Şeyh Edebâli’den Gazi Mustafa Kemal’e

Seyit Küçükbezirci

Şeyh Edebâli’den Gazi Mustafa Kemal’e bu iklimin çocukları

Her “KADİM ŞEHİR”in, izleri binyıllarda silinmez bir hayatı vardır. O hayatını her daim anlatır, hayallerde yaşatır, sayıklar.

İnsanlar haydan huydan unutsa bile “ŞEHİR UNUTMAZ”.

Şehirleri “Şehir” yapan çocuklardır. Çocuklarının bin yıllık hayatı birbirine eklemlendiği zaman şehrin hayatı ortaya çıkar.

“SIRADAN OLMAYAN” BİR ŞEHRİ DÜŞÜNÜRKEN

Sözümüz bilene, hissedene, farkında olana.

“Uzak Asya”dan kopup gelen, “Bir kısrak başı gibi” Akdeniz’e uzanan Türkiye’nin “Vatan” olması için çabalayan Oğuz Boyları’nın BAHTI bu Şehir’de açıldı.

“MEDİNE-İ KONYA”nın bir kokusu var, bir rengi var. Duyana, görene. Dursuz duraksız HİKÂYESİ’ni anlatır, dinleyene. Acı, tatlı günlerini sayıklar, hissedene.

 “Şehir”i, “Şehir” yapan çocuklardır. Çocukları olmasaydı, o da “Şehir” olmazdı.

Tarihin gördüğü en büyük “tsunami”ler, duymuşluğunuz var mı, bu şehrin göğsünde patladı? Canlı namına ne varsa yiyen-ezen Haçlı sürülerini; demirden kaleler gibi yürüyen,  Avrupa’nın bütün şehirlerinden haçlı şövalyelerini bu iklimin çocukları darmadağın etti. İnsaf ve merhametin zerresinden nasip almamış, çekirge sürüleri gibi Moğol Orduları’nı Oğuz Boyları’nın cenk adamları göğüsledi.

“TÜRK’ÜN ANADOLU’DAKİ BAHTI”NI, “MUHTEŞEM BİR TECELLİ” İLE OLUŞTURAN “ŞEHRİN ÇOCUKLARI”NI DA HATIRLAMAK

Konya… Bin yıldır “Vatan”… Bu yıl “Başkent” oluşunun 916. Yılı. Rahmetli Mehmet Önder,  Konya’nın Başkent oluşunun 900. Yılında, kutlayalım diye çalmadık kapı bırakmadı. Her yıl olmasa bile beş yılda bir kutlasak olmaz mıydı? Alâeddin’de yatan, halkı adına bu toprakların  “Sultan”lığını yapanları; mezarlıklarımızda yatan, kabir taşları “tapu senedimiz” olanları yüz bin kişilik “Mevlid”lerle ansak olmaz mıydı?

“Sultan-ül Ulema”nın Konya’ya gelişi, Mevlana Celâleddin’in “Vuslat”ı başımız üstüne; ama bir de “Miryo Kefalon” savaşı ile “ Anadolu’yu yurt yapan Kılınçarslan var. Bir de Osmanlılar’a, Cumhuriyet’e yurt bırakan bir “Başkent”in kuruluşu var.

Israrla Osmanlı’dan başkasını görmeyenler; ne kadar unutmuş görünürlerse görünsünler, bu topraklarda, Selçuklular’ın 219, Karamanoğluları’nın 230 yıllık saltanatı var. İkisini topladığınız zaman 450 yıl eder.

“ŞEHİR”İN ÇOCUKLARINI HATIRLAMAYA DEVAM EDELİM

Biliyor musunuz? Duymuşluğunuz var mı?

-Şeyh Edebâli de hemşerimiz…

-Zembilli Ali Efendi de hemşerimiz…

-Dursun Fakı da hemşerimiz. “Mevlana Dursun Fakı”, Şeyh Edebâli’nin damadıdır; Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in “bacanağı”dır.

-Kanuni Sultan Süleyman’ın vakıflarını düzenleyen, “Süleymaniye Vakfiyesi”ni tanzim eden Kadıasker Hamit Efendi Konyalıdır.

-Yavuz Sultan Selim’in ve Kanuni’nin veziriazamı Piri Mehmet Paşa Konyalıdır.

-Sadrazam Nişancı Mehmet Paşa hemşerimizdir.

-Dünyanın gördüğü en büyük denizcilerinden “Kaptan-ı Derya” Piri Reis Konyalıdır…

GAZİ MUSTAFA KEMAL KONYALI’DIR

1973 yılında yayınlanan “Konya İl Yıllığı”nı bulabilirseniz eğer, orada dünya kadar “hemşerinizi bulacaksınız. Ben, bu üç/beş örneği oradan alıp size sundum.

BU ŞEHRİN SAHİPLERİ SADECE ŞİMDİKİ BİZLER DEĞİLİZ

Devlet adamları, âlimler, şairler, maneviyat adamları; ister, yüz yaşına doğru akan Cumhuriyet Konya’sını alın; bu topraklarda maddi ve manevi emekleri olan, İZ BIRAKAN binlerce Konyalı var.

Gerçekten çok acı. “Konya Büyükleri” üstüne, yüzyılları kapsayan yazılı kaynaklarımız iki elin parmakları kadar bile değil.

-1965’te, rahmetli Selçuk Es, eski yazmalardan faydalanarak “Konya’da yatan Peygamberler ve Evliyaları yazmasaydı.

-Yaşamı ile “Konya Çelebisi” ve “Konya Kişizadeki” unvanlarını hak eden, “Konya Velileri” kitabının yazarı Dr. Hasan Özönder yazmasaydı.

-Mehmet Ali Uz, hacimli, iki cilt “Konya Âlimleri” eserini yirmi yıl önce sunmasaydı. Ve iki ciltlik “Konya Kültürüne Hizmet Edenler” kitabını hazırlamasaydı. Bu topraklara “Sahip Çıkan” binlerce aziz insandan bir avucunu bile tanıyamayacaktık.

-Şimdilerde tesellimiz “Konya Ansiklopedisi”, dört cildi yayınlandı, beşinci cilt baskıda, altıncı cilt bitmek üzere. “Konya Ansiklopedisi”nde, Selçuklu”dan günümüze yüzlerce unutulmaya yüz tutmuş, minnet borçlu olduğumuz Konyalıyı Mehmet Ali Uz’un, Prof. Dr. Haşim Karpuz’un; Ali Işık, Bekir Şahin, Hasan Yaşar, Muhammet Ali Orak, Dr. Mehmet Birekul’un emekleri bize ulaştırılacak.

Hiç yoktan iyi temel çalışmalar bunlar. Ama… Evet, ama; yeniden fark edilmeyi, hatırlanmayı bekleyen kum gibi fikir, sanat kültür adamımız var. Eminim, ilgisizliğimiz aziz ruhlarına malum olmaktadır. Bu şehrin sahipleri sadece şimdiki bizler değiliz ki…

KISA GÜN KÂRI, BARİ, BUGÜN “SON YÜZYIL”A BAKALIM

Şehrin ruhundan, şehrin hafızasından, şehrin rengi ve kokusundan. Şehrin hayallerinden, şehrin sayıklamasına kadar öyle bir deniz-derya konuya girdik ki. Şurasından, burasından ve asla “kifayetli” olmayan bir şehirde, geldik “ŞEHRİN ÇOCUKLARI”na.

Bari son yüzyıldan, oldukça kifayetli listeler vererek dikkatinizi çekelim.

1967 yılında, “Konya Salnameleri”nden dünya kadar zaman sonra “Konya İl Yıllığı” yayınlandı. Bu yıllıkta iki liste var. Bilginleri, sanatçıları, yazarları, şairleri kapsayan bu iki listenin birincisi 1870-1932 arası; biri 1932-1967 arasını kapsıyor. Kitaplar yayınlamak, araştırmalar yapmak isteyenler için; özellikle de, Belediyeler başta olmak üzere, değerlendirilmesi için bir mum yakıyoruz.

-“Meşhur Konyalılar” ; “İz bırakan Konyalılar” kitaplarına gençlerimizin ve çocuklarımızın öyle çok ihtiyacı var ki…

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.