İklim şartları bölgeler için avantaj mı? Yoksa dezavantaj mı? Gibi bir soru sormak her halde çok anlamsız. Yaratılış tamamen Allah’ın takdiri ve değiştirilmez kurallardır. Tabiatta bulunan her şey Allahın hükümleri muvacehesinde bulunmaktadır onun izni olmadan karanlık gecede kara bir karıncanın bile kıpırdama izni yoktur.
Konumuza ışık tutması açısından mevsimlere müdahale etme hakkı bulunmayan insanoğlunun tamamen takdiri ilahi olan bu şartlardan en güzel şekilde nasıl istifade eder kısmına şu günlerde konuşmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum..
Akdeniz bölgesi mevsimsel olarak Seydişehir’den yüzde yüz farklı bir bölge. Kış aylarında sıcaklık farkının ortalama 20-25 derece olduğu iki farklı iklim. Antalya kış aylarının o dondurucu soğuğunda sebzesi ile Türkiye’yi besleyen bölgemiz. Seydişehir ise Akdeniz bölgesinin en güzel yaylalarından bir tanesi diyebiliriz.
Akdeniz bölgesi mevsimsel olarak elinde bulundurduğu bu avantajı yazın ve kışın sürekli ekonomik olarak değerlendirebilmektedir. Yazın turizmi ile, kışın seracılık sistemi sürekli istihdam alanı yaratırken türkiyenin bir çok bölgesinden göç alarak sürekli büyümekte.
Türkiye’nin birçok bölgesi Akdeniz gibi iklim şartlarını avantaja dönüştürerek ekonomik olarak avantaj sağlamakta..
Bunlara başka bir örnekte hadim Taşkent bölgesi diyebilirimiz. Seydişehir bölgesinde çok fazla olmamasına rağmen yetiştirilen kiraz iç pazarda öldü fiyatına müşteri bulamazken Hadim Taşkentin kirazı ise yüksek fiyatlardan ihraç edilmekte..
Bu iki bölge arasındaki tek fark mevsimsel şartlar Seydişehir dâhil tüm bölgedeki ürün kirazın en çok olduğu zaman olgunlaşıyor Hadim -Taşkentte ise tüm bölgelerde kiraz bittiği zaman piyasaya çıkıyor.
Dağ başındaki taşları temizleyerek kiraz bahçesi yapan bölge halkı, üç beş kişinin ortaklaşa tankerle suladığı küçük çaplı tarlalardan bölge ekonomine can veriyorlar.
Seydişehir uzaklığı sadece bir saat olan Akdeniz bölgesine göre yüzde yüz değişen mevsimsel şartlara haiz..
Bunun yanında orta Anadolu’yu Akdeniz’e bağlayan yolun güzergâhında. O zaman neden bölgenin bu konumunu avantaja dönüştüremiyoruz.
Akdeniz bölgesindeki erken hasat edilen sebzeler erken bitiyor, Akdeniz bölgesinde sebze hasadının bittiği anda Seydişehir bölgesinde başlıyor. Bu şu demek; nasıl bizde olmadığı zaman bizim pazarlarımızda o bölgenin ürününü tüketiyorsak onlarda olmadığı zamanda biz onlara kendi ürünümüzü satmak.
Anlatmaya çalıştığım şeyi küçük çaplı deneyen çiftçiler var ama yarın olacak bir iş olacağını zannetmiyorum, zaten mümkün olsaydı bu konuyu başka şekilde konuşur olmazdık.
Seydişehir’de sebze üretimi yapan kişiler sadece iç pazarı hedefliyorlar. Sebze üretiminin zirve yaptığı dönemde, en çok ürün alınan dönem oluyor, o zaman pazara dökülen mal öldü fiyatına satılıyor.
Seydişehir ekonomisini daraldığı hepimiz biliyoruz ve kendi çapımızda çözümler bulmaya çalışıyoruz. Orta Anadolu yu Akdenize bağlayan bir yolumuz var, ona artı olarak birde mevsimsel avantajımız var. O zaman bu avantajımızı niye kullanamıyoruz gibi bir soruya cevap vermek pek kolay değil.
Bu işler üreticinin tek başına yapacağı işler değil. Bu işi yapmak için güçlü irade lazım, Seydişehir’de piyasa oluşturulması gerekir. Piyasa nasıl oluşturulur derseniz bu iş genellikle büyük yerlerde hal denilen yerlerde oluşuyor. Tüccar geldiği zaman ürün bulmakta zorlanmaması gerekir, kamyonu doldurup gitmesi gerekir. Bunu için Seydişehir’e hal yapılması mı gerekir mi yok yol kenarına sürekli açık olacak bir Pazar yerimi gerekir bilemem..