncü yıl hedefleri ve yükselmesi ilerlemesinin önüne set olma gafletine düşmüşler. Bana kalırsa acınacak zavallı kafalar bunlar. Bu kafaları kimlik ve zihinsel boşlukta diye düşünebilirsiniz. İlkesizce savruluyorlar belirsizlik dünyalarında. İstikametleri bulanık, çizgisi olmayan küçük beyinleri ile boş ve anlamsız bir yaşam döngüsü içerisindeler. Nedeni, zihinlerini aldatan üst aklın prangasına kaptırmışlar. Onların peşinde köleleşmiş, aldatılan piyonlara dönüşmüş durumdalar. Akıllarınca kendilerini modern, çağdaş yaşamın kokoşları olarak elitist bir sınıf olarak görmekteler.
Kimlerin oyuncağı durumuna düştüklerini fark etmekten acizler. Öz tarih derinliklerinde ve kendi akıllarınca düşünseler, ulusal kötü niyetli baronların oyuncağı olmaktan kurtulup özgürlüklerine kavuşacaklar. Ama o beyin yok. Maskeli açık toplum vakıfları adı altında, karanlık toplum kuruşlarının ülke çökertme operasyonda figüranlık yapmaktalar. Küresel baronların finanse ettiği toplum mühendisliği projelerinin tetikçisi rolündeler. Çağımızın toplum mühendisliğinin en meşhuru Soros vakıfları ülkelerin mikseri vazifesinde. Bazen özgürlük, bazen hayvan, bazen doğa sevenler olarak boy gösterirler. Gezi eylemlerinin arkasındaki finansör olarak medyada öne çıkan Soros. Finanstan nemalanan, beslenen devrimin jakoben çocukları. Bu kuruluşlar hayır ismi kamuflajı ile masum ve saf insanların duygularını sömürerek öğütme vazifesindeler. Bazen de insanları tartışılmaz olan etnik milliyetçilik, din ve mezhep üzerinden karşı karşıya getirmekte, ayrıştırıcı görevini icra etmekteler.
Oyunu o kadar planlı oynarlar ki bazen ülkelerin ikili ilişkilerini sabote etmekte son derece acımasızdırlar. Varsa yoksa kendi rahat ve çıkarlarının yükseltilmesi, çoğaltılmasıdır hedefleri. Diğer insanları köleleri olarak görürler, halkları o vahşetin içine sürükler kenardan izler ve hesaplarını yaparlar. İsveç ve Danimarka’da Müslümanların kitabı Kuran-ı Kerimi yaktırma seanslarını Ortadoğulu satılmış, küffarın değirmenine su taşıyan münafığa yaptırırlar. Bir taşla birkaç kuş vurmadır hesapları. Müslümanları galeyana getirip karşı eylemle İslâm’ı hedef tahtasına oturtmaktır akıllarındaki plan. Müslümanın ferasetini unuturcasına. Bizler bu küffarların insanlık dışı eylemleri ile uğraşırken aynı planı ülkemizde de Soros’un hamalları ile devreye sokmuşlar sanki. Geçmişinden günümüze dinimizle arasına mesafe koyan siyasi parti yine Müslümanların kutsalına saldırmada geri durmuyor. Aynı zihinsel kafa siyasiler ağaç koruma bahanesi ile peygamber ocağı ordumuzun askerini kovalama cür'etinde bulunmakta. Dokunulmazlık zırhı ile komutanlara hakaretler etmekte. Asıl asker elbisesidir dokunulmaz olan hatırlatmak isteriz. Üzerlerine vazifeymiş gibi kendilerinin yaşamadıkları yaşamı yaşayan, insanların üzerinde tahakküm kurmak peşindeler. Anadolu irfanı ebeveynlerin çocuklarını gönderdikleri imam hatip liselerini ağızlarında sakız yaparlar. İnançlı kesimin eğitim yuvalarını ve öğrencilerini ötekileştirmekten asla geri durmayan gereksiz akıllar bunlar. Aynı ağızlar elit tabakanın, burjuvanın çocuklarının okullarına kaşı ağızlarını bıçak açmaz durumdalar. Hatta övmekten geri durmazlar çağdaşlık adına. Diğer bir siyasi figür, Diyanet başkanının ‘’Selamün Aleykümle’’ güne başlayalım teklifine arsızca saldırır ırkçılıkla. Görevi İslâmı anlatmak olan imamı hedefe koyarak ülkeyi suni problemlerle meşgul etmekteler. Bir başka siyaset sahnesindeki sırf Müslüman milletten oldukları için yabancı düşmanlığında sokakları provoke ağzında. Aynı şahsiyetler slav ırkından sarışın, mavi gözlü sahillerimizin misafirlerine gülümseyen gözlerle, gevşek ağız, ruh yapısında görüntü verirler. Düşmanlığınız sırf Müslüman olan milletlerin çocuklarına mı? ‘’Sahi siz kimsiniz?’’ Yine Ankara’nın en büyük camisinde bir manken üstsüzü ile bir yönetmenin ahlaksız pozları fenomen densizliği tesadüf olmasa gerek. Otobüslerde tesettürlü, şalvarlı olan muhafazakâr insanlarımıza saldırırlar. Belli ki zihinleri kapalı kafaların ‘’Açık toplum vakıfları’’ aldatmacası ile faaliyetleri devam ediyor. Eyleme kalkışan bu tipler aileden kopmuş, inancı ile arasına mesafe koymuş imanı birkaç ritüelden ibaret sanan aldatılmışlar toplumu. Kafalarının derinliğinde gizledikleri duygu ‘’İslamofobi’’ takıntı halidir. Gününü kafelerde; Espresso, Cappuccino,Americano içerek modern zanneden düşünmeyen köleleşmiş boş kafaların işi olsa gerek. Kendilerini modern zanneden boş yaşamın elitist, üstünlük soytarılığına tutulanlar ‘’Sahi Siz Kimsiniz?’’. Bu milletin dinine, vatanına ve bayrağına karşı haddinizi aşmayın. Bu asımın nesli haddini bilmeyenlere had bildirmede efsane bir nesildir. Dönün 15 Temmuz’a bir bakın ve görün bu milletin asaletini. Kendinize gelin. Öz kardeşlik sevdasını siz de aklınızda, kalbinizde yaşatın. Küffarın azığında yem olmak bu milletin çocuklarına hiç yakışmıyor. Çağrımız tarihimizi aşkla bir kez daha içten okuyalım. Bu yüzyılı ‘’Türkiye Yüzyılı’’ hedefine koyan vatan sevdalılarınca yükseltme yolculuğunda birlikte koşalım. Zaman, Türkiye Yüzyıl’ına tuzak kuran küresel baronlara set oluşturup dur deme zamanı. Bu yüzyılın ‘’Küreselci Baronların ve Beyaz Türklerin’' hüsrana uğradıkları bir çağ olması temennisiyle…