Şair Kul Remzi'ye Konya Aydınlar Ocağı'nda özel gece! 'Şiirlerimi tıraş olmadan yazmam' dedi

Konya Aydınlar Ocağı'nda hayat hikâyesini anlatan Şâir Mustafa Remzi Samancı, “Şiir yazmayı hiçbir zaman bırakmadım. Benim iki tane hastalığım var. Biri, sakal tıraşı olmak. Diğeri de şiir yazmak” dedi

Konya Aydınlar Ocağı’nda bu hafta şiirlerinde “Kul Remzi” mahlasını kullanan Şair Mustafa Remzi Samancı için “Kul Remzi’nin 85. Şükran Gecesi” tertip edildi. Seksen beş yaşını geride bırakan Şair Mustafa Remzi Samancı, Şükran Gecesi’nde hayatından kesitler sundu ve hatıralar eşliğinde doğaçlama şiirler okudu.

HAYAT HİKAYESİNİ ŞİİRLE ANLATTI

Katılımcıları doğaçlama söylediği “Hoş geldiniz” şiiriyle karşılayan Kul Remzi, “1951’den beri yerel ve ulusal gazetelerde yazdım. ‘Türkiye’de Yarın’da 20 sene bilfiil yazdım. Hâkimiyet gazetesinde de günlük köşe yazarlığı yapıyorum. On binin üzerinde şiirim var. 5 Haziran 1937 tarihinde İsmail ile Ayşe’den olma Remzi Samancı’yım. Aslen Saraçoğlu köylüyüm” dedi. Sohbetinin başında “Mevlâna’nın önünde iki katlı bir evde doğdum ve yaşadım. İki buçuk yaşında iken babamı kaybettim. Babasızlığın acısının ne demek olduğu bilenlerdenim” ifadelerine yer veren Mustafa Remzi Samancı, şu dörtlüğü okudu: “Babam köylü anam Konyalı/ Kader birleştirdi bunları/ Ben köyümden ayrılalı on beş yıl oluyor gayrı.”

ESKİDEN EKMEK KARNEYLE VERİLİYORDU

Babasını kaybettikten sonra hayatın çilesini çektiğini ve terzi olan annesi tarafından öksüz olarak büyütüldüğünü ifade eden Kul Remzi, yedi yaşına geldiğinde okula gittiğini belirterek hayatından kesitler sundu: “O zamanlar ekmek karneyle veriliyordu. Ben nüfus kâğıdımı aldım ve Mevlâna’nın yanın Sultan Selim’in bitişiğinde Ahmet Efendi Kitaplığı vardı. Orada karneyle ekmek ve toz şeker verirlerdi. Karne yerine geçen nüfuz kâğıdımı verdim. Avucuyla yarım kilo falan avuçladı ve gazeteden yapılma kese kâğıdının içine koydu. O zaman rızkın ne kadar zor olduğunu anladım. Onu bana verirken yüzüme bakarak “Annen mi gönderdi” sözü aklımdan hiç çıkmadı. Aziziye Camisinin arkasında Askerî Hastane vardı. Yanında da açık pazar yeri vardı. Orada toptancıdan aldığım sebzeleri satmaya başladım. İlkokulu bitirinceye kadar ticarete devam ettim. Sonra Sanat Enstitüsü’nde Başöğretmen Ahmet Naci Bey’e gidip okula kaydoldum. Sanat okulunda üçüncü sınıfa kadar okudum. Daha sonra Ereğli Bez Fabrikası’nda askerliğe gidinceye kadar çalıştım. Bu arada şiir ve yazılarımı Ereğli’de bir gazetede yazmaya devam ettim. Askerden geldikten sonra Konya’da PTT’de bir imtihan açıldı. Yazılı ve sözlü mülakatı kazandıktan sonra PTT’de memur oldum. A’dan Z’ye bütün servislerinde faal olarak çalıştım. Devlet de bana her çalışmamın karşılığında makam verdi. Devlete 25 sene hizmet ettim ve 28 Şubat 1981’de emekli oldum.”

“ŞİİRLERİMİ TIRAŞ OLMADAN YAZMAM”

16 şiirinin Konyalı bestekâr Hasip Celil Kolas tarafından bestelendiğini sözlerine ekleyen Samancı, emekli olduktan sonra eski para sattığını ve öğrencilere para karşılığında şiir yazdığını belirterek “Şiir yazmayı hiçbir zaman bırakmadım. Her gece üçte kalktığımda şiir yazmadan önce sakal tıraşı olurum. Benim iki tane hastalığım var. Bir, sakal traşı olmak. İki, şiir yazmak” dedi.

Samancı ayrıca, Mustafa Güçlü adına ve istek üzerine astrostiş şiirleri doğaçlama olarak okudu.

Konya İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen ve Memleket Tv’den çevrimiçi olarak canlı yayınlanan sohbetten sonra Konya Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Konya’nın kültür hâdimlerinden “Kul Remzi” mahlaslı Şair-Yazar Mustafa Remzi Samancı’ya hatıra olarak şiir kitapları hediye etti. Dr. Mustafa Güçlü’ye teşekkür eden Şair Kul Remzi, kendisi için düzenlenen doğumunun 85.Yılı Şükran Gecesi’nde üzerinde “Nice 85. Yıllara” yazılı pastayı, torunlarının huzurunda ve zülfikâr kılıcıyla kesti.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.