“Göründüğü gibi olan / Gücünü milletten alan; Recep Tayyip Erdoğan
Mazlumlara sırdaş olan / Gariplere yoldaş olan; Recep Tayyip Erdoğan
Ezilenlerin gür sesidir o / Suskun dünyanın hür sesidir o
Göründüğü gibi olan / Gücünü milletten alan; Recep Tayyip Erdoğan
Halkın adamı Hak’kın aşığı / O milyonların umut ışığı
Mazlumlara sırdaş olan / Gariplere yoldaş olan; Recep Tayyip Erdoğan
Oldu her zaman sözünün eri / Çıktığı yoldan dönmedi geri
Kararlıdır davasında / Anaların duasında; Recep Tayyip Erdoğan
Sözü dosdoğru yoktur riyası / Zalimlerin korkulu rüyası
İnandığı yolda gider / Yıllardır beklenen lider; Recep Tayyip Erdoğan”
Sevgili kardeşim Uğur Işılak, yüreğine ve kalemine sağlık; Sayın Cumhurbaşkanımız ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Minnettarız, müteşekkiriz.
Bu satırları kaleme aldığım sıralarda, henüz Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmamıştı ve Sayın Başbakanımız bu ulvî göreve getirilmemişti. Ancak, kendilerinin seçimin birinci turunda açık farkla aziz, necip ve asil milletimizin teveccühüne mazhar olacaklarına tereddütsüz inandığım için, hiç çekinmeden “Cumhurbaşkanımız” ifadesini kullanacağım.
Sayın Cumhurbaşkanımızla tanışma şerefine nail olduğum gün… Benim için bir dönüm noktası, tabir-i caizse bir milat…
24 Nisan 2012 tarihinde Ak Parti Konya Milletvekili Mustafa Kabakçı Bey kardeşimin davetine icabet ederek, Ankara’da düzenlenen Anayasanın Dili Sempozyumuna (Bilgi Şölenine) katılmıştım. O nezih toplantıda, sevdam Türkiye’mi yönetenlerle tanıştım.
Tanıştığım kişiler arasında Sayın Başbakanımız da vardı. Görüşmemiz esnasında; “Türkçe Konuşacaksak, Türk’çe Konuşalım.” isimli naçizane eserimi ve Türkçenin Korunmasıyla İlgili Kanun Teklifi dosyamı kendilerine sunduğum zaman; eserin adında dikkat çeken “Türk’çe” kısmına bakarak şu cümleyi sarf ettiler: “Saygı Değer Hocam, mesajınız alınmıştır. Hiç kaygınız olmasın.” Ve eserimle kanun teklifi dosyamı; sahip çıkmasını ve daha sonra değerlendirmek ve okumak üzere kendisinden isteyeceğini beyan ederek Bekir Bozdağ Beye havale ettiler.
Recep Tayyip Erdoğan; Türkiye’nin sadece son 12 yılına değil; tarihine damgasını vuracak kadar müstesna bir lider…
Türk-İslâm ülküsüyle ve senteziyle yetişen bir akademisyen olarak; 2002’den bu yana, Milletin Adamı’na olan hayranlığım, bağlılığım her yeni günde artarak devam ediyor.
O; 77 milyonun tamamı için kayıtsız şartsız bir kazanç, bir şans, bir mutluluk, bir fırsat…
Ben de, Onun gibi bir İmam-Hatipliyim. Ortak paydalarımızdan biri de bu. Aynı camiada yetişmek, benim için bir gurur payesi…
Birikimine, hitabetine, devlet adamı kişiliğine, siyasî tecrübesine, mütevazı ve beyefendi tarzına, tavrına gıpta etmemek ne mümkün…
Kendisine hakaret edenleri, doğrusu olgunlukla ve saygıyla karşılayamıyorum. Rabb’im onlara; insaf, iz’an, feraset ve merhamet versin…
Sayın Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan; Sayın Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu ile hemşehri olan ve aynı yıl dünyaya gelen bu 55’lik delikanlı, sizi çoooooook seviyor.
Cenab-ı Allah; sizin ve dava arkadaşlarınızın yâr ve yardımcısı olsun. Yolunuz açık olsun. Bu millet, sizden daha çok hizmet bekliyor.
Durmak asla yok, ilânihaye yola devam…