Gaziantep maçı sonrası giray bulak röportaj veriyor: “Cesur oynadık ve kazandık. Ligde hemen tüm takımlar birbirine eşit kadrolara sahip. Kimseden çekinmiyoruz. Cesur oynamaya da devam edeceğiz.”
Sivasspor, Konyaspor’u cesur oynayarak yendi. Stadyumda maraton tribünün üzerinde dev bir yazı. “Anadolu’nun yıllar süren suskunluğunun çığlığıdır; Sivasspor”
Gerçekten bir çığlık Sivasspor. “Ben futbol oynuyorum. Ben koşuyorum. Ben kimseden korkmam. Yenecek gücüm var. İlk dakikadan itibaren kabus gibi çökerim üzerine rakibin” diyorlar. Nitekim saldırıp, mahvediyorlar rakiplerini. Savunmada açık vermemek için hücum yapmaya fırsat bulamıyorsunuz.
Konyaspor’u da aynen böyle yendiler. Maçın son beş dakikası hariç, kendine güvenen, kararlılıkla atak yapan bir takım. Konyaspor iyi savunma yaptı. İyi durdurdu rakibini ancak ardı arkası kesilmeyen baskı hata yaptırıyor. İsmail ve Serhat da olunca ilk yarıyı çıkaramıyorsunuz.
Fakat Sivas’ın tüm üstün özelliklerine rağmen Konyaspor mağlubiyeti hak etti. Daha doğrusu Giray Bulak demeliyiz. Özellikle ikinci yarı takım ilerde tek santrfor Tehoue ile oynamaya devam ederken Erdal’ı oyundan çıkarıp Şener’i almasını ağzımız açık izledik. “Niye golcü almıyor” diyorduk ki, yedek kulübesinde gol atma işiyle direkt ilgili kimse olmadığını fark ettim. Olamaz. Veysel cezalı ve başka santrfor yok.
Tabi bu durumda rakip üzerinize fazla gelir. Rakibin defansı ve orta sahasının savunmayı önde yapmaması için hiçbir sebep bırakmıyorsunuz.
Celalettin tercihi sol kanatta yanlış. Erdal sağ kanatta mahpus. Fahri sadece fazla koşuyor. Takım atak yapamıyor. Teknik direktör son 15 dakika stoperini gol atması için ileriye gönderiyor.
Gerçekten Konyaspor’un 90 dakikada tek pozisyonu var kayda değer.
Sivas tek kale oynuyor. Kendi kendine oynuyor. Kazanıyor.
Çok sorun var. Acziyet mi ne?
Belki Konyaspor deplasmanda yenildiği için Kayseri’yi iç sahada yener.