Türkiye’de İlahiyat bilimleri ve dini düşüncenin geldiği noktayı tespit edebilmenin en kestirme yollarından birisi, İlahiyat Fakülteleri’nin çıkardığı dergilere bakmaktır. Hiç kuşkusuz bütün İlahiyat Fakültelerimizin çıkardığı dergiler çok değerli inceleme ve araştırmalara yer vermektedir. İşte bu dergilerden birisi de Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisidir. Derginin IX. Cild 2. sayısı “Sivaslı Din Bilginleri” özel sayısı olarak çıkmış. Editör yazısından anladığımız kadarıyla, böyle bir sayıyı çıkarmaktan amacın toplumsal düzlemde ortaya çıkan düşünce sorunlarımızın çözümünde, geçmiş tecrübe ve ilmi mirasımızdan da yararlanmak ve önceki bilginlerimizi yeni kuşaklara tanıtmaya çalışmak, olduğu ifade ediliyor.
Bilindiği gibi ilmî anlamda ilerleme, geçmişteki kıymetlerden müstağni olmakla değil, onları, yeni değişiklikler ve keşiflerle daha mütekâmil kıymetlere ulaştırmakla mümkün olabilir. Bunun anlamı, geçmişlerin servetine geleceklerin servetini eklemektir. Kaldı ki, geçmişi bilmek ve tanımak da yeterli değildir. Geleceğin sağlam zeminler üzerinde yeniden inşâsı, biraz da geçmişin kritiğini doğru bir şekilde yapmaya bağlıdır.
Derginin bu sayısında Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde düşünceleriyle derin izler bırakmış Sivas’ın yetiştirdiği saygın din bilginlerinin tasavvuf, kelam, hadis, tefsir, tarih, dilbilim, siyaset vb. gibi alanlardaki görüşleri değişik yönleriyle araştırma ve inceleme konusu yapılmış. Örneğin, bunlar arasında Şihâbuddîn es-Sivâsî, Şemsüddîn es-Sivâsî, Fahreddîn Divriğî, Kemaleddîn İbnü’l-Hümâm es-Sivâsî, Mustafa Takî Efendi, Vâiz Ahmed Yılmaz vb. din bilginleri sayılabilir. Bu bilginlerle ilgili Hasan Aksoy, Ramazan Altıntaş, Cemal Ağırman, Bahattin Dartma, Harun Reşit Demirel, Ali Yılmaz, Yusuf Doğan, Halil Taşpınar, Fatih Çınar, Bayram Ali Çetinkaya gibi çok sayıda hocamız yukarıda isimleri geçen din bilginleri hakkında makaleler yazmışlardır. Kendilerini bu çabalarından dolayı kutluyoruz.
Diğer taraftan her biri bilim yuvası olan üniversitelerimizin evrensel kültürün bir parçası olan yerel kültürümüze daha çok sahip çıkmaları gerekiyor. Bu anlamda gerek özel sayılar, gerek araştırma projeleri ve gerekse diğer kültür faaliyetleriyle fakültelerimizden, bulunduğu şehirlerin entellektüel hayatında derin izler bırakmış düşünce, kültür ve ilim adamlarına karşı bir vefa ve saygı ifadesi olarak bu tür çalışmalar yapmaları beklenir. Elbette bu temennimiz hiç yapılmıyor anlamına gelmemelidir. Arzumuz, daha çok yapılmasıdır.
C.Ü. İlahiyat Fakültesi dergisinin “Sivaslı Din Bilginleri” özel sayısı her zaman araştırmacıların elinin altında bulunması gereken bir sayı olacağı kanaatindeyim. Elbette dergide inceleme ve araştırma konusu yapılan şahsiyetler bunlardan ibaret değildir. Zaten editör yazısından da anlaşıldığı gibi bunun bir ilk adım olduğu ifade ediliyor. Bu ifadeden biz, devamının geleceğini çıkarıyoruz. Neden olmasın? Dergiler daha nice özel sayılar çıkarabilir, sempozyum ve kongreler yapabilir. Eğer bir Selçuklu, bir Osmanlı tecrübesi yaşanmışsa, mutlaka bu tecrübenin mimarları bilim, kültür, sanat ve siyaset adamları olmuştur. Bu dönemlere ait bütün ilim dallarında eserlerimiz gün yüzüne çıkmak için kütüphanelerin tozlu raflarında araştırmacıları beklemektedir. Medeniyetimiz, yazmalar medeniyetidir. Büyük bir medeniyetin çocukları ve vârisleriyiz. Bu konuda ne kadar gurur duysak azdır. Genç nesle geçmişimizi tanıtırsak, bu onların aydınlık gelecekleri için bir motivasyon işlevi görecektir. Yazmalarımızın gerek edisyon kritik ve gerekse çeviri yollarıyla gün yüzüne çıkarılması ecdadımıza karşı bir minnet, vefa ve vicdan borcumuzdur.
Bu sebeple, başta Sivaslı Din Bilginleri özel sayısını çıkaran C.Ü. İlahiyat Fakültesi yetkililerine, sâniyen değerli zamanlarını ayırarak, yazdıkları makalelerle katkıda bulunan bütün ilim adamlarına ve emeği geçenlere yürekten teşekkür ediyor, çalışmalarının devamını diliyoruz.