Selçuk Üniversitesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelin oturum başkanlığını Prof. Dr. Adil Kartal yaptı. Tıbbi Nebevi Derneği Başkanı Ramazan Saygılı ve Prof. Dr. Nihat Bengisu’nun konuşmacı olduğu programa Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tahir Yüksek, Meram Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celalettin Vatansev, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Programda selamlama konuşması yapan Proje Koordinatörü Vecia Nur Tanı, Tıbbı Nebevi’nin Peygamber Efendimizin bizzat kendisinin uyguladığı ve ümmetine tavsiye ettiği tıbbi uygulamalar ve tavsiyeler olduğunu ifade etti. Tanı, “Şifa Niyeti’ne projesi ile Tıbbi Nebevi’yi aramızda yaygınlaştırmak ve Efendimizin tavsiyelerini biraz daha hayatımıza katmak amaçlıyoruz. Selçuklu Belediyesi’ne projemize katkılarından dolayı teşekkür ediyorum” dedi.
Selçuklu Belediyesi’nin öğrenci toplulukları ve sivil toplum kuruluşlarını proje destek programı ile desteklediğini ifade eden Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, “Yapılan değerlendirmeler sonucunda 27 projenin desteklenmesi kararı çıkmıştı. Bugün bunlardan birisinin final programını yapıyoruz. Özellikle Avicenna Topluluğu’nun başarılı işlerini yakından takip ediyor ve şehrimiz adına teşekkür ediyorum. Böyle güzel bir konuyu seçmiş olmaları ve bunun kutlu doğuma denk gelmesi de herhalde bu işin en güzel yanı. Umuyorum ki bugün dinlediklerimiz hayatımızda iyi bir ölçü olacaktır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Tıbbi Nebevi Derneğinin çalışmaları hakkında bilgi veren Tıbbi Nebevi Derneği Başkanı Ramazan Saygılı, “Peygamberimizin ümmeti olarak, ‘İlim müminin yitik malıdır’ diyen bir medeniyetin mensuplarıyız. İslam tıpçılarının ortaya koyduğu eserler, klasik ve fenni ilimlere yaklaşımımız konusunda bize ciddi veriler sunmaktadır” şeklinde konuştu
Kur'an-ı Kerim’de ve daha çok da hadislerde şifa ile ilgili birçok satır arası ve satır üstü ifadeler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nihat Bengisu konuşmasını abdest alınırken başa mesh edilmesinin dini yönünün yanında sağlık açısından da sağladığı faydaya dikkat çekerek başladı. Bengisu, “Maide Suresi 6. ayetinde bu konunun cevabı var. Allahü Teala bu ayeti kerimede mealen “Namaz vakti gelince kalkın. Yüzünüzü, ellerinizi güzelce yıkayın ve başınızı mesh edin ve ayaklarınızı da” buyuruyor. İşte bu noktada şunu ifade etmek isterim ki insan beyni insan bedeni için en fazla yakıt tüketen ve en fazla da atık enerji üreten organdır. Bütün organlarımızın hemen hemen atar damarları tektir. Yalnız kolların ve bacakların yedekleri vardır. Beynin ise sağda solda 3’erden 6 tane damarı vardır. Beynimiz 6 damarlı arterle beslenmekte ve özel bir yakıt tüketmektedir. Bu gıda glikoz değil glikojendir. Dolayısıyla da çok fazla miktarda statik elektrik tüketir. Statik elektrik bedenle fazla birikirse ve vücutta daha sonraki yıllarda kişiyi kansere kadar götürebilir. Onun deşarj edilmesi gerekir” dedi.
Abdest, gusül ve namazdaki işlevlerin tüm uzuvlar için fizyolojik bir eksersiz olduğunu ifade eden Bengisu, “Bu durum aynı zamanda kireçlenmeler ve eklem romatizmaları için etkili birer fizik tedavidir ve ayrıca menisküs yırtıklarını önlemede etkili bir yöntemdir. Namazda omurga, diz, dirsek, omuz, kalça, boyun ve pek çok eklem yüzeyleri ve kıkırdakları, kas ve bağları bilvesile vakumlanarak hem beslenir, hem de antere olur. Dolayısıyla kavileşir ve güçlenir” diye konuştu.
Konuşmaların ardından panel konuşmacılara plaket takdimi ile sona erdi.