Malum Pazar gün seçim var, liderler günlerdir meydanlarda esti gürledi kazanmak için her şeyi yaptılar... Seçim atmosferine kendini kaptıran liderler bir birlerine söylemedik şey bırakmadılar. Yerelde ise seçim araçlarının gürültüsü ve politikacılar tarafından uluorta asılan -dağıtılan broşürler ziyaretler vatandaşa bitse de kurtulsak dedirtir hale geldi.
Neyse ki sonuna geldik, pazar akşamı bu hengâme bitecek ve herkesin tıraşı gözünün önüne inecek ve pazartesi günü ise yeni bir dönem başlayacak.
Bizde seçimin gerdiği ortamda, tüm bunlardan sıyrılıp bir nebze olsun gülümseyelim istedik...
***
OTOBÜS DOLUSU POLİTİKACI…
Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için gittikleri Anadolu"dan dönüyorlarmış. Gece yarısı otobüsleri büyük bir köyün yanından geçerken derin bir şarampole yuvarlanarak kaza yapmış.
Kazayı gören duyan köylüler koşarak olay yerine gelir ve gece kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başlarlar sabaha karşı işleri bitmiştir. Sabah, Jandarma soruşturma için köye gelir.
Köylülere sorar:
-Otobüste ki bütün politikacıları gömdünüz demek
-Evet der köylüler hepsi de ölüydü
-Eminsin değil mi?
Köylülerden biri cevap vermiş:
-İçlerinden bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz. Nasıl yalan söylerler!
***
PAYLAŞIMCI BAŞKAN…
Seçim propagandası yapan belediye başkan adayı çiftçilikle geçinen kasabaya gidip miting kürsüsüne çıkmış “Katılımcı ve paylaşımcı bir başkanlık getireceğim kasabamıza” demiş, “Mesela iki traktörünüz varsa birini belediye hizmeti için verir misiniz?”
Kalabalık “Veririiizz” diye bağırmış.
Aday “İki ineğiniz olsa birini bize verir misiniz?” diyince
Kalabalık yine“Eveeett” diye inlemiş insanlar.
“Eğer 2 teneke buğdayınız kalsa birini belediyenize güç katmak için bağışlar mısınız” sorusu üzerine
Kalabalık hep bir ağızdan “Hayıırrrr..!”diye dalgalanmış bu sefer kalabalık.
“Aa” demiş aday “Traktörü verdiniz, ineği verdiniz 1 teneke buğday niye sakınılıyor?”
Kalabalık “Biliyorsunuzzz” diye bağırmış hep bir ağızdan,
“Elimizde sadece 2 teneke buğdayımız kaldıııı!”
***
BAKAN YÜZME BİLMİYOR
Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti. Ne yapsa makbule geçmiyor, basın her gün kendisiyle uğraşıyordu. Nihayet :
-Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve ilan etti:
-Pazar günü saat 10'da denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim.
Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları toplandılar orada. Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :
-Bakan yüzme bilmiyor!