Bazen meseleler allak bullak oluyor…
Zaman, zemin, hassasiyetler derken, bir söz bağlayıcı oluveriyor.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül’ün ilköğretim çağındaki çocuklarını türbanlı olarak okula göndermekte ısrar eden ailelere “Bu iş daha ileriye giderse, devlet o çocuğu alır ve öğrenim görmesini sağlar” sözleri de böyle…
Devletin bir çocuğu alıvermesi bu kadar kolay mıdır yoksa bu bir gözdağı mıdır?
Bunu yorumlamaya girmeyelim şimdi…
Ama diyorum, devletin böyle bir gücü varsa, göstermesinin çok da normal olduğu zamanlarda nerededir?
Daha fazla kafa karışıklığına neden olmadan söyleyeyim söyleyeceklerimi…
Bundan 10 gün kadar önce…
Beyşehir’de 15 yaşındaki bir kız çocuğu intihar etmişti.
Bu intiharın ardından bir de hikâye okuduk…
Cenazesini almaya gelen olmayınca Beyşehir Belediyesi tarafından defnedilen S.D.’nin, annesi 1 Ekim’de düzenlenen fuhuş operasyonunda tutuklanmıştı.
Babası ise cinayet suçundan cezaevindeydi.
Ve sonuç: Beyşehir Kız Meslek Lisesi 1’inci sınıf öğrencisi S.D., 11 Ekim Pazartesi günü Hacıakif Mahallesi'ndeki evlerinde, annesi Gülseren D'nin bir arkadaşı tarafından evin tavanına asılı olarak bulundu.
Sağlama yapmak üzere tekrar üzerinden geçelim.
Baba cezaevinde, anne tutuklu…
15 yaşında bir kız çocuğu geride kalıyor…
Beyşehir Milli Eğitim Müdürü Hasan Taşdelen, S.D.’nin ailevi sorunlarıyla ilgili bilgileri olmadığını, intihar ettikten sonra durumu öğrendiklerini belirterek, “Haberimiz olsaydı, S.D.'yi bir devlet yurduna yerleştirirdik” diyor…
Şimdi Üskül’ün dediklerine inanmamız için bir fırsat var elimizde…
Annesi ve babası hapse giren bir kız çocuğuna devlet neden sahip çıkmaz?
Milli Eğitim Müdürü’nü bu kız çocuğunu bir devlet yurduna yerleştirmesi için durumdan haberdar etmesi gereken bir organ var mıdır?
Polis, anneyi tutukladıktan sonra Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne 15 yaşındaki bu kız çocuğuna sahip çıkılması yönünde bilgi vermiş midir?
Yoksa polisin de mi haberi yoktur geride kalan çocuktan…
Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, bu tür durumlarda devreye girmeyecekse ne zaman devreye girer?
Beyşehir Milli Eğitim Müdürlüğü, Beyşehir Kaymakamlığı, Beyşehir Polisi nasıl olur da atlar evdeki 15 yaşındaki çocuğu?
Bu iş yine size düşüyor Sayın Vali’m…
Polis, ilgili yerlere –mesela savcıya- geride kalan çocuk hakkında bilgi vermiş midir?
Bilgi vermişse savcılık çocuğun koruma altına alınması için Sosyal Hizmetlere yazı göndermiş midir?
Savcılık ‘koruma altına alınması’ talimatını vermişse Sosyal Hizmetler ne yapmıştır?
Bu tip vakalarda polis ya da savcı “acil koruma kararı” ile çocuğu Sosyal Hizmetlere göndermeli değil miydi?
Bunu sizin de merak edeceğinizi biliyorum…
Lütfen araştırın.
Devletin, çocuklara gerçekten sahip çıkıp çıkamayacağına dair güzel bir örnek bu…
Aklımıza şu sorunun gelmesi normal değil mi:?
Babası cezaevinde, annesi tutuklanan S.D.’yi evde bırakan ve varlığını intiharından sonra öğrenen devlet mi Üskül’ün dediğini yapabilecek?
Bir de milletvekillerimize bu olaydan yola çıkarak iyi bir proje teklifi verelim:
Polisin müdahale ettiği olaylarda Sosyal Hizmetler görevlileri de bulunsun.
Arkada kalan çocuklara devletin sahip çıkması daha da kolaylaşsın.
Devlet bir şey yapıp ederken arkasını da toplasın.