Duhâ suresi, Peygamberimize onun şahsında hepimize gelen şu emirle sona erer: O halde Rabbinin nimetini an/anlat. O halde bize düşen Rabbimizin nimetlerini fark etmek, onları görmek, onları hatırlamak ve unutmamak/unutturmamak için onları anlatmak. İşte bu kabilden o nimetlerin birinden bahsetmek istiyorum: Sahibata Tefsîr Sohbetleri.
Konya Büyükşehir Belediyesi ve Konya İl Müftülüğünün ortak bir projesi olarak başladı, dersler. Önce Konevî Tefsir Dersleri olarak Sadreddin Konevî camisinde başladı. Konya’nın bu kadîm mescidinde bir yıl sürdü dersler. Haftada bir gün yatsı namazından sonra yaptığımız bu derslerde Kur’ân’ımızı baştan sona okumayı, gücümüz nispetinde anlamayı hedefledik. Fatiha ve Bakara suresini Konevî hazretlerinin kurbunda, Onun mescidinde yaptık. Surenin sonuna doğru, Hz. Ömer’in 8-10 sene Bakara suresi üzerinde çalıştığını ve sureyi bitirince bir deve kesip dostlarına ikram ettiğini anlattığımda bir kardeşimiz, samimi bir şekilde Hocam bir deve bulup keselim mi deyiverdi. Deve kesmedik ancak, derse katılanlarla bir Konya pilav sofrasında buluştuk, hem de mescidin avlusunda. Yaz kış devam etti derslerimiz. 50’den fazla ders yaptık. Sure sona erdi, Konevî mescidine sığmaz olduk, bu sefer bir başka kadîm mescide taşıdık dersimizi. Dinin kalbi olan Sadreddin Konevî’ye rahmetler dileyerek Sahibata’ya hicret ettik.
Âlu Imran suresine Sahibata’nın kurbunda başladık. Derslerimiz daha coşkulu ve daha dolu dolu idi. Camimiz kadın erkek, çocuk genç yaşlı gönlünü herkese açmıştı. Âlu Imranı bitirdik, yine avlusunda cami bizleri doyurdu. Nisa’yı bitirdik, yine avlusunda doyduk Sahibata’nın. Tıpkı Selçuklu’nun ümmeti manen ve madden doyurduğu gibi, Sahibata da bizleri ikramlara boğdu. Selçuklu Konya’sında şehrin dış surlarına yapılmış olan mescid, özellikle garip kaldığı yatsı namazlarında, haftada bir gün gariplikten kurtulduğu için katılımcılara gülümsüyordu adeta. Derslere ve katılımcılara engin hoşgörü ve misafirperverliği ile hizmeti görev addeden cami görevlisi kardeşlerime, Belediye yetkililerine şükranlarımı sunuyorum.
Bugünlerde Mâide sofrasından gıdalanmaya çalışıyoruz. Her geçen gün sayıları artan cemaatimizi, Kur’ân Kurslarımızdan ve öğrenci evlerimizden gelen bay-bayan Kur’ân sevdalıları heyecanlandırıyor. Cenab-ı Hak hepimizin Kur’ân aşk ve sevdasını artırsın, bizleri Kur’ân’ın sofralarından uzak kılmasın. Ders devam ediyor, her perşembeyi Cumaya bağlayan gece, yatsı namazından sonra tam 50 dakika olarak devam ediyor.
Sahibata tüm gönül genişliği ile Konyalıları Kur’ân sofrasına çağırıyor. Bu sofra ki kurucusu Yüce Allah, ona çağıran da O. O sofrada herkes için, her türlüsünden bitmez tükenmez gıdalar mevcut. Zira Kur’ân Sofrasının kurucusu ve insanlığa sunucusu olan Peygamberimiz öyle buyuruyor: Kur’ân, yeryüzünde Allah’ın kullara sunulmuş/kurulmuş sofrasıdır! Buyurmaz mısınız?
Aile boyu hayat Düsturumuz Kur’ân ayetleriyle tanışmak için… Hayatımızı, Hayat Kitabımızın ölçüleriyle anlamlandırmak için… Ve nihayet Kabir Sınav Sorusu (KSS) nin Kitabın ne sorusuna şimdiden hazır olmak için… Ailece bekliyoruz, buyurmaz mısınız?