Sigaraya 3 kez

Memleketi Kurtaran Adam

Sigaraya “boş ol, boş ol, boş ol” demeye hazırlanıyorum

 

Küçüktük, ama koskoca ilkokulu bitirmiş, büyük adam olmuş havalarında özenti işler yapmaya başlamıştık. Özentilerin en kralı ise malum sigara içmekti. Kesinlikle aileden gizli, ama daha küçük yaştakilerin yanında bayağı bi havalı püfleterek…

Şimdiki gibi çeşit çeşit sigara yoktu. Bafra, Birinci, İkinci türü sigaralar vardı. adını unuttum Gelincik filan vardı. Sonraları silahlı Kuvvetler, Maltepe, Samsun türü sigaralar çoğaldı…

Bizim mahallenin çocuklarıyla kim biraz para temin ettiyse hemen sigara alır, köyün yakınlarındaki bir karaltıda tüm paketi bitirinceye kadar içerdik. Sonra da ağzımız eve kokmasın diye Güneyik, Dedesakalı gibi otlarla yeşile boyanırdık. Bazen çobanlara alınan kiloluk sigara kutularını altından açarak alttan alta götürürdük. Sigara merakı daha da küçükken sigaraya benzettiğimiz çöp parçalarıyla anlaşılabilirdi aslında, ama kimse fark etmemiş ya da önemsememiş olacak ki önlem alınmaksızın bu meretin tadını iyice almış vaziyette, köyden şehre gelmişiz. Yaşıtımız çocuklar gazoz mazoz içerken, biz elimize geçen üç kuruşu sigaraya vermeye başlamıştık.

Gel zaman git zaman neredeyse 40 yıla yaklaşan bir dostluğumuz var bu nalet meretle…

Son günlerde kendime yakıştıramamaya da başladığım için fazlaca sağda solda içmemeye gayret gösterdiğim ve çok yakın bir zamanda hayatımdan çıkarmaya niyetlendiğim barış çubuğunu niye pat diye gündeme getirdiğime gelince. Bu pis zehire şimdiye kadar harcadığım para! Evet milyarlarca eski Türk lirasını haraç öder gibi her gün vermekten gına geldi artık bana. Bakkala girdiğimde adam “yine geldi kek” diye gözüme bakıyor sanki. Bıktım abi yaaa. Bir de haraç öder gibi her gün verdiğim paradan da önemli olan sağlığım. Maalesef sigara ciğerleri, kalbi bilmem nereleri perişan ediyor, dişleri sarartıyor, yüzü kırıştırıp içmeyenlere göre en az 7-8 yaş daha yaşlı gösteriyor. Yıllardır milyonlarca kez duymamıza rağmen bir türlü duymazdan gelip dikkate almadığımız çaresi neredeyse olmayan kanser gibi hastalıklar da artık hazır bekleşmekte yakınımızda…

Kendimi hazırlıyorum. Motivasyonum tamam olunca ki bu en fazla bir ay olacak inşallah, haraç ödemekten kurtulacağım ve cebimde kalan parayla bolca sadaka vereceğim. Yaş kemale doğru giderken, öbür tarafta karşımıza çıkacak iyilikleri artıralım bari diyorum, ne dersiniz.

Bu 40 yıllık dosta üç kez “boş ol” demek çok mu zor…

Benimle birlikte sigarayı bırakmaya niyetlenenlerin hikayelerini mail ya da faks yoluyla beklerim. Şimdi bi sigara yakayım…

 

Kartvizit meselesi

Dünkü yazımda aracıma kartvizit bırakan fhşden bahsetmiştim. Yazıyı okuyunca arayanlar oldu. Bu konuya daha sonra yeniden belki gireriz, ama bir genç dedi ki “Amca sen ne diyon yaaa, biz Zafer’de bankın üstünde otururken, birileri tomarla dağıttılar hepimize. Biz de mal gibi baktık kaldık.” Soranlar olmuş, nedir bu diye, sonra ararsınız deyivermişler.

Çocuklar tabi korkmuşlar, kartları oradaki çöpe atmışlar. Tabi atmayanların başlarına neler geldi bilemiyoruz…

Bildiğim şu ki, gençleri çabuk evlendirmeliyiz, ama evlilikten daha da önemlisi bilinçlendirmeliyiz. Erkekler eve bağlı olmalı, kadınlar da erkeklerini eve bağlamalılar.

Evlilik üzerine yazacağımız yeni yazılarda buluşmak üzere…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.