İSTANBUL (AA) - AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Ayhan Ogan, "Bu ülkeyi 15 Temmuz'da siz ister kabul edin, etmeyin, ister beğenin, ister beğenmeyin Tayyip Erdoğan kurtardı." dedi.
Marmara Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübünce 15 Temmuz darbe girişimi sürecinin ele alındığı "Siyasete Yön Verenlerle Açık Oturum"u Göztepe Kampüsü Büyük Spor Salonu'nda gerçekleştirildi.
Ogan, oturumda yaptığı konuşmada, 15 Temmuz'dan sonra artık hiçbir şeyin hem Türkiye hem de bölgede eskisi gibi olmayacağını söyledi.
15 Temmuz'a karşı gösterilen direnişin tarihte örneği görülmeyen milli demokratik bir halk devrimi olduğunu belirten Ogan, şöyle konuştu:
"Hiçbir şiddet olayına, yağmaya, talana, disiplinsizliğe yer vermeden bu işe karışan askerlerini, bu işin içerisinden çekip alarak, güvenlik güçlerine teslim etmesi ve iradesine sahip çıkması dolayısıyla demokratik bir devrimdir. Bir gecede bu millet eskiye dair Türkiye'de ne varsa, hepsini yıkıp, darma duman etmiştir. Bazı kesimler alınıyorlar, 'Eskiden Türkiye bağımsız değil miydi? Eskiden Türkiye milli değil miydi?' Eskiden de Türkiye'de milli, bağımsız güçler vardı. Devlet içerisinde bu milletin istikbalini, istiklalini düşünen, bunun için gayret gösteren kesimler her zaman var olmuştur. Türkiye gibi ülkeler sadece bize has değildir aynı yöntemlerle ama kendi şartları içerisinde her zaman kontrol edilebilen ülkeler olmuştur. Kimler tarafından? Dünyayı yöneten sistem tarafından. Daha açık söyleyeyim. ABD ve İngiltere öncülüğündeki bir küresel güç tarafından bizim gibi ülkeler her zaman kontrol edilen, yönlendirilen, yönetilen ülkeler olmuştur."
"15 Temmuz ile beraber bu güçlerin tertip ettiği bir darbe girişimi ilk defa başarısızlıkla sonuçlanmış" diyen Ogan, kurulu düzenlerin planların buradaki bağlantılarının deşifre edildiğini aktardı.
AK Parti MKYK üyesi Ogan, 15 Temmuz olayını doğru değerlendirdikten sonra atılması gereken adımlar olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Yeni bir Türkiye inşa etmek. Yeni bir inşa sürecini başlatmak. 16 Temmuz itibarıyla da artık yeni inşa süreci başlamıştır. Bu inşayı hangi temelde, kimlerle, nasıl yapacağız. Bunları konuşmak gerekir. Bu inşa vatanseverlik temelinde bir araya gelen, bu ülkenin Türk'ü, Kürt'ü, Arapı, Çerkes'i etnik dini mezhebi, bütün farklılıklarıyla ortak değerlerinde buluşan. Nedir bu ortak değerlerimiz? Cumhuriyet, özgürlükçü, kapsayıcı, bütün inançlara eşit mesafedeki bir laiklik anlayışı, sosyal bir hukuk devleti, demokratik bir devlet. Vatanseverlik temelinde bu çerçevede buluşan, herkes kendi inançları, yaşam tarzı, düşünce farkları olabilir, farklı şeyler söyleyebilir, farklı şeyler gösterebilir, farklı yollar takip edebilir ama ülke ihyasında ve bundan sonra yürüyeceği hedeflerde biz aynı yolda hareket etmek mecburiyetindeyiz. Yeniden yeni Türkiye'yi bu temelde ve bu çerçevede inşa etmez mecburiyetindeyiz."
Bunun yolunun yeni bir anayasa yapmak olduğunu anlatan Ogan, 15 Temmuz'un diğer darbelerden farklılık gösteren bir karaktere sahip olduğunu vurguladı.
Ogan, 15 Temmuz'da Türkiye'nin darbe yapıp yönetimine el konulan bir ülke olmadığını ifade ederek, "Tasfiye edilen daha önce Türkiye'yi kontrol ettikleri, yönettikleri unsurları deşifre edildi dedim. Bu deşifre edilen unsurlara kuvvetli bir şekilde tahkim edilerek, yeniden devredilmesidir. Bu devirden önce de devleti çökertip, burada bir kaos, iç savaş dönemi başlatıp, Türkiye'yi bugünkü halinden daha küçük, bölünmüş... Bize Sevr'i dayattılar ya. Aslında 100 yıl sonra getirip tekrar Sevr'i dayattılar. Sevr'e benzer bir büyüklükte bir Türkiye'yi kendi unsurlarına teslim etmekti. Buna bu millet izin vermedi, vermeyecek ve bundan sonrasında daha büyük hedeflerle yoluna devam edecek." şeklinde konuştu.
- "Bu ülkeyi Tayyip Erdoğan kurtardı"
Türkiye'de çok büyük bir hadise yaşandığını, bunun sorumlusunun sadece kendilerinin olmadığını ifade eden Ogan, "Herkes kendisine baksın. Bu mesele patlak verdiği zaman kim nerede durmuş, ne yapmış. Şunu unutmayalım bu ülkeyi 15 Temmuz'da siz ister kabul edin, etmeyin, ister beğenin, ister beğenmeyin Tayyip Erdoğan kurtardı. Diri tuttu. Bu milleti sokağa davet etti ve bu millet sokağa onun talimatıyla çıktı." şeklinde konuştu.
CHP Milletvekili Onursal Adıgüzel, kanlı darbe girişimini lanetlediğini belirterek, 15 Temmuz'un kendini belli ederek adım adım geldiğini ifade etti.
Türkiye'nin eğitim sistemiyle bugün yeniden inşa edildiği söylenen kurumların bu cemaatin yapılanmasıyla tesis edildiğini iddia eden Adıgüzel, atanamayan öğretmenlerin sokaklarda defalarca "Bugün bu yılan size dokunmuyor diye zannetmeyin ki yarın size dokunmayacak." diye bağırdığını anlattı.
Bu ortam içinde ülkenin eğitim sistemi, yurtlar, öğrencilerin geleceğinin bu yapıya teslim edildiğini, bunun ülkenin her noktasına yayıldığını ve hiçbir önlemin alınmadığını savunan Adıgüzel, yargı, yasama ve askeriyenin buna teslim edildiğini ifade etti.
Adıgüzel, şöyle konuştu:
"Bugün de şöyle bir tedavi uygulanıyor. Kalbimiz rahatsız ama kanser tedavisi uygulanıyor Türkiye'de. Organlar hızlıca kemoterapiyle ya da başka şekilde kesilip atılıyor. Asıl rahatsızlık, oluşum süreci, siyasi ayağı görmezden geliniyor. CHP olarak da defalarca bu sistemin tıkandığını ve sürecin bir çıkmaza girdiğini, ülkenin ötekileştirme politikasıyla cemaatlerin, tarikatların insafına bırakıldığını söyledik. 15 Temmuz çok net bir şekilde bunu karşımıza çıkardı. Peki yarın için ne yapıyoruz."
"Hepimizin ders çıkardığı ve hiçbir zaman da kabul etmeyeceği bir eylem darbedir." diyen Adıgüzel, ne askeri darbeleri, ne de sivil bir diktayı kabul etmeyeceklerini aktardı.
Önceliklerinin bağımsızlık, parlamenter sistem ve cumhuriyetin getirdikleri olduğunu dile getiren Adıgüzel, cumhuriyetin kuruluş sürecine bakılması gerektiğini söyledi.
Adıgüzel, "2016'nın şartlarıyla, gözüyle 1920'leri değerlendirmeyin. Osmanlı duraklama döneminin sonunda yıkıldı ve Mustafa Kemal Atatürk üzerine basarak şunu söyledi. 'Savaş meydanlarındaki zaferleri ekonomik bağımsızlıklarla taçlandıramayan ülkeler bağımsızlıklarını sağlayamazlar.' Bizim üreten Türkiye'yi konuşmamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Eğitimin yeniden laik, bilimsel bir sisteme dönüşmesinin önemli olduğunu dile getiren Adıgüzel, ötekileştirme politikalarıyla Türkiye'nin gericiliğin bataklığına saplandığını öne sürdü.
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Utku Reyhan da kendileri açısından 15 Temmuz'un sürpriz olmadığını, Aydınlık gazetesinin yaklaşık bir yıl öncesinde Amerika'nın Türkiye'de bir darbeye kalkışacağını yazdığını söyledi.
Yaklaşık 30 yıl önce bu örgütün ordu ve emniyet içerisinde örgütlenmeye başladığını yazdıklarını dile getiren Reyhan, 30 yıldır, toplumu, siyasete yön verenleri ve devleti yönetenleri bu alçak örgütle ilgili uyardıklarını anlattı.
Reyhan, "Pensilvanya'daki o uğursuz, o baykuş ile ilgili, sayısız yayın yaptık. Bütün partilerin genel başkanları, milletvekilleri, yöneticileri o baykuş ile fotoğraf çekmek için sıraya girerken biz ise onu teşhir ettiğimiz için, gerçek yüzü bugün daha açık bir şekilde ortaya çıkan CIA, Amerika bağlantılarını, ajanlığını, sahte vaizliğini ortaya koyduğumuz için cezaevlerinde yattık." dedi.
Türkiye'nin 2. Dünya Savaşı'nın bitiminden bu yana Amerikancı bir sistem tarafından yönetildiğini iddia eden Reyhan, ülkenin bu vesileyle bununla yüzleşme fırsatı yakaladığını anlattı.
Türkiye'nin bir kamp değiştirmenin eşiğine geldiğini belirten Reyhan, şöyle konuştu:
"Türkiye kamp değiştirmek zorundadır. 70 sene önce girdiği batı kampından, yeniden doğu, Asya kampına komşularıyla iş birliği yapan bir dış siyasete ve ondan etkilenen iç siyasete, ekonomiye dönmek zorundadır. Bunun emareleri de var. Beyaz Saray ve Amerika ile bazı görüşmeler yapıldığını görüyoruz. Bu bazı şeylerin hükümet tarafından hala tam olarak anlaşılamadığını gösteriyor. Ülkenizi yok etmek isteyen, anayasanızı lağvetmek isteyen, basınınızı, vatandaşlarınızı yok eden... ABD ile hala daha bazı temaslar, 'birlikte ne yapabiliriz' diye arayışlar... Bu hala 15 Temmuz darbesinden bir ders alınamadığını gösteriyor."
AA