Ülkemiz,yerel seçim atmosferine girdiğinden bu yana ben de adayların,partilerin seçim çalışmalarını izliyorum.Haylide eğlenceli oluyor.Aday konuşmasını yaparken ben halkın arasına karışarak,kimi zaman tek tek konuşarak seçmenin ne düşündüğünü anlamaya çalışıyorum.
Şurda on iki gün kaldı.Takke düşecek kel görünecek ama bugünlerde EN ler havada uçuşuyor.En iyi benim,en iyi ben hizmet ederim gibi.Adayları izlemek hayli eğlenceli de oluyor.Erezyonun göbeğinde,çölleşme tehlikesi olan bir yerde bağcılığın sorunlarından sözedenleri mi ararsınız,Meram Dere’den şehre kadar kanallar açıp kayık yüzdüreceğim diyenleri mi,hepsi var.
Bu seçim dalgasından kim kazanıyor,diye düşündüm.Vatandaşın kazanmadığı kesin.Matbaacılar,tasarımcılar,reklamcılar,bayrak üreticileri olabilir.Birde 30 mart sabahı koltuğa kavuşacak olanlar tabi.
Konya merkezde ve büyük ilçelerde ciddi bir kapışma var.Bu yoğunluk beldelerde de aynı.Bunu Cuma günü gittiğim Kadınhanı Atlantı’da gördüm.
İşçi Partisi büyük şehirlerde aday göstermedi,cumhuriyetçi adayları destekleme kararı aldı.Sadece il genel meçlis oylarına talip oldu.İşçi Partisinin aday gösterdiği sayılı beldelerden biri de Kadınhanı Atlantı.
Geçimi tarıma dayalı,sulanabilir toprakları hayli fazla olan bir beldemiz Atlantı.Burada dört parti seçim yarışına girmiş.AKP Ali Kartaltepe,CHP Ş.Hasan Takımcı,MHP Necati Sönmez,İP Mustafa Karaçiftçi ile başkanlık koltuğunu kapmak için yarışıyorlar.
Atlantı’da şunu gördüm,halk geleni güleryüzle karşılıyor,hayırlı olsun,diyor ve kırıcı tartışmalardan uzak duruyor.
Karaçiftçi atlantı’lı.Seçildikten sonra Atlantı ve Atlantı’lılar için yapacaklarını dokuz madde halinde sıralamış.
Tarım mevsimi dışında hep boş geçiyor belde insanının günleri.Bu yüzden olacak çarşıiçi dedikleri meydanın çevresinde ona yakın kahvehane var ve hepside dolu.Oyun oynayarak,televizyon izleyerek vakit öldürüyorlar.Beldenin üç bini aşkın nüfusu var ama bu gençlerin kitap okuyabilecekleri bir kütüphane yok.Geçmişte yirmiye yakın köy odası varmış,şimdi birkaç tanesi faal durumdaymış.
Bir kahvehanede İP merkez yöneticilerinden Mehmet Atkaya ilginç bir öneri sunuyor.Dört adayın halkın karşısına çıkıp Atlantı için ne yapacaklarını tartışmalarını öneriyor.Bunun iyi olacağını söylüyor kahvede oturanlar.O anda kahvede bulunan MHP adayı da olumlu buluyor bunu.
Onlar seçim çalışmalarını sürdürürken ben kahvedekilerle sohbet ediyorum.Bir çiftçi AKP li başkandan önce başkanlık yapanların beldeye hizmet etmediklerini,AKP sayesinde hizmet geldiğini,tarım yapmasa bile doğrudan destek kredisi ile geçinebileceklerini anlatıyor.
Bu doğrudan destek kredisinin baştan beri adaletsiz olduğunu,çiftçiyi üretimden uzaklaştırdığını,çok büyük arazilere sahip olanlarla eviçi kadar bir araziye sahip olanları aynı kefeye koyduğunu söyledim her zaman.Atlantı’lı çiftçi kendi açısından doğru olanı söylüyordu ve konuşmamız boyunca söylediği şey,köyünün ve kendi çıkarlarının dışında olup biten hiçbirşey onu ilgilendirmediğiydi.
Bu seçimlerde gördüğüm en olumlu şey,tepedekilerin tepişmesine karşılık halk demokrasiyi benimsemiş.Onun kuralları içinde sandığa gidiyor.