Sevgili nitelikli okurlarım, Arpa ile buğdayı, elma ile armudu birbirinden ayıralım. Türkiye’de seçim olduğunu bırakın Türkiye‘yi dünyada bilmeyen yoktur herhalde 29 Mart 2009 da seçim var. Yalnız ne seçimi var YEREL YÖNETİM SEÇİMLERİ var.
Yukarıda da belirttiğim gibi “Elma ile Armudu, Arpa ile Buğdayı” karıştırmamak, gerekir. Birbirinden ayırmak gerekir. Şimdi ikisi de meyve, ikisi de tahıl öyle mi, fakat biri kabuğuyla yenir öteki yenmez, biri yemdir. Öteki ekmek. Seçim var birisi genel seçim birisi yerel seçim her ikisi de sandıkta veriliyor anladık. Her ikisi de demokratik ortamlarda gerçekleşiyor onu da anladık da, yahu bu miting alanlarında parti liderlerinin konuşmalarına bakın. Tamamen Türkiye’nin meseleleri, tamamen karalama ve atışmalarla geçiyor, miting yaptıkları hangi il olursa olsun o il ile ilgili bundan önceki yönetim ne yapmış, biz gelince neler yaparız, yapacağız, önceki yönetimin hataları nelerdi şunları şunları yapsa daha iyi olmaz mıydı? “Biz beş yıl önce aldığımızda ne vardı şimdi ne var?” gibi konuşmalar neden yok? Varsa niye çok az? Neden yanında duran belediye başkanına, ya da adayına söz vermiyorlar?
Sayın parti liderleri neden vatandaşlara hitap ederken şunu söyleyivermiyorlar:
“Sayın vatandaşlarım bakın bu seçim bir yerel seçim. Sizin yaşadığınız şehri, ilçeyi kasabayı, 5 yıl süre ile yönetecek, eksikleri ile ilgilenecek, caddeleri, sokakları, imarları, çevre düzenlemeleri, elektriği, suyu, doğal gazı ile ilgilenecek yöneticinizi seçiyorsunuz. Bizim önerdiğimiz (Seçtiğimiz) belediye başkan adaylarının yaptıklarını ya da bundan sonra yapacaklarına takdir edip inanıyorsanız oyunuzu bize verin, sizin akrabanız ya da tanıdığınız başka bir partiden aday olmuş olabilir, eğer iş yapacaksa, yapabilecekse sonuçta oyunuzu ona verin.”
Tekrar hatırlatıyorum yerel seçimlerde şehrimizi partiler değil kişiler ve ekipleri yönetecek. Evet, şimdi sayın okurlarım bence hepimiz vicdanımız ve yaşadığımız yeri ve yapılanları ve yapılmayanları gözeterek oyumuzu kullanalım.
Biz buğdayımızı seçelim bize ekmek yapsın yemek versin saygılarımla.
Hoşça sağlıcakla kalın ama en önemlisi sandık başında adam gibi adam kalın.
BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ:
Çok Partili İlk Seçim Ne zaman yapıldı?
Çok partili yaşam başladıktan sonra yapılan ilk seçimlere (1946) bir muhalefet partisinin (Demokrat Parti) de katılması ve tek dereceli seçim usulüne geçilmesi ile demokratikleşme sürecinin önemli adımıdır. Ne var ki, bu seçimde oylar açık verilmiş, sayım ise gizli yapılmıştı. Gizli oy ve açık sayıma dayalı ilk seçim 1950'de yeni seçim yasasının onaylanmasından sonra gerçekleşti. Sonuçta eskiden tek parti olan Cumhuriyet Halk Partisi muhalefete düştü ve iktidar Demokrat Parti'ye geçti.
Yerel Saat Nedir? Nasıl hesaplanır?
Herhangi bir yerde, Güneş’in en tepede olduğu ana ya da gölge boyunun en kısa olduğu ana öğle vakti denir. Öğle vakti gün ortasıdır ve saat 12.00 olarak kabul edilir. Buna göre ayarlanan saat dilimine yerel saat denir.
Yerel saat farkları, meridyenlerden faydalanılarak hesaplanabilir. Yerel saat hesaplarını yapabilmek için şunları öğrenmekte fayda vardır:
Aynı meridyen üzerinde bulunan bütün noktaların öğle vakitleri aynı anda olur ve yerel saatleri birbirine eşittir.
Aynı meridyen üzerinde bulunan noktaların yerel saatleri birbirine eşit olmasına rağmen (21 Mart ve 23 Eylül tarihleri hariç) Güneş’in doğma ve batma saatleri farklıdır. Bunun nedeni, Dünya ekseninin 23° 27' eğik olmasıdır.
Bir hafta niçin 7 gündür?
Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısının 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti.
Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı.
BİRAZ DA GÜLELİM
30 Mart sabahı belediye başkanı
tedavülden kalkacaklar için:
Külyutmaz bir parti başkanı ve başkan yardımcısı seçim kampanyası sonrası 29 Mart akşamı oylarını atarlar. Bir deniz kıyısında güzel bir yemek yerler. Bir şişe de içki devirir ve kamp çadırında 30 Mart sabahı ile ilgili hayaller kurarak uykuya dalarlar. Birkaç saat sonra parti başkanı uyanır ve yardımcısını dürtükler:
-Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle!
Yardımcı cevap verir:
-Milyonlarca yıldız görüyorum.
Lider sorar:
-Bu sana neyi gösteriyor?
Yardımcısı, uyku mahmurluğu ve yalakalık arası bir modda, liderinin güzel şeyler duymak isteyeceğini düşünerek cevap verir:
-Efendim gökyüzünde partimizin burcunun yüzlerce yıldızda parıldadığını görüyorum, pazartesi bizim yüzlerce belediyemiz olacak, der.
Lider, yardımcısını sabırla dinlemiştir ama artık dayanamaz:
-Ulan hıyar! Çadırımızı araklamışlar görmüyor musun?
--
Hepsini gömdük
Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için gittikleri Anadolu"dan dönüyorlarmış. Gece yarısı otobüsleri büyük bir köyün yanından geçerken derin bir şarampole yuvarlanır. Bütün gün slogan dinlemekten beyni ambale olan şoför uyumuştur.
Bir kaç köylü koşarak gelir ve gece kurda kuşa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başlar sabaha karşı işleri bitmiştir. Sabah, Jandarma soruşturma için köye gelir.
Köylülere sorar:
-Otobüsteki bütün politikacıları gömdünüz demek. Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi?
-Köylülerden biri cevap vermiş:
-Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz. Nasılsa hep yalan söylerler!
--
Nerde eski seçimler
Her seçimde olur
1950 seçimlerinde Konya'da duvarlara asılı afişleri okuyan köylü ile aday arasında şu konuşmalar geçer:
"Topraksıza toprak, toprağa tapu,ürüne fiat."
"Ne zaman olacak bunlar"
"Her seçimdeee, her seçimdeee."