Şeker Şakir’in Yüz Akları-1

Şakir Tuncay Uyaroğlu

Saygı değer okuyucularım, bugün köşemde otuz bir yıllık görev sürem boyunca derslerine girdiğim öğrencilerimden birine ait muazzam bir yazı var. Bir eğitimciye verilecek en güzel hediye bu olsa gerek.

Ne mutlu bana ki, kendilerine gıpta ettiğim, hayran olduğum ve beni fersah fersah geçtiklerine inandığım öğrencilerim var.

Her biri benim için pırlanta değerinde olan sevgili öğrencilerim; yüreğinize, elinize, kaleminize sağlık...

 

Fatma Biçer (S.Ü. Sağlık Bilimleri Fakültesi / Hemşirelik)

Türk’çe Olan Türkçe…

Sekiz ay boyunca devam ettiğimiz Türk Dili dersi, bana; dil yanlışlarından, anlatım bozukluklarına ve dilekçe yazmaya kadar pek çok bilgi kazandırdı. Ancak, dersimiz bana bu konulardan çok daha önemli olduğunu düşündüğüm bir konuyu, “Türkçenin gücünü” öğretti.

Türkçenin gücü; dünyada 250 milyonu aşkın insanın Türkçenin çeşitli lehçelerini konuşmasıyla, yaygınlığı; 5000 yıllık geçmişiyle, tarihi; terim üretmeye uygun ekleriyle, yapısı; 650.000 kelime ile söz varlığıydı ve ben Türk Dili dersini almadan önce, Türkçenin gücünden haberdar değildim.

Cepchat’te tanıştığım arkadaşıma “How are you, ne var you?” diye mesaj gönderirken, e-mail’lerimi kontrol edip gnctrkcll’ye üye olurken… Star’da “Taze lise mezunu genç kendini intihar etti.artı Kanal D’de”Ölü ceset bulundu.” haberlerini izleyip, Radio Blue’da “Kendini şahane bir şey sandırabilirsin, Bizimkisi bir aşk hikâyesi, Hatayı en başında yaptım aynı evi senle paylaşarak…” şarkılarını dinlerken, Konya Hospital’da kemoterapi tedavisinin başarıyla uygulandığını öğrenirken…

Hotel Rixos’tan ayrılırken anahtarı geri iade edip, taxi ile otogara giderken, Pastane Fatih’te ice-cream yedikten sonra dostlarımızla Çay Center’a uğrayıp çaylarımızı yudumlarken, onlarla bye bye diye vedalaşmak yerine onları kiss’erken

Moralimin sıfırın altında eksi on olduğu günlerde ÖSS sınavına hazırlanırken, deneme sınavlarında sıfır hata yapıp soluğu direkman canteen’de aldığım o korkunç güzel günlerde, yeni gelen öğretmenden pozitif elektrik alırken, derskolik arkadaşımlan konuları kardeşane biçimde fifty fifty paylaşarak yazılı olayını hallederken, heyecan yapıp öğrenci no’mu yazmayı unuturken…

Kule City’den yepsyeni jeansler, artı & trend t-shirt’ler alıp hesabını clup card’la öderken… Örnek vermeyi unutup “deeermişim, atıyorum...” derken… Şaşırmayı unutup “Oha falan olurken…

300-400 kelime ile konuşup yazarken, sözlere olmadık anlamlar yükleyip, yabancı dille öğrenim alırken, kısacası söz varlığım yabancılaşırken yaşadığım dil kirliliği ve kimlik karmaşasının farkında değildim. Türk Dili dersi, bana Türkçenin gücüne inanmayı ve Türkçenin gücüyle donanmayı öğretti.

Türk Dili dersi, bana Türkçe okumayı, Türkçe yazmayı, Türkçe düşünmeyi, Türkçe konuşmayı, kısaca; Türkçe olmadan Türk olmayacağını öğreterek gerçek kimliğimi bulmamı sağladı. Türkçe, bizim ses bayrağımızdı. Türk Dili dersi, bana “Bayrağıma” sahip çıkmayı öğretti… Her şey için binlerce kez teşekkür hocam!

 

 

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.