Tribünlerde belki de bugüne kadar hiç görmediğimiz bir tezahürat vardı. Nalçacılılar takımlarını “oooo saldırsana Konyasporum” diye desteklerken doğu tribünleri de onlara uyarak takımlarını desteklediler. O anların her açıdan yüzlerce videosunu seyretmişsinizdir. Tribünler maçı istiyor, Konyaspor’un daha baskılı oynaması için gerekli desteği veriyordu. Onlar üzerlerine düşeni fazlası ile yapıyorlar. Peki ya yapmayanlara ne diyelim?
Takım iyi top oynuyor gibi görünüyor ama aslında sadece kendi sahasında top çeviriyor. Gol pozisyonuna da giriyor diyoruz fakat gol atamadıktan sonra gol pozisyonlarının ne anlamı var ki? Sivasspor ilk yarıda pozisyon bulamadı ama Konya’dan galibiyetle ayrıldı. Biz ise bulduğumuz pozisyonları harcama yarışına giriyoruz. Kim daha iyi gol kaçırır programı olsa Konyasporlular ilk sırada yer alırlar.
Devre arasında transfer konusunda gerçekten oyalama taktiği yapıldı. Bu takımın hocası var, yöneticileri var ama tribündeki insanlar futboldan anlamıyor olsalar o tribünleri doldurmazlar. Herkes biliyor ama seyirci bilmiyor edebiyatı yapılmaya başlandı. Tribündeki insanlar da futboldan anlıyor. Onlar bu takımın hangi mevkilerine transfer yapılması konusunda hem fikirdiler. Ne hikmetse hoca ve yönetim gerekli olan mevkilere adam istemedi ya da almadılar. Sol bek ve sağ bek oyuncumuz yok. Devşirme oyuncularla oynuyoruz. Ömer Ali’den sağ bek, Vukoviç’den sol bek olmaz. Ömer Ali hızlı olduğu için orada açığı kapatıyor diyelim ama sol taraftan sıkıntımız var. Marica iyileşti ya forvete de gerek yok dediler. Peki, bu takıma kim şekil verecek? Bu takımın ataklarını kim organize edecek? Ne Uğur ne de Mehmet o işi beceremez. Bunu sezon başından beri görüyoruz. Bu iki oyuncudan da bunu beklemeye hakkımız yok. Bu adamların görevi gelen atakları kesmek ve defansımız ile topu ileriye taşıyacak oyuncularımız arasında köprü vazifesi kurmaktır. Bizim en büyük eksiğimiz topa yön verecek oyuncunun eksikliğidir.
Sivasspor maçından sonra Aykut hoca açıklamalarında takımdan memnun olduğunu beyan ediyor. Hocam biz beğenmiyoruz! Takım yan top yapıyor, top eziyor, top kaptırıyor, gol kaçırıyor. Bunların dışında bir şey göremiyoruz. Zaten bir şeyler yapılıyor olsa sonuca da yansıyor olması gerekmiyor mu? Aldığımız galibiyetlerin bir kısmı sadece skor galibiyetleriydi. Mersin maçını hatırlatmak isterim. Adamlar oynadı ama biz kazandık. Orada aldığımız galibiyetlerle takım iyi diye yutturuldu. Sorumlu olarak Aykut Kocaman’ı görmüyorum. Yedek kulübesine oyunu çevirebilecek oyuncu transfer etmeyen yönetimi sorumlu tutuyorum. Takımlar hamle yaparak maç kazanıyor ama biz hamle yaptığımız da maç kaybediyoruz. Giren oyuncu sadece çıkan yoruldu diye giriyor. Oyuna müdahale edebilecek ya da oyun sisteminde değişiklik yapabileceğimiz kadromuz yok.
Bu hafta dananın kuyruğunun koptuğu haftadır. 17 puanlı Erciyes ile oynayacağız. Rahat bir nefes almak istiyorsak Erciyesspor’u deplasmanda yenmek zorundayız. Aksi halde işler karışır. Çünkü sonraki hafta içerde Fenerbahçe’yi ağırlayacağız ve o bu futbolla o maçtan puan alma ihtimalimiz hiç yok. Sonrasında da Başakşehir, Kasımpaşa ve Karabük maçları var. Bizim ligdeki kaderimizi bu maçlar belirleyecek. Bu maçlarında ardından yine kolay maçlarımız yok. Ligdeki her maç zorlaşacak ve tüm takımlar daha çok hesap yapmaya başlayacak. Biz işimizi sağlama almak için bu maçlara dikkat edelim derim. Sonrasındaki maçlarda rakiplerimiz telaşlı oynarken biz rahat oynarız. Bu yıl da taraftar sezon sonunu rahat geçirmeyecek ya hayırlısı!