Her girdiğimiz dükkânın görünen bir yerine kocaman harflerle ‘SATILAN MAL GERİ ALINMAZ’ yazarlardı eskiden. Biraz insaflı olanları, üç gün içinde iade kabul edilir falan da diyebiliyordu, ama bunlar devede kulak. Bir de malı alıp parayı iade etmek yerine başka bir mal kakalamaya çalışanlar vardı. Bizde böyle abi diyerek...
O zamanlarda tekeldi pek çok esnaf. Halkın alternatifi yoktu. Kösüle kösüle geldik bugünlere...
Şimdi aynı dükkanları bi gezin bakalım, beğenmezseniz değiştiririz amcacığım deyiverirler. Hem zaten onlar bunu yapmak istemeseler de mahkemeye gitme ve istediğimizi yaptırma hakkımız var artık...
Biz küçükken, bayramda seyranda şehire getirirdi babam. Doğru Harmancıklı Mevlit’e uğrar pantul, gömlek ne lazımsa alır giderdik. Artık deftere yazılırdı bir miktar. Az mı çok mu bilemem. Harman kalkınca babam bir tomar para götürür, borcunu kapatırdı...
Köye döndükten sonra defolu bir mal çıkarsa aldıklarımızın içinden ona da bahtımıza der geçerdik. Bi daha ne zaman gideceğiz de değiştireceğiz. Veya götürdüğümüzde değiştirileceğine dair bir ihtimal de yoktu. Veresiye aldığımız için, cebimizde peşin paramız olmadığı için çıkıp da başka bir yerden bakma, alma durumumuz da olmazdı...
Bugün...
Satılan mal geri alınıyor...
Satılan mal yenisiyle değiştiriliyor...
Satılan malda müşteri memnuniyeti aranıyor...
Daha sonra telefonla anket yapılıyor ve aynı ürünü yeniden tercih etmemiz için olmadık şaklabanlık yapılabiliyor...
Devir değişti. Neredeyse hiçbir mal tekel değil artık.
Bu yeni duruma ayak uyduran esnaf büyüdü, sattığını icabında geriye almayıp iyi yaptığını sanan yok olup gitti...
...
18-20 sene evveliydi. Tekel 2000 sigarası içiyordum o vakitler ve bu sigara pek bi kıymetliydi o zamanlar niyeyse. Rampalı çarşının caddeye bakan yüzünde bir bakkal vardı. Kimsede benim sigara yokken onda olur, millette varken onda olmazdı. Tekel falan gün sigara dağıtımı yapar, herkes satar bitirirdi, bu bizimkisi o gün bekletir ertesi gün çıkarırdı ortaya sigarayı. Adam acayip kurnazdı. Yalnız kıymetli ve aranan sigara olduğu için Tekel 2000’in yanında az satılan başka bir marka sigara, üç beş tane sakız, çikolata vesaire satardı. Almam diyene bozuk para yok der, bin dereden su getirirdi. Hemen herkes ‘nalet olsun’ diyerek alırdı...
Sürekli bu adamı izledim. Neticede kurnazlık işe yaramadı, battı gitti...
Hileye kurnazlığa kafa yoracağına adam gibi işine kafa yorsaydı normal yollardan zenginleyebilirdi belki. O bunu denemedi...
...
İnsanımız marketlerden ‘elleyerek’ beğenerek istediğini almaya, daha sonra isterse değiştirmeye veya malı geriye iade etmeye başlayalı, ‘satılan mal geri alınmaz’ türü klişeler de tarihin tozlu sayfalarında birileri hatıralarını anlatırken anılan laflar oldu...
Herkese hayırlı işlerinde bereket dilerim...