Yapılan anket ve araştırmalar şunu gösteriyor ki sadece Türkiyede değil, dünyada demokrasiyle yönetilen ülkelerin büyük çoğunluğunda, siyasete ve siyasetçiye olan güven azalıyor. İnternette rastlamış olduğum şu bilgi çok enteresan, ABDde hükümet politikalarına güven oranının, 1964 yılında yüzde 76 düzeyindeyken sonraki 40 yılda yüzde 25e kadar düşmüş.Avrupadaki durum da çok farklı değil Antony Giddensin Üçüncü Yol adlı çalışmasında da yer alan, 11 Batı Avrupa ülkesinde yapılan bir araştırmaya göre, son çeyrek asırda siyasilere ve siyasete duyulan güven Batı Avrupadaki 6 ülkede azalırken, bir tek Danimarkada artmış. Güven oranının daha önce de düşük olduğu 4 ülke de yerinde saymış.BBCnin yaptırdığı bir kamuoyu yoklaması, dünya halklarının üçte ikisinin ülkelerinin halkın iradesiyle yönetildiğine inanmadığını ortaya koydu. Araştırmaya göre insanların yaklaşık yüzde 90ı siyasetçilere güvenmiyor.BBC tarafından Gallup şirketine 68 ülkede yaptırılan ve 52 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen anket güvensizliği ortaya koyuyor.Araştırmaya katılan deneklerin yüzde 65i halkın iradesiyle yönetilmediğine inanıyor ve bu oran eski Sovyet ülkelerinde yüzde 75e çıkıyor. Yapılan araştırmaya göre, tüm dünya halklarının yüzde 48i; Batı Afrika, eski Sovyet ülkeleri ve Güney Asyada halkların yaklaşık dörtte üçü genel seçimlerin özgür ve adil olduğuna inanmıyor.Türkiyede ise siyasete ve siyasetçiye olan güvensizliğin, 1980 sonrasında tam anlamıyla dibe vurduğu gözleniyor. Güven oranı seçim dönemlerinde göz boyayan propagandalar nedeniyle kısa süreler için artsa da, orta ve uzun vadede bulunduğu dip noktadan yukarıya çıkamıyor.Güvensizliğin nedenleri değişken sebeplere bağlansa da son çeyrek asırda siyaset tarihimizde kurulan onca partiye ve bu partilerin bazılarının sağladıkları seçim başarılarına karşın Türkiyede siyaset sağlıklı bir düzene kavuşamaması. Merkez sağda ve merkez solda istikrarsızlığın hala devam ediyor olması en önemli nedenlerden biri. Siyaset sahnesinde zaman ne gösterir bilinmez ancak bu seçim sistemi ve lider sultasının kırılamaması neticesinde siyaset beklenilen ve arzu edilen seviyelere gelemez. Neticesinde genel başkanlar tarafından belirlenen siyasilerde halkı seçim döneminden seçim dönemine hatırlarlar. Seçmene vaatleri her seçim döneminde peş peşe sıralayan ve mazbata alımından sonra seçmeni unutan bir siyasi anlayış vatandaşın gözünde güvensizlik ortamına neden olmakta.KTOnun yaptırmış olduğu Sosyo-Ekonomik Ve Siyasi Yönelimler Araştırmasının sonuçlarına baktığımızda ankete katılan deneklerin en çok güven duyduğu ilk iki kurumun ordu ve emniyet teşkilatı olduğunu görüyoruz. Siyasiler ise sıralamada sondan ikinci sırayı yer almakta.BBCnin yaptırdığı ankette de pek farklı bir oran çıkmıyor. Araştırmaya göre, dünya halklarının yüzde 33ünün dini liderlere, yüzde 26sının asker, polis ve gazetecilere güvendiğini, siyasetçilere güven oranının ise yüzde 13te kaldığını ortaya çıktı. BBC tarafından yapılan araştırmada da KTOnun araştırmasında olduğu gibi yüzde 41lik oranla ordu ve emniyet teşkilatı Türk halkının en çok güvendiği kesim oldu. Son çeyrek asırda seçmende değişti eskiden hatalarıyla doğrularıyla oy verdiği partinin arkasında sonuna kadar duran bir seçmen kitlesi vardı bugün arzuladığı yaşam ve hizmet kalitesini bulamadığı zaman konuşan, tepki koyan bir seçmen kitlesi var. Tarihte en yakın örnek 3 Kasım seçimleri. Siyasetçilerin sanırım çok çalışmaları gerekiyor.