İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından 2015 yılında Kudüs’ümüz İslam dünyası turizm başkenti olarak seçilmişti. Kudüs’ten sonra, Selçuklu’nun başkenti Konya’mız turizm başkenti seçildi. Seneye emanet Medine-i Münevvere’ye tevdi edilecek. Bu münasebetle 2016’nın Şubat ya da Mart aylarında Konya Büyükşehir Belediyesinden bazı yetkililerle birlikte Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Şeker hocamızın başkanlığında bu yılı verimli bir şekilde nasıl değerlendirebiliriz diye bir toplantı yaptık. Biz de İlahiyat Fakültesi olarak etkinlikler programı ortaya koyduk.
Alınan kararlar doğrultusunda; 6-7 Mayıs 2016 tarihlerinde “Gelenek ve Modernite Arasında İslam Yorumları” Sempozyumunu; ayrıca, yurtdışından davet ettiğimiz son devrin âlimlerinden Allâme Muhammed Avvâme, Prof. Dr. Said Bektaş, Seyyid Nebil el-Gamri gibi hocalarımızla konferanslar gerçekleştirdik. 11-12 Kasım 2016 tarihlerinde de Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Konya Büyükşehir Belediyesi ile Kotev’in himayeleriyle “Şehir ve Âlimleri Sempozyumunu” yaptık. Bu sempozyumdan amacımız, şehir, âlim ve ilim ilişkisini ortaya koymak, ayrıca Konya’mızın yetiştirmiş olduğu âlimleri, eser ve hizmetleriyle yeni nesillere tanıtmaktı. Sempozyumumuz 11 Kasım 2016 tarihinde Cuma günü saat 9:00’da Dedeman Otelde başladı. Açılış konferansını Bilge Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu hocamız verdiler. Gerçekten medeniyet ufkumuzu dün ve bugünle buluşturan ve yarınlar için hedefler gösteren muhteşem bir konuşmaydı. İnşallah sempozyum kitabımız neşredildiği zaman tarihe not düşülmüş olacaktır.
Sempozyum, bizim açımızdan çok verimli geçti. İki gün boyunca beklenmedik bir düzeyde katılımcılar ilgi gösterdi. Büyük bir alaka ile takip edildik. Katılımcılardan takdir, teşekkür ve teklifler aldık. İyi ki böyle bir bilgi şölenini gerçekleştirmişiz. Bizler de katılımcıların teklifleri doğrultusunda bu sempozyum biter bitmez, sıcağı sıcağına arkadaşlarımızla oturup yeni yol haritaları belirlemeye başladık.
Bu sempozyum, “Şehir ve Âlimleri Sempozyumu I” adını taşıyor. İlkinde Osmanlının son dönemleriyle Cumhuriyetin başlarında yaşamış olan âlimlerimizi konu edindik. Hedefimiz Selçuklu ve Osmanlı dönemleriyle ilgili de ayrı ayrı ulusal veya uluslararası düzeyde sempozyumlar yapmaktır. Şüphesiz bu çalışmalar hem Konya’mıza ve hem de geçmişte yaşamış âlimlerimize bir ahdi vefa olacaktır. Bizler, takdir etmenin erdemlilik olduğu inancından geliyoruz. Bütün bu yapılanlar gelecek nesillerimize bir not düşmek ve muhteşem medeniyetimizin temellerini işaretlemektir.
Tarih boyunca Konya’mız “Dâru’s-selam/Barış Adası” olmuştur. Kalkınma, ilim, irfan, fikir, iktisadi gelişmeler teşebbüs hürriyetinin olduğu ortamlarda gelişme kaydeder. Özgürlük, barış ve sükûnet dönemleri toplumların gelişme gösterdikleri dönemler olmuştur. Özellikle Selçuklular döneminde Konya’mız, XII. Yüzyılla birlikte Doğu’dan Moğol, Batı’dan Haçlı saldırılarıyla tehdit edilmiştir. Çok şükür Konya’mız bu saldırılardan yara almamıştır. Barış adası olma kimliğini hep korumuştur. Onun için Belh’ten kalkan Hz. Mevlana ve ailesi rotayı Konya’ya çevirmiş, Endülüs’ten Mağribe, oradan Mısır’a geçen Muhyiddin-i Arabi, sû-i ulemanın şeyhu’l-ekfer fetvasıyla canını kurtarmak için soluğu Konya’da almıştır. Eşzamanlı olarak Sadreddin Konevi buradadır. Evhadüddin Kirmanî, Ahi Evren ve Yunus Emre Konya’nın sulhu sükûn ortamından istifade etmişlerdir.
Bugün de dört üniversitesiyle Konya’mız üniversiteler şehri olmaya devam ediyor. Dün ilim öğrenmek için Fergana vadisine, Semerkant, Buhara, Tirmiz ve Nesef’e gidenler olmuştu. Bugün bu mübarek topraklardan İslami ilimleri tahsil etmek için çok sayıda öğrenci, İlahiyat Fakültemize gelmişlerdir. Konya dün olduğu gibi bugün de âlim yetiştirebilecek bir atmosfere sahiptir. Bunun en büyük göstergesi ve örneği, bilge ve mütefekkir bir başbakan olan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu hocamızdır.
Bu vesileyle, organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen başta Sayın Rektörümüze, Konya Büyükşehir Belediye başkanımıza, işin mutfağında yer alan hocalarımıza, bildirileriyle uzaktan ve yakından iştirak eden ilim adamlarımıza, sempozyumu toplumla buluşturan basınımıza, kısaca katkıda bulunan tüm resmi ve sivil kuruluşlarımıza İlahiyat Fakültesi adına çok teşekkür ediyorum.
Yeni ilmi şölenlerde buluşmak dileğiyle…