Geçen hafta Selçukluda bir liseyi ziyaret etmek istedik, ama kapısını bulamadığımız için etrafını tam tur atmak zorunda kaldık. Bu tur bize çok kötü bir gerçeği gösterdi. Okulu çevreleyen duvarların neredeyse tümüne ağza alınmayacak küfürler yazılmıştı. Bir eğitimci olarak gördüklerimden dolayı adeta yerin dibine geçtim diyebilirim.Okul, maddî olarak o kadar imkânlara boğulmuş ki, AB projesi kapsamında her ay 30 bin Euro destek alıyormuş. Okula gönderilen teknolojik donanımlar o kadar fazlaymış ki, okul müdürü gelenlerin bir kısmını başka okullara kaydırıyormuş. Seneye de tüm sınıflara projektör cihazı koyduracakmış. Anlayacağınız okulun bir eli yağda, bir eli balda.Şimdi bu çelişkiyi nasıl izah edeceğiz? Son derece gelişmiş araçlarla hizmet verilen bir okulun tüm ihata duvarları insanın tahammül edemeyeceği boyutlarda kirletilmiş, okul yönetimi hiçbir tedbir almamış. Kendisine yapılan oldukça nazik uyarıya da, Hocam siz öbür okulları daha gezmemişsiniz anlaşılan diye cevap veriyor. Fecaat üstüne fecaat! Eğitim sadece matematik, fen, İngilizce öğretmek mi? Çocuklara nezih bir ortam hazırlamak, onları medeni birer insan olarak yetiştirmek eğitimin bir parçası değil mi?Hadi diyelim müdür duyarsız, okulun hocaları nasıl her gün aynı yazıları okuyarak duvarların içine giriyorlar? Mahallenin muhtarı olayı görmüyor mu? İlçe Milli Eğitim Müdürü -ki değerli bir MEB çalışanıdır- okulları ara sıra gezmez mi? Sorumluları uyarıp gerektiğinde görevi ihmalden işlem yapmaz mı?Ülkede eğitim çökmüş tespitini yapmakla eğitim düzelmez. Yolun üzerinde bir taş gördün mü kenara koy, sevabı götür. Baktın mahallendeki okulun duvarları galiz sözlerle doldurulmuş, al eline sprey boyayı, boya tüm yazıların üzerini, sevabın katlansın. Mahalle mektebinin önünden geçerken rahat geç, çocukların da okul müdürünün alıştığına alışmasın, anormal görsün, kınasın.Bir eleştiri de ABye. Proje verirken okul müdürünün ufkunu hiç mi hesaba katmazsınız?