Gaziantep konusuna döneceğim ama araya bu konuyu girmezsem olmazdı...
Şakir Tuncay Uyaroğlu Hoca’yı bilmeyen yoktur...
Yani Şeker Şakir’i...
***
Hocamız ‘Türkçe Konuşacaksak, Türk’çe Konuşalım’ isimli bir esere imza atmıştı...
Beğenilerimizi vakti zamanında dile getirmiştik...
Keşke bu kitap Selçuk Üniversitesi’nin yayınları arasına girse...
Üniversiteyi kazanan her öğrenciye hediye edilse...
Buradan Rektör’ümüzün kulağını çınlatmış olalım...
***
Hocam ziyaretimize geldi...
Hayattan, Türkçeden konuştuk...
Derken 13 Haziran’ın hocamız açısından önemini kavradık...
13 Haziran 1983 günü göreve başlamış...
Tam 31 yıl geride kalmış...
***
Dile kolay...
Kendisi Selçuk Üniversitesi Türk Dili Bölümü’nde ‘okutman’ ama öyle öğrenciler yetiştirmiş ki...
Eğitim uğruna bir ömür harcadığını, hocaların hocası olarak da kanıtlamış...
Bu süre zarfında yaklaşık 50 bin öğrenci Şeker Şakir Hocamızın tedrisinden geçmiş...
***
Ve bu 50 bin öğrenci arasında hocalığa geçen çok kıymetli isimler de var...
Hocama hatırladıklarını, bildiklerini sordum...
O da sıraladı...
***
Öğr. Grv. Battal Çelik...
Prof. Dr. Mustafa Nizamlıoğlu...
Prof. Dr. Ayhan Selçuk...
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin Yıldız...
Prof. Dr. Osman Eravşar...
Prof. Dr. A. Levent Baş...
Yard. Doç. Dr. Hurigül Eken...
Doç. Dr. Cengiz Akköz...
Yard. Doç. Dr. A. Afşin Kulaksız...
Prof. Dr. Refik Uyanöz...
Prof. Dr. Süleyman Arslan...
Prof. Dr. Bünyamin Tıraş...
Prof. Dr. Erdoğan Şeker...
Yrd. Doç. Dr. Enderhan Karakoç...
Yrd. Doç Dr. Ali Baykan...
Uzman Recep Durgun...
Yrd. Doç. Dr. Sema Yılmaz...
Yrd. Doç. Dr. Özer Karakayacı...
Yrd. Doç. Dr. Zekeriya Şimşir...
Prof. Dr. Emrah Sur...
Öğr. Grv. Ali Ganiyusufoğlu...
Prof. Dr. Süleyman Soylu...
Öğr. Grv. Mehmet Yılmaz...
Doç. Dr. H. Serdar Öge...
Uzm. Dr. Sinan Taşdelen...
Doç. Dr. Ahmet Koçak...
Doç. Dr. Kemal Aydın...
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Özkiraz...
***
Şakir Tuncay Uyaroğlu Hocamız, başta da belirttiğim gibi okutman...
Neden akademik kariyer yapmadığını sorduğumda verdiği cevap dikkat çekiciydi...
“Akademik kariyer yapsaydım, öğrencilerimle bu kadar ilgilenemez, içe dönük çalışmak zorunda kalırdım” diyor...
***
Bilemiyorum...
Bu kadar akademisyen yetiştirmiş birisine, üstelik göreve başlamasının üzerinden de 31 yıl geçmişken ‘fahri’ doktora verilemez mi?
Konya’da fahri doktora verilebilecek başka ‘kültür’ adamları da önerebilirim...
Bakalım hocamızın yetiştirdiği bu kadar ‘hoca’ bu konuda ne düşünür...
Hocalarına bu söylediğimi layık görürler mi?