Önümüzde 10-16 Mayıs tarihleri arasında kutlanacak “Sakatlar Haftası” geliyor. Bu tarihler arasında başta bazı fırsatçı siyasiler olmak üzere ucuz ve bayağı reklam peşinde koşan sivil toplum örgütleri, özürlü, engelli, sakat; yani bu gruptaki insanları yıllardır ihmal edenler ülkede sayıları 8 milyona yaklaşan çile çiçeklerine şirin gözükebilmek için yazılı ve görsel medyayı parsellemeye çalışacak. Yapay nutuklar atacak. Engellilere ve yakınlarına vıcık vıcık yağ çekecek. Hafta boyunca sakatların sorunları tartışılacak, sakatlık etkenleri açıklanacak ve bu sebeplerin ortadan kalkması için çareler araştırılacak. Sakatların eğitilebilmeleri ve iş sahibi olabilmeleri için gerekli şartlar oluşturulmaya çalışılacak. 10 Mayıs günü açılış törenlerinden sonra 11 Mayıs görmeyenler günü, 12 mayıs işitme ve konuşma engellileri günü, 13 Mayıs ortopedik özürlüler günü, 14 Mayıs zeka ve ruhsal özürlüler günü, 15 Mayıs güçsüz yaşlılar ve korunmaya muhtaç çocuklar günü olarak değerlendirilecek. 16 Mayıs günü ise haftanın genel değerlendirmesi yapılacak. “Akraba evliliği, gebelik öncesi tedbirsizlikler, aşıların zamanında yapılmaması ve kazalar sakatlığın en önemli sebepleridir. Sakatlarında hayatlarını sürdürebilmek için çalışmaları ve gelir sağlamaları gerekir. Sakatlara acıyarak ya da onlara bakıp duygulanarak sorunlarını çözemeyiz. Onların da yapabileceği işler vardır. Sakatların iş sahibi olmalarına yardımcı olmak zorundayız” cümleleri kayıtlara geçirelecek.
***
Hiç düşündünüz mü gözlerinizin görmediğini, doğadaki renkleri keşfedemediğinizi ya da
yürüyemediğinizi, koşamadığınızı? Hiç düşündünüz mü gönlünüzce, fikirlerinizi ifade edemediğinizi, tek başına yemek yiyemediğinizi; birbirinden güzel türküleri, şarkıları dinleyemediğinizi, sevdiklerinizin sesini duyamadığınızı? Memleket’teki bu sütunlardan bu benzer soruları sık sık sorduk… Hukuki sorumlulukları bulunanlardan bugüne kadar hiçbir yazılı yanıt alamadık. Ama bıkmadan, usanmadan sormaya devam edeceğiz. İyi bilin ki engelliler, özürlüler veya sakatlar (!) bu sorunları 24 saat, 4 mevsim, 365 gün yaşıyor. Tüm bu zorluklar yetmezmiş gibi toplumda ikinci plana atılıyor, yıllarca ülkeyi yönetenlerin hamasi nutuklarıyla göz yaşlarını çilelerine katık eden bu gruptaki insanlarımızın için ne yazık ki sorunlar devam etti.
***
Artık yüzümüz gülecek. Acılarımız dinecek. Çünkü, Recep Tayip Erdoğan’ın başkanlığındaki bu hükümet Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Engelliler Yasası'nı çıkartarak bir ilke imza attı. Önümüzdeki günlerde yasanın uygulama yönetmelikleri de yürürlüğe girecek. Böylece “Şehr-i Konya” başta olmak üzere ülkede görevli tüm bürokratların kafalarındaki engeller düzelecek. Aralarında benim de bulunduğum özürlüler kimseden sadaka istemiyor… Sadece ve sadece, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'ndan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Ana Muhalefet Lideri Deniz Baykal'ın ve TBMM'yi oluşturan tüm milletvekillerinin desteğiyle çıkan Engelliler Yasası'ndan, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nden ve yasa hükmündeki uluslararası sözleşmelerden doğan haklarımızın hayata geçirilmesini istiyoruz.
***
"Şehr-i Konya"yı yönetenler, özellikle seçilmişler, sorumluk belgelerini ve seçim beyannamelerini bir kez daha gözden geçirmeli. Zaman zaman yazdık. Unutanlar için yine tekrarlamak istiyoruz. Bu şehrin nüfusunun yüzde 13.4'ü engelli. İster çarpın, ister bölün veya çıkarın, sonucu siz bulun... Ve, unutmayın. Engelliler vaatlerinizi biliyor, hizmetlerinizi izliyor (!), takip ediyor. Sayılı günler bittiği zaman sandıklarda hizmet üretenlerle ve üretmeyenlerle hesaplaşmaya hazırlanıyor. AK Parti kadrolarında kimse engellilere yapılacak hizmete karşı çıkmıyor. "Şehr-i Konya"nın kaldırımlarındaki beton engellerin acılarından bihaber olan yüksek rütbeli plancılar (!), güzellik adına metal engellerle çileli insanları inletmeye devam ediyor…
***
Konya Sakatlar Derneği’nin Genel Sekreter Yardımcısı ve bir engelli gazeteci olarak bugünlerde AK Parti İl Başkanı sayın Mustafa Çevik ve örgütün Sosyal İşler Başkanı sayın Bedriye Günaydın ile diğer yönetim kurulu üyelerinden çok şey bekliyoruz. Ak ve aydınlık kadroların engellilere yüreklerini tamamını açtıklarını açtıklarını en iyi bilenlerden birisi olarak, şehir mobilyası üzerindeki değişiklikleri yapmamaya direnen brütüslerin statükolarının kırılmasını beklerken, engelli yüreklerin, gözleri görmeyen, kulakları duymayan, yürüyemeyen, pençesine düştükleri hastalıklardan çile çekmeye devam eden binlerce insanın desteklerinin, dualarının sürekli yanlarında olduğunu bilmelerini isteriz.