Şehit haberlerini gazeteler nasıl vermeli?

Sabah gazetesi okur temsilcisi Yavuz Baydar, köşesinden haberci, editörler ve vatandaşlara önemli bir öneride bulunuyor

Şehit cenazesi haberleri büyütülmeli mi? Cenaze törenlerine herkes akın mı etmeli? Sabah gazetesi okur temsilcisi Yavuz Baydar, köşesinden haberci, editörler ve vatandaşlara önemli bir öneride bulunuyor.

Teröristlerin hain saldırılarının ardından gözler hemen basına yöneliyor. Terörün istediği şey yaptığının büyütülmesi iken, konuya duyarlılık gösterdiğini sanan pek çok kişi, teröristlerin hoşlandıkları gibi davranılmasını bekliyor. Sabah Gazetesi Okur Temsilcisi Yavuz Baydar, terör saldırılarının basında nasıl yer almasıyla ilgili önemli görüşler ortaya koyuyor.

MEDYAYI KULLANMAK İSTERLER
"Terörist veya "silahla konuşan" ayrılıkçı, demokrasinin olanaklarından yararlanıp medyayı kendi amaçları doğrultusunda kullanmak ister. Demokrasi ile alakası olmayan propaganda için araç olarak da görür." diyen Sabah gazetesi okur temsilcisi Yavuz Baydar, bugün köşesinden gazeteciler terör haberlerinde nelere dikkat etmeli sorusunun yanıtını arıyor.

Ancak haberci ve editörlere bir de ilginç öneri getiriyor: "Cenaze törenlerinin aşırı büyütülmesinden mümkün olduğunca kaçınmak doğru olacaktır."
Yazısına "Öyle anlaşılıyor ki, bu yaz terörle, PKK saldırıları ve TSK operasyonları ile ilgili haberler gazetelerde hatırı sayılır bir yer tutacak. Şiddet, ölümler, sert söylemler, duygusal çıkışlar da bu haberlerde yerini almak için haberci ve editörleri zorlayacak." diye başlayan Baydar şöyle devam ediyor:

HALKIN HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜ ESAS AMA...
Elbette halkın haber alma hakkı ve ifade özgrülüğü basın için esastır ve her durumda bunların korunması gerekir. Ama demokrasiyi kırılgan hale getirmemek, toplum içinde açıklığı ve sivil diyaloğu kollarken kutuplaşma, kin ve nefreti yaymamak da önem taşır. Baydar, ardından da haberci ve editörlere bazı öneriler getiriyor. Akademisyen Raphael Cohen-Almagor'dan alıntıladığı "siyasi nitelikli terör haberciliği konusundaki" öneriler şöyle:

TERÖR HABERCİLİĞİ İÇİN ÖNERİLER
- Bu alanda habercilik insan hayatını tehlikeye atmamalı.
- Medya, terör üreten süreçlerle onların sona erdirilmesi konusunda güvenlik güçleri ve diğer yetkili makamlarla karşılıklı (mesleki farklılıklara) saygı ve anlayışa dayalı bir işbirliği içinde olmalı.
- Terör eylemleri yüceltilmemeli, haklı gösterilmemeli.
- Panik yaratıcı, sansasyonel başlıklardan; bulaşıcı nitelikte duygusal terim ve deyimlerden kaçınılmalı.
- Medya teröristlerin planları, hükümetin veya askerin karşı planları vs gibi konularda asla spekülasyon yapmamalı. Bu yaklaşım kriz yönetimlerini zora sokabilir.
- Gazeteci bu tür ihtilaflarda asla arabulucu olmamalı, asli işini yapmalı.
-Çatışmaların kızıştığı noktalarda medya olay yerinden canlı yayınlardan uzak durmalı; "diğer taraf"la mülakat ille de gerekiyorsa mutlaka editör filtresinden geçirerek vermeli.
- Medya gerek terör kurbanları gerekse çatışmalarda ölenlerin (hangi tarafa ait olursa olsun) ailelerinin hassasiyetlerine ve acısına saygı göstermeli.

"CEZANE TÖRENLERİNİN AŞIRI BÜYÜTÜLMEMESİ..."
"Bunlara Türkiye'nin merceğinden bakarak eklenecek bir iki öneri daha var" diyen Baydar, belki de yazısını en çarpıcı cümlesini de en sona bırakmış.
-Ülkemiz kültüründe cenazelerin kitlesel siyasi manifestolara dönüşme özelliği biliniyor. Cenaze, aslında ölenlerin aile ve yakınlarının "özeli"dir. Oysa Türk veya Kürt, bu olaylarda ölenlerin cenazelerine, bu ailelerin hassasiyetlerine saygı duymayan, ölümleri siyasi amaçlar için kullanan kişiler katılmakta, mesaj verip slogan atmakta ve bir kutsalı çiğnemektedirler. Bu yaklaşım ülkedeki kutuplaşma ve öfkeyi, ayrışmayı bilemektedir. Bu nedenle, cenaze törenlerinin aşırı büyütülmesinden mümkün olduğunca kaçınmak doğru olacaktır. Sabah

Medya Haberleri

Yapay zeka ile Müslüm Gürses albümü
Hataylı Minik Yetenek Ahmet Kazar, Haluk Levent ile Aynı Sahneyi Paylaşmak İstiyor
Okan Yalabık’ın Gençlik Hali Görenleri Şaşırttı!
Ankaralı Turgut’tan kötü haber geldi
Akasya Durağı’nın Dilek'i yıllar sonra ortaya çıktı