"Şehit haberleri trajediye dönüştürülmemeli"

Sosyal medya ve basında şehit haberlerinin veriliş şekliyle adeta trajediye dönüştürülmesinin, Zeytin Dalı Harekatı'nda Türkiye'nin yürüttüğü haklı mücadeleye zarar verebileceği belirtildi- MÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Anık:- "Elbette şehitlik,

İSTANBUL (AA) - İZZET TAŞKIRAN - Sosyal medya ve basında şehit haberlerinin veriliş şekliyle adeta trajediye dönüştürülmesinin, Zeytin Dalı Harekatı'nda Türkiye'nin yürüttüğü haklı mücadeleye zarar verebileceği bildirildi.

Marmara Üniversitesi (MÜ) İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Anık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, devletler arası ilişkileri düzenleme aygıtlarının başında savaş ile mali kaynakların kullanılmasının geldiğini söyledi.

Anık, 20. yüzyılın en etkili ve yegane silahının enformasyon olduğuna dikkati çekerak, şu anda diplomatik silahların tamamının, enformasyona odaklandığını anlattı.

Sokaktaki bireylerin çoğu kez muhakeme yapmadan ve analiz etmeden karar verdiğini vurgulayan Anık, "Sokaktaki birey ilk duyduğuna inanma eğilimindedir. Sokaktaki insan, bilim insanı, araştırmacı, analist veya stratejist değildir. Günübirlik yaşayan ve palyatif değer yargıları olan insanlardır. Dolayısıyla ilk bilgiyi kim verirse sokaktaki insan o bilgiyle amel eder. Hatta amel etmesi yetmez. O davranışlarını yönetsel mekanizmaları manipüle etmeye, yönetmeye doğru yöneltebilir. Bunu çok iyi anlamamız lazım." diye konuştu.

Prof. Dr. Anık, vatandaşları dezenformasyonlardan korumak için sürekli bilgilendirmek gerektiğine işaret ederek, bunun silahları yetkin kılmaktan, drone kullanmaktan ya da çok iyi top ve tüfeklerin olmasından çok daha önemli olduğunu aktardı.

Dünyadaki savaşın artık "enformasyon savaşı" olduğunu ifade eden Anık, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Biz cepheye gönderdiği askeri izleyen bir toplum değiliz. Bu, çok önemli. Çünkü yeryüzünde bu duyguyu taşıyan tek ayrıcalıklı millet biziz. Biz, askerimizi cepheye göndeririz ama cephedeki askerle birlikte savaşırız. Evimizde de savaşırız. Dolayısıyla bizim bu duyguyu korumamız lazım. Yani kahramanlığımızı, asla köleliğe boyun eğmediğimizi ve buna rıza göstermeyeceğimizi, teröre karşı topyekun savaşa hazır olduğumuzu, bütün bunları, sokaktaki insanların sahip olduğu bu duyguyu korumak zorundayız. Elbette şehitlik, vatan ve milleti için kendini feda etmek yüce bir duygu. Bu duyguları kaybetmeyi asla göze alamayız ancak bunu trajediye dönüştürürsek, bunu insanlık dramı haline getirirsek, iyi niyetle çıktığımız bu yolda bize amansız bir silah olarak geri döner."

Afrin'de bulunuşumuzu meşru ve makul gören çevrelerce "şöyle vurdu, böyle kırdı, öldürdü" şeklinde paylaşımlar yapıldığını dile getiren Anık, "Sanki biz Afrin'e sadece insan öldürmeye gitmişiz gibi böyle paylaşımlarda bulunuldu. Bir kere bunu denetim altına almamız lazım. Biz oraya adam öldürmeye gitmedik. Biz oraya terör belasından kurtulmak için gittik. Orayı sadece teröristlerden arındırıyoruz. Genelkurmay Başkanlığı, "terörist öldürüldü' demiyor 'etkisiz hale getirildi' diyor. Çünkü biz orada bütün teröristleri öldürmüyoruz ki. Adam silahını atıp teslim oluyorsa biz onu güvenli ortamda bulunduruyoruz ve gerekirse uluslararası düzlemde de yargılayacağız. Savaş suçu varsa ceza görecek. Dolayısıyla onları bize zarar vermeyecek duruma getirmiş oluyoruz. Bırakın sivili, teröristi bile orada öldürmüyoruz."

Prof. Dr. Anık, haberlerde kullanılan dile çok dikkat etmek gerektiğini, bazen iyi niyetli olunsa da kötü emelleri olan kesimlerce bunların kullanıldığını vurguladı.

Terör örgütlerinin maşalarının Avrupa Birliği ve çeşitli ülkeler nezdinde bazı görüntüleri kullanmak isteyebileceklerini dile getiren Anık, başka bölgelerdeki trajedi fotoğraflarının kamuoyunu yanıltmak için kullanıldığını belirtti.

Cengiz Anık, yanlış kullanılan bazı unsurların terör örgütü tarafından koz olarak yayılabileceği uyarısında bulunarak, "Bizim orada vahşet yarattığımıza dair sürekli düşmanlarımızın dezenformasyonu var. Bu özellikle yabancı basın ve dış kamuoyunu etkilemek üzere kullanılıyor. Bize ait olmayan pek çok görüntü ve ifadelerle bu propaganda yapılıyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye, Afrin cephesinde müthiş bir başarı kazandığını, diplomatik ilişkilerini de olağanüstü başarıyla götürdüğünü kaydeden Anık, devletin birçok tarafla görüşmeler yaptığını ve asla boyun eğmediğini belirtti.

Anık, sokaktaki insanı çeşitli dezenformasyonlardan koruma noktasında yeterince başarılı olunmadığını savunarak, yetkili makamların bu konuya daha çok özen göstermesi gerektiğini söyledi.

Savaşın artık kurşunlarla yapılmadığının altını çizen Anık, "Savaş artık parayla yapılmıyor. Günümüzde savaş bilgi ile yapılıyor. Kim bilgiyi kontrol ederse, kim sokaktaki insana ilk bilgiyi verirse neticede zaferi o kazanacak. Dolayısıyla dezenformasyona karşı sokaktaki insanı koruyamazsanız elde ettiğiniz başarıların hiçbir ehemmiyeti kalmayacaktır." dedi.

- "Cepheden canlı yayın zararlı olabilir"

Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Akgül de bir harekat sırasında duygusal ve psikolojik harbin çok önemli olduğunu söyledi.

Akgül, bu dönemde cepheden canlı yayınların ve bazı haberlerin yayılmasının savaşın ciddiyet algısını zedeleyebileyeceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Gözü kulağı cephede olan asker ailelerinin resmi olmayan açıklamalara maruz kalmasının psikolojik etkisi tabii ki olumsuz olacaktır. Resmi haber kaynaklarının dışındaki haberlere itibar etmek isteyen aileler yayılan bilgilere bakarak, bir haber takip kaygısı yaşayacaklardır."

AA

Gündem Haberleri

Devlet yetiştirdiği 718 genci kamu kurumlarına atadı
Yılbaşı ağacına baltayla saldırdılar
Mühimmat fabrikasında patlama: Çok sayıda ölü ve yaralı var
Ankara Valiliği'nden Ezan Haberlerine Tahkikat
Belediyeye 90 milyon liralık icra şoku