Bu hafta yoğun bir seçim dönemi yaşıyoruz. Bu konudaki çalışmaları ve tartışmaları izliyoruz. Vaatler havada uçuşuyor. Yapılanlar, yapılacaklar, söylenmiş olması için ortaya atılıverenler, uçanlar, kaçanlar… Bir ortamda yan yana oturan iki kişi aralarında hararetli bir tartışmaya girmişlerse bilin ki gündemde seçim vardır. Seslerin yükseldiği, hararetin tavan yaptığı tartışmaların odağı gene burada…
Pazar günü seçimler bitecek ve sular durulacak. Birkaç gün daha bunu konuşup sonra da eski bilindik hayatımıza döneceğiz. Normal hayatta neler mi olacak? Bir hafta önce seçim konusundaki farklı düşüncelerimiz nedeniyle kırdığımız, incittiğimiz, yargıladığımız, ötekileştirdiğimiz, ağır eleştirilere muhatap tuttuğumuz bu insanlarla beraber yaşayacağız… Farklı bir siyasi görüşten olan, değişik partiye oy veren kardeş ve dostlarımız da olacak. Onlarla yapılan bu kırıcı tartışmalar arkada kalıp gidecek.
Onların düğünlerine katılıp yemeklerine kaşık çalacağız. Bizim orada olmamız onu mutlu edecek. Olmadığımızda eksiklik hissedilecek. Bizim düğün, onlarla neşelenecek. Gelmezlerse gönlümüz biraz daha burukluk yaşayacak. Yanımızda bulunmalarını isteyeceğiz. Cenazelerimizde de aynısı olacak. Beraber ağlayacağız, birlikte güleceğiz… Yolda kaza yapınca arabamızı beraber iteleyeceğiz. Geçmiş olsun diyeceğiz. Evimizde bitiveren ve gece vakti bulmadığımız tuzu, şekeri karşı komşudan isteyeceğiz. Ama ne isterken nede verirken bizim ve onların siyasal görüşleri gündeme gelmeyecek. Biz Hayatımıza devam edeceğiz. Komşuluklarımız devam edecek… Dostluklarımız, akrabalık ilişkileri siyasi tartışmaların gölgesinde zedelense ve zayıflasa da bizi yarınlara taşıyacak.
Bu toplumda birileri siyaset yapacak. Yapmak zorunda da… Siyasetin doğası gereği bazen konuşma tonlarını yükseltecekler. Keşke onlar da buna dikkat edebilseydi. Tansiyonu yükseltmeseydi… Çok rahat, halim-selim dostane gitseydi işler… Bunu gerçekten isterdim. Bu ülkenin bir vatandaşı olarak arzu ederdik. Lakin bu işin raconu böyle gitmiyor…
Bizim komşuluğumuz, akrabalık ilişkilerimiz ve dayanışmamız devam edecektir. Siyaset konuşmalarını, sözlü kavgaya indirgeyen kişiler gibi aynısını yapmak zorunda değiliz. Bizim destek verdiğimiz tarafın da hata yapabileceğini, yanlış karar almış olabileceğini kabul etmemiz lazım. Hiç birimiz günahsız değiliz. Fert veya grup olarak… Eleştiri özgürlüğümüzü kullandığımız kadar, tahammül nezaketini de göstermemiz gerek. Benden farklı düşünen insanlar da bu memlekette yaşayacaklar. Onların da dedeleri burada şehit oldu. Kendileri çalışıp vergi veriyorlar. Eğer açık bir hainlikleri yoksa gerçekten düşmanı buraya davet etmemişlerse… 15 Temmuz'da yaşadığımızın bir benzerini yaşamak üzere planları ve kurguları yoksa… Hadi gelin birbirimizin farklılığını kabul edelim bunu problem etmeyelim. Bunun üzerine bir kavga geliştirmeyelim. Sonra bu memleketin enerjisini yanlış yerlere harcıyoruz.
Sanki seçim için hazırlanan farklı iki adayı, komşuluk hukuku birbirine daha çok bağlıyor. Normal şartlarda sırlarını saklamak, ayıplarını örtmek zorunda olan ve bununla cenneti ümit eden Müslümanlar, seçim dönemi deyince farklı bir ahlaki yapıya mı bürünecekler? Oysaki Allah, her daim kulları konusunda gayurdur. Allah, bir Mümin’in ayıbını örtene de ona ait bir ayıbı örtmeyi vaat eder.
Küçük bir köyde veya mahallede yapılacak bir muhtarlık seçimi için olmadık düzenbazlıkları yürütmek, karşı tarafın ayıplarını araştırmak hatta onu karalayacak ayıpları üretmek, sonra da yatsı namazını kılıp, “Ya Rabbi, senin adınla yaşadım ve uyuyacağım” diye dua etmek sanki biraz komik geliyor.
Farklı isimler ve vaatler taşıyan siyasi oluşumları temsilen seçime girenler veya bunların taraftarları; bu aşamada komşu- kardeş olduklarını, kardeşlik hukuku açısından uymaları gereken bir dizi görevlerinin olduğunu da unutmamalıdırlar. Bu iş için dışardan gazel okuyan, duyduğu her cümleyi allayıp - pullayarak etrafa yayan her Müslümanın da, alması gereken dersleri ve uyması gereken kuralları vardır.
Biz komşunun malına mirasçı olamadığımızı için, günahlarına mirasçı olmaya bu kadar istekli olmamalıyız. Ne de çok seviyoruz başkalarının da günahını yüklenmeyi…
Kardeşlik, komşuluk ve beraberlik devam edecek…