Ülkemizde 2002 yılından önce ekonomi ve siyasette istikrarsızlık hakimdi. Siyasi istikrarsızlık ekonomik istikrarsızlığa neden olurdu. Bu her ikisi de olmazsa her alanda istikrarsızlık hakim olurdu.
İyi bir aile reisi olarak ailemize, işyeri sahibi, işveren olarak işyerimize, çalışan olarak o işyerine hizmet ediyoruz. Tüm bunlar yaşamın içerisinde asli vazifelerimizdir.
Vazifemiz bununla bitmez, bitmemeli. Ülkemizin bir ferdi olarak; devlete, ülkeye, halkımıza, fakire, fukaraya, mazluma, garip ve gurabaya hizmet etme konusunda üzerimize düşen başka vazifelerimizde var.
Bunun şuurunda, bilincinde, bu düşünceye sahip olan kardeşlerimiz siyasette, STK’larda, meslek örgütlerinde, meslek odalarında, sendikalarda, dernek, vakıf, hayır kuruluşlarında v.s yerlerde görev alırlar.
Hizmet etmenin önemli araçlarından biriside siyasi partiler, siyaset kulvarıdır. Serbest çalışan birisi için, ülkemize ve halkımıza hizmet etmede siyaset en önemli alanlardan birisidir.
“Siyaset yapmayan Müslüman’ı, Müslüman olmayan siyasetçi yönetir.” Geçmişte siyaset aracı ile halkına hizmet yapan rahmetli; Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan gibi değerli devlet adamları ve siyaset adamlarını da bu nedenle engellediler.
İktidar partisi olan AK Parti'de siyaset yapmak, teşkilatta çalışmak, hizmet yapmak çok özveri, gayret, çaba, sabır, gerektirir. Hiç bir beklentin olmadan koşturman ve çalışman gerekir.
14 Ağustos 2001’den bugüne kadar, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Ahmet Davutoğlu, Sayın Abdullah Gül, Sayın Bülent Arınç... Yüzlerce kurucusu, genel merkez yöneticisi, bakanları, milletvekilleri, il başkanları, belediye başkanları, teşkilat başkanları, gençlik ve kadın kolları başkanları, yönetim kurulu üyeleri... Belediye, il genel meclisi üyeleri, mahalle yönetimlerinden oluşan bir milyon hizmet neferi ülkesine ve halkına bu kulvarda hizmet etmektedirler.
Teşkilat başkanları, yönetim kurulu üyeleri, belediye meclisi ve il genel meclisi üyeleri, mahalle meclisi üyeleri, teşkilat üyeleri hiç bir beklentisi olmadan gönüllülük esasına dayanarak hizmet yapmaktadırlar. Halk ile yönetenler arasında köprüdürler.
2014 Mart seçimleri öncesiydi. AK Parti Selçuklu İlçe Teşkilatı olarak bir pazar günü Selçuklu beldelerinden Sızma, Başarakavak, Tepekent beldelerine konvoyla seçim çalışması için gitmiştik. Konya'ya dönerken seçim konvoyunda meydana gelen kazada, gençlik kolları yönetim kurulu üyesi kardeşimiz Talha Bayrakçı kollarımızda can vermişti. Pazar günü, araçlarıyla bu konvoya katılan insanların amacı hizmetti, başka hiç bir beklentisi yoktu.
Sandık görevlisi, müşahit olması konusunda eğitimlere davet ettiğimiz, seçim gününde bu görevlerden birine görevlendirdiğimiz kardeşlerimizin ilk sordukları soru; “Para alacak mıyız? Paralı mı yoksa parasız görev mi?” Oysa teşkilatlarda görev almış olanlar, akşamını, pazarını feda ederek yüzlerce program ve toplantıya katılırlar. Bu katılımı, hiç bir karşılık beklemeden hizmet etmenin şuuru ve hazzıyla yapmaktadırlar. O anda orada bulunmayı görev telakki ederler.
Hizmet; bir insanın veya topluluğun yaşamında önüne çıkan her türlü engeli, zorluğu hiç bir karşılık beklemeden ortadan kaldırmaktır. Bir insanın veya toplumun acısını, gözyaşını dindirmek için karşılık beklemeden yapılan çalışmaların hepsi halka hizmettir.
Siyasette hizmet etmek; sinelerde acıları, gözyaşlarını, kanayan yaraları dindirmek, umutsuzlara umut, çaresizlere çare, hastalara şifa, dertlilere deva olmaktır.