KAHİRE (AA) - Mısır'da doktorların ardından gazetecilerle de arası açılan Abdulfettah es-Sisi rejiminin, içeride ve dışarıdaki kayıplarına bir yenisinin daha eklendiği belirtiliyor.
Güvenlik güçlerinin Gazeteciler Sendikasına baskın düzenleyerek iki gazeteciyi gözaltına alması, buna karşılık sendikanın, İçişleri Bakanının istifası istemiyle eylem başlatması sonucu yaşanan gerginliği, "rejimin yeni bir kaybı" şeklinde değerlendiren uzmanlar, söz konusu gelişmelerin, "Mısır'da idare ve özgürlükler alanında kriz yaşandığı ve rejim içi çatışmaların mevcut olduğu" şeklinde yorumluyor.
Mısırlı akademisyen Said Sadık, gazetecilere diğer meslek gruplarından destek gelmesi halinde "karşı devrim" yaşanması ihtimali bulunduğunu belirterek, "Gazetecilerin öfkesi, başta İşçiler Sendikası olmak üzere diğer meslek grupları tarafından desteklenirse rejim ve ihlallerine karşı devrim olur." ifadelerini kullandı.
Ancak sözünü ettiği senaryonun gerçekleşme ihtimalinin zayıf olduğunu dile getiren Sadık, halihazırda rejime alternatif bir güç bulunmadığını, öfkenin de geçici olduğunu söyledi.
Sadık, benzer bir olayın ocak ayında da yaşandığını hatırlatarak, "Ülkede 28 Ocak'ta polisler tarafından iki doktorun darp edilmesi üzerine gösterilen tepkiyi gördük. Çok büyük gösteriler düzenlendi. Ancak işçiler bu gösteriye katılmadı. Öfke de söndü." diye konuştu.
Gazetecilere yönelik tutumun sonuçlarına ilişkin ise Sadık, "Sisi rejimi, içeride ve dışarıda yeniden kaybetti. Özgürlükler alanında çok fazla eleştiriyle karşı karşıya kalacak. Gazeteciler diğer sendikalara göre sayı olarak az ancak kamuoyuna etkileri çok büyük." görüşünü dile getirdi.
- "Rejimin gazetecileri sakinleştirme fırsatı var"
Sendikaya baskının, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nün hemen öncesinde gerçekleştirildiğine dikkati çeken Sadık, rejimin yönetim ve planlama krizi yaşadığını, medya politikası bilmediğini savundu.
Sadık, rejimin, İçişleri Bakanı Mecdi Abdulgaffar'ı görevinden azlederek ya da bakanın özür dilemesini sağlayarak gazetecileri sakinleştirme yönünde bir adım atma fırsatı bulunduğunu söyledi.
- "İçişleri Bakanlığı özür dilemeli"
Siyaset sosyolojisi alanında uzman Saadettin İbrahim de "İçişleri Bakanlığı sendikaya karşı attığı bu adımdan dolayı özür dilemeli" diyerek, rejimin çirkin hatalar yaptığını ve herhangi bir diyaloğu idare edebilecek yöntemi bulunmadığını vurguladı.
El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanlarından Beşir Abdulfettah ise gazetecileri razı edecek adımların atılmasının gerekli olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Devletin kurumları arasında kriz yaşandığına dikkati çeken Abdulfettah, demokrasiyi uygulamak isteyenlerle devleti geri almak isteyenler arasında gerçek bir çatışma olduğunu belirtti.
- "Tepkiyi manşetlerde görmek mümkün"
Kahire Üniversitesi'nde Öğretim Görevlisi Muhammed Hüseyin, gazetecilerin olaya tepki gösterdiğini ve gözaltının ardından atılan gazete manşetlerinde bu tepkiyi açıkça görmenin mümkün olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı ya da hükümetin krizi çözmek için atacağı herhangi bir adımla öfkenin söneceği değerlendirmesinde bulunan Hüseyin, sendika aleyhinde atılacak bir adımın, İçişleri Bakanlığının zararına olacağını vurguladı.
Sivil polisler, önceki gün Mısır Gazeteciler Sendikası'na girerek tutuklu gazeteciler için oturma eylemi yapan iki gazeteciyi gözaltına almıştı. Olaya tepki gösteren Gazeteciler Sendikası, İçişleri Bakanı Mecdi Abdulgaffar istifa edene kadar sendika binasında eylem yapma kararı aldıklarını duyurmuştu. Mısır Başsavcılığı da söz konusu olayla ilgili yayın yasağı kararı almıştı.
Mısır'da Gazeteciler Sendikasına üye olmanın şartları oldukça zor. Sendikaya üye olabilen gazeteciler devletin resmi gazetecisi statüsü kazanıyor. Mısır Gazeteciler Sendikası diğer sendikalarda olduğu gibi üyelerinden aidat almıyor, tam tersine üye gazetecilere çalıştığı kurumu dikkate almaksızın asgari ücret üzerinden maaş veriyor.
AA