Sarıkamış Harekâtı; I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti‘nin, Rusya‘ya karşı 22 Aralık 1914 tarihinde Sarıkamış Kars mevkiine düzenlediği ve büyük kayıplarla sonuçlanan askeri harekâttır.
1877 – 1878 yıllarında yapılan Moskof Harbinde kaybedilen Kars, Ardahan, Artvin ve Batum illerini tekrar Osmanlı topraklarına katmak, Almanya üzerindeki Rus baskısının azaltılması ve Enver Paşa‘nın Turancılık fikirleri harekâtın nedenleri arasında sayılabilir.
I. Dünya Savaşı‘na Almanya‘nın yanında giren Osmanlı Devleti‘nin Rus limanlarını bombalamasıyla birlikte 1 Kasım 1914 tarihinde Rusya Osmanlı Devleti‘ne savaş ilan etti.
1 Kasım‘da Osmanlı sınırını geçerek Köprüköy‘e ilerlemeye başlayan Rusların bu ileri hareketine karşın Başkumandanlık Vekaleti, Hasan İzzet Paşa‘ya tam taarruz emri verdi. Ancak Hasan İzzet Paşa‘nın hava şartlarını bahane ederek karşı taarruza geçmek yerine savunmayla yetinmesiyle kısmi bir başarı elde edildi.
7 Kasım günü Köprüköy Muharebesi devam ederken Almanya‘dan Türk ordusuna gönderilen kışlık elbise ile mühimmat taşıyan 4 gemi Ruslar tarafından batırıldı. Bunun üzerine harekât, yazlık kıyafetler ile yapıldı.
Başkumandanlık Vekaleti‘nden gelen yeni bir taarruz emriyle Türk kuvvetleri 11 Kasım‘da Azap mevkiinde Ruslara saldırdı. Çok sayıda Türk askerinin şehit olmasına rağmen, Ruslar geri püskürtülmüş, askerin morali yerine gelmişti.
Ancak tam bu noktada Hasan İzzet Paşa hayati bir hata yaparak geri çekilen Rus ordusunu takip etme emri vermesi gerekirken Türk kuvvetlerini 10-15 km geriye çekti. Başarılı olunduğu halde geri çekilme emrinin verilmesi Mehmetçiğin moralinin bozulmasına sebep olmuş ve çekilme sırasında ordu yıpranmıştır.
Enver Paşa, 18 Aralık‘ta Hasan İzzet Paşa‘yı görevden alarak ordunun komutasını üstlendi ve 22 Aralık‘ta Sarıkamış‘a taarruz emrinin verilmesiyle yürüyüş başladı.
Bu günlerde hava şartları iyice ağırlaşmış, 9. Kolordu bu günlerde yetersiz kalmış, yürüyüşü kolaylaştırmak amacıyla çanta ve kaput bıraktırılan askerler donarak ölmüş, donan ve köylere dağılan askerler neticesinde mağlubiyet kaçınılmaz olmuştu.
Sarıkamış Harekâtına ilişkin 90 bin askerin donarak öldüğü söylense de, Tarihçi-yazar Mehmet Niyazi, tüm Osmanlı zayiatlarının 60.000 olduğunu bunlardan 23.000 askerin donarak öldüğünü, Rus zayiatlarının ise 30.000 olduğunu belirtmektedir.
Sayı ne olursa olsun, ağır hava şartlarında binlerce Mehmetçiğin donarak ölmesine sebebiyet vermek çok büyük bir sorumluluk ve vebaldir.
Bu acı 104. yılında tekrar hatırlandı. Her yıl olduğu gibi Vatan için donarak ölüme giden vatan evlatları bir kere daha anıldı.
Konya Fikir, Sanat, Kültür Adamları Birliği Derneği de her hafta düzenlediği şairler buluşmasında bu hafta Sarıkamış şehitlerini gündemine aldı. Onlarca gönül dostu şairin katıldığı Selçukya şiir akşamında birbirinden güzel şiirler okundu.
Dernek Başkan Vekili Fatma Şeref Polat’ın yönetiminde düzenlenen şiir gecesinde Hasan Ukdem, Tayyar Yıldırım, Kazım Öztürk, İbrahim Demirtaş, Kul Remzi, Saliha Değirmenci Yavaş, Tayyip Sağ, Ahmet Şener, Ahmet Üresin ve isimlerini yazamadığım diğer şair dostlar Sarıkamış Temalı şiirlerini seslendirdiler.
Bendenizin, çok arzu etmeme rağmen rahatsızlığım sebebiyle katılamadığım bu güzel şiir akşamında Fatma hanıma gönderdiğim aşağıdaki şiirim Tayyar Yıldırım kardeşim tarafından gayet güzel bir şekilde seslendirildi.
Sarıkamış şehitlerini gündemine alarak onları şiirlerle anan Konya Fikir Sanat Birlik yönetimine, özellikle Fatma Şeref Polat hanımefendiye, tüm katılımcı gönül dostlarıma ve şiirimi seslendiren Tayyar Yıldırım kardeşime şükranlarımı sunuyorum.
Vatan için ölüme yürüyen Sarıkamış şehitlerini bir kere daha rahmetle anıyor, tüm şehitlerimize Rabbimizden gani gani rahmetler diliyor ve sizleri şiirimle baş başa bırakıyorum.
Sağlıklı ve mutlu yarınlar Efendim…
SARIKAMIŞ'TA...
Doksanbin yiğit çıktı yola,
Savaşacaklardı düşmanla,
İstirahat için verdiler mola,
Donup kaldılar Sarıkamış'ta.
Zafer emeline ulaşamadılar,
Tek kurşun dahi atamadılar,
Uyudular ama uyanamadılar,
Donup kaldılar Sarıkamış'ta.
Allahuekber dağıydı yurtları,
Hareketsiz kaldı vücutları,
Ağlattılar kuşları kurtları,
Donup kaldılar Sarıkamış'ta.
Kanları çekilip soluverdiler,
Kardan adama dönüverdiler,
Buzdan heykel oluverdiler,
Donup kaldılar Sarıkamış'ta.
Feryatlarını melekler dinledi,
Acılarından dağlar taşlar inledi,
Yerler sallandı, gökler çınladı,
Donup kaldılar Sarıkamış'ta.
Şehitler kervanına katıldılar,
Genç yaşta dünyadan atıldılar,
Kimler tarafından satıldılar?
Donup kaldılar Sarıkamış'ta.
Kıyafetleri yazlıktı, laf etmediler,
Düşman karşısında pes etmediler,
Ölüme yürümekten çekinmediler,
Donup kaldılar Sarıkamış'ta.
Mehmetçikti kahramanların adı,
Vatandı ağızlarının en güzel tadı,
Ölseler de almazlardı yurda yâdı,
Donup kaldılar Sarıkamış'ta.
104 yıldır unutmadık anarız,
Vücut üşürken içten içe yanarız,
Soğuk kara buza biz de kanarız,
Donup kaldılar Sarıkamış'ta.
Vatan millet için canlarını verdiler,
Dini mübin için sonsuzluğa erdiler,
Bedenleri altına yüreklerini serdiler,
Donup kaldılar Sarıkamış'ta.
Salih Sedat Ersöz