Konya Yüksek İslam Enstitüsü mezunu değerli ilim adamı Ali Küçük hocamız Hakk’ın rahmetine kavuştu. 6 Kasım 2017 tarihinde Pazartesi günü Sultan Selim camiinde ikindi namazından sonra İlahiyat Fakültemizin emekli hocalarından Dr. Mehmet Bakırcı hocanın kıldırdığı cenaze namazına müteakip üçler mezarlığında toprağa verdik. Yüce Rabbim gani gani rahmet eylesin.
Cenab-ı Hak her kulunu özel bir yetenek ve kabiliyette yaratmıştır. Ben buna inanıyorum. Esas olan insanın yeteneklerini keşfedebilmesidir. Rahmetli Ali Küçük hocamız da bu yeteneklerden birisidir. Bir yazımda ona “hâtıbu’l-ulemâ” demiştim. Âlimlerin güzel konuşanı.. Konuşma yeteneğinde mâhir, muhayyile ve örneklendirme kabiliyeti güçlü bir hocamızdı. Sanki Yüce Allah onu, Kur’an-ı yorumlasın diye yaratmış. O, 7’den 70’e herkese hitabeden bir hocamızdı. Kur’an-ı Kerim’i çok güzel tefsir ederdi. Harfler, kelimeler ağzından satırlardan havalanmış havada uçuşuyor gibi çıkardı. Konuşmaları çok etkileyici ve zihinde kalıcı idi. Ayrıca hocamızın din hizmetleri alanında yaptığı konuşmaları Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından da değerlendirilmelidir. O aynı zamanda din görevlisi olarak da çalışmıştır. Dolayısıyla Ali Küçük hocamızın yüzlerce vaaz kaset ve kayıtları vardır. Bunlar eşi bulunmaz bir hazinedir. İhtisas kurslarında onun vaaz tekniklerinden istifade edilmelidir.
Ali Küçük hocamız kendisini Kur’an’ın anlatımına adamış bir yaşayan Kur’an gönüllüsüydü. Uzun yıllar Avrupa’da din hizmetlerinde bulunmuş, sonra doğup büyüdüğü memleketi Konya’ya gelmişti. Mevlana’nın pergel metaforunda olduğu gibi bir ayağı Konya’da olmak üzere diğer ayağıyla bütün Türkiye’yi gezerdi. Bu yolculuklarında onun ne menajeri vardı ve ne de kimseden bir bedel isterdi. O, bu işi Allah’ı razı etmek adına yapardı. Ben derdi, Allah’ıma söz verdim, yaptığım Kur’an hizmetleri karşılığında kimseden para-pul almayacağım. Gerçekten öyle de yapar, hiç kimseye de yük olmazdı.
Ali Küçük nâm-ı diğer Ali Sağîr Hacımaz, kasetleriyle Anadolu ve Avrupa’da tanınan bir hocaydı. Özellikle yerel radyolar açıldıktan sonra tefsir kasetleri daha da yaygınlık kazandı ve tanındı. Hocamız makale ve konuşmalarında yalın, herkesin anlayacağı bir üslup kullanmıştır. Ayrıca yazmış olduğu tefsiri “Besâiru’l-Kur’an”ın dili ve üslubu da böyledir. Bu eserin tefsir tekniği ve üslup açısından durumu da alışılmışın dışındadır. Bu sebeple kısa zamanda yaygınlık kazanmıştır.
Ali Küçük hocamız, hoşsohbet, şen, şakrak, nüktedan bir kişiliğe sahiptir. Resmi ve yapmacık tavırlardan hoşlanmaz, serbest ve doğallık onun kişiliğinin bir parçasını oluşturmuştur. Arkadaş ve dost çevresiyle hatır-gönül ilişkilerini aksatmaz, gurebadan yana pozitif ayrımcılık yapardı. Hocamızın cenaze namazına katılan sevenlerinin profili de bunu göstermiştir. Köyden kentten, üniversiteden saniyeden her çeşit insan katılmıştı, cenaze namazına..
Hocamızın bizde ve birçok arkadaşta hatırası vardır. İleride onun dost ve arkadaşları olarak yapılacak toplantılarda bunlar anlatılacaktır, anlatılmalıdır da. Çünkü genç nesillere örnek kişilikler aktarılmalı, nisyana terkedilmemelidir. Hatta zaman geçmeden bu toplantı yapılmalı ve bir hatıra kitabı da çıkarılmalıdır. Ayrıca İlahiyat Fakültelerinde Kur’an anlayışı üzerinde Yüksek Lisans tezleri de hazırlanmalıdır. Umarım benim bu temennime, dostlarımız kısa zamanda cevap verirler.
Tekrar vefatıyla büyük üzüntü duyduğumuz Ali Küçük hocamıza Cenab-ı Hak’tan sonsuz rahmet diliyorum. İnşallah Rabbim arşın gölgesinde buluşturur, o da bize orada şen-şakrak ve mütebessim çehresiyle bir surenin tefsirini yapar.
Başımız sağ olsun.
Rabbim hocamızın mekanını cennet eylesin!..