“Şu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli- Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli” diyen İstiklal Marşı’mızın Yazarı M.Akif Ersoy’a atfen okuyordu sanki ezanı… Seydişehir’de, Seyid Harun Camiinden ve hem de merkezi sistemden… Namaz sonrasında, “ezanı okuyan sese mest olduğunu” belirten bir zat, cami önüne kadar gelerek sorar. “Ezanı okuyan kimdi? Kime aitti bu güzel ses? İkindi ezanını okuyan kimdi? Görmek, tanışmak istiyorum…” der. Görevli cevap verir. “Yarın ikindi namazına da camimize buyurun gelin, sizi ezanı okuyan müezzinle tanıştırayım” Ertesi gün ikindi namazına erkenden gelen şahıs müezzinliğe oturarak Ezan-ı Muhammed iye’nin okunmasını bekler. Vakit geldiği an, dün konuştuğu kişinin ayağa kalkarak ezanı okumaya başladığını görünce, ezan sonu biraz mahcup ve şaşkın bir ifadeyle; “siz miydiniz hocam” diyerek mutluluk ve memnuniyet ifadelerini belirtir. Herkesin beğendiği o güzel ezanı okuyan Mevlüt Büyükavcıoğlu’nun, Seydişehir’den ayrılacağını ilk duyduğumda inanmak istemedim önce. Daha sonra durumun gerçek olduğuna öğrenince çok üzüldüm. Elbette bütün ezan okuyan sesler güzeldir ama onun okuduğu ezanın rengi, ahengi çok daha farklıydı. Sizi de, sizin sesinizden okunan ezanı da çok özleyeceğiz Hocam...
KERMESLER BİR İYİLİK ÇALIŞMASI…
Son günlerde arka arkaya düzenlenen kermesler hepimizin malumu. Anadolu insanı asırlar boyunca, gönüllü olarak; fakire, yetime, yolda kalmışa, hastaya, talebeye, ihtiyaç sahibi olan herkese yardım etmek için kendi çapında sürekli olarak organizasyonlar gerçekleştirmiştir. Bu organizasyonların adı; kimi zaman “vakıf”, kimi zaman “dernek”, kimi zaman “yardım eli”, kimi zaman da “kermes” olmuş... Adları değişse de amaçları hep yardım etmek, neticesinde de; Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın rızasını kazanmak olmuştur. Seydişehir’de de aynı amaçları gerçekleştirmek adına, bahar aylarında açılan sergilere ve bu tür çalışmalara hız veriliyor. İlçemizde yapılan kermesler de tamamen insani içerikli olan sosyal aktivitelerdir. Satılan ürünlerin tamamı; hayırsever insanların bağışları ve bu işte gönüllü olarak görev alan bayanların hazırladığı; örgü işleri, pasta, börek, köfte, tatlı türü vb. yiyeceklerdir. Hiç bir kâr amacı güdülmeden satışa sunulan bu ürünlerin alıcıları da; yapılan bu hayırlı işlere katkı amacıyla destek olan hayırsever insanlardır. El emeği, göz nuru olan ve hayır amaçlı olarak satılan her ürünün karşılığında alınan paralar; eğitim kurumlarına, yardım derneklerine, öğrenci yurtlarına, hayır kurumlarına, camii ve kurs bünyesinde bulunan örgencilere, fakire, fukaraya ihtiyaç sahibi her kim varsa onların yararına olan işlere harcanmaktadır. Buralardan alışveriş yapanlar da verdikleri bu paraların mutlaka bir hayır işine gittiğini çok iyi bilirler. Bu kermesler tamamen insani ve İslami duyguların sonucu olarak yapılan çalışmalardır. Bu çalışmalarda öne çıkan hanım kardeşlerimizin gayretleri her türlü takdire değer örnek davranışlardır. Böyle çalışmalarda görev alan hanım kardeşlerimiz yaptıkları bu hayırlı iş karşısında hiç kimsenin övgüsüne ve taltifine ihtiyaç duymak için yapmazlar bu işleri. Onların amaçları da Yüce Allah’ın rızasını kazanmaktır. Hanım kardeşlerimizin Kermeslerde yaptıkları yürekten çalışmalar, onlar için her türlü övgünün üzerindedir.