Yaz geldi şenlikler başladı, her elde üç beş davetiye...
Köyler, kasaba, okullardan hepsi şenlik, hepsi etkinlik kermes peşinde...
Kaynaşma adına güzel şeyler… Bu açıdan çok önemsiyorum ve sosyal yaşantıya da büyük katkı sağladığını düşünüyorum.
Bizim geleneğimizde olan sıla-i rahim olarak bildiğimiz görevi yerine getirmek açısından da çok anlamlı...
Ancak son zamanlarda şenliklerin çokta amacına ulaşmadığını görüyorum...
Neden mi?
Bu kadar masraf edilerek onca insanın toplandığı şenliklerin içi dolu dolu geçmesi gerekir…
Çuvalla koşu yarışı…
Kaşıkta yumurta taşıma…
Yoğurdun içinde gözü kapalı para bulma… v.b.
İyi de..! Bu mu kaynaşmaya vesile olacak şenlik anlayışı?
Bunlar ilkokul dönemlerimizde yaptığımız etkinlikler değil miydi Allah aşkına..! Hal böyleyse kim gelecek tozlu yolları aşıp da çuval yarışına?
Bilmiyorsanız… Gidin Akkise Şenliği’ne bir bakın…
Nasıl coşkulu nasıl kalabalık nasıl organize olmuş insanlar…
ÇİLEĞİNİ TAŞTAN ÇIKARANLAR
Geçen yıl ekim ayında Seydişehir pazarında o mübarek oruç günü dalından yeni koparılmış çilekler görünce şaşırmıştım...
Bu mevsimde çilek üstelik turfanda değil…
Dalından yeni koparılmış…
Sordum ki çilekler eski adı ile Nuzumla yeni adı ile Yaylacık köyünden koparılmış gelmiş…
Bu hafta bir cemiyette otururken köyün muhtarı ve yanında köyde oluşturduğu dernekten üç beş kişi yanlarında tarladan topladıkları çileklerle birlikte tanıtım yapıyorlar ve yardım istedikleri her halinden belli…
Pazarlama konusunda ve bir kökten dört beş kili çileğin olduğunu ve bu yıl 10 bin kök çileğin ekildiğini söylüyorlar…
Rakamlar yüksek evdeki hesap çarşıya uyarsa tonlarca çilek olacak demek.
Ve geçen yıllarda o bölgeye kiraz fidanları ekildiğini biliyorum.
İklim ve rakım açısından Seydişehir’in en yüksek yerlerinden bir yer. ve bu o bölge insanı için şu an bir avantaja dönmüş durumda.
Aynı şekilde Hadim ve Taşkent’te kirazcılık yapıp da ekonomik olarak hayli yüksek gelir sağlayan insanlar var ve bu insanlar buradaki gibi değil tankerlerle sulama yaparak bu işi yapıyorlar daha çiçekteyken ürünlerinin satıldığını duyuyoruz…
Tabiri caizse çileğini taştan çıkartıyor Yaylacıklılar…