Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle TBMM’de yaratılan gayet sıkıntılı bir sürecin sonunda erken seçim ortamına girdi. Dün saat 17.00’de siyasi partilerin milletvekili adayı listeleri YSK’ya sunuldu. Hepimiz rahat bir nefes aldık. Seçim sonuna kadar bilinmeyenler (!), kafalardaki kuşku ve tereddütler (!) çulların altına süpürüldü.Önümüzdeki günlerde liderler meydanlara inecek. Karşılıklı salvolarla halka mesajlar verilecek. Herkes, eteğindeki taşı dökecek. Biz seçmenler umutla, ümitle ülkede olumlu bir hava yaratacak 22 Temmuz seçimlerinin sonucunu bekleyeceğiz. Cadde ve sokaklar, arabalar süslenecek, gazete sayfaları, televizyon ekranları, radyo mikrofonları şenlenecek. Kimimiz istikrara, kimimiz ise istikbale oy verecek.
Şu an görünen o ki, mevcut muhalefet partileri (!) iktidar partisinin politika anlayışını, insanları kutuplara ayırmaya sevk edecek görünüyor. Birileri, “Devlet elden gidiyor” anlayışı ile meydan mitingleri düzenleyecek… Özde olanları da, sözde olanları da aynı mitinglerde buluşacak..Büyük Atatürk’ün düşmanları da, hayranları da, şanlı bayrağın düşmanları da, sevdalıları da meydanlarda yer alacak. Oysa aslında ne cumhuriyet elden gidiyor ne de vatan…
Bu vatan ve bayrak için cephede savaşan neslin torunları bu ülkede yaşamıyor mu?
Onların ne başka vatanı, ne de başka toprakları var mı?.
Gidecek hiçbir yerleri, kaçacak hiçbir ülkeleri yok! Varsa, yoksa bu coğrafya, bu topraklar, yani Türkiye Cumhuriyeti var… Ancak, bugünler de bayağı moda olan Büyük Atatürk’ün ve Cumhuriyet’in istismarına da seyirci de kalamayız, kalmamalıyız. 11’inci cumhurbaşkanını seçim sürecinde yaşananları, Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptıktan sonra, “İsteğimiz çıkmazsa gerilim doğar” diye tehdit savuranları, yıllardır el sıkışamayıp bu gün birleşenleri, sandıkta boğulup yok olma endişesi ile ittifak yapanları da unutmamalıyız.
Siyasi İstikrar, siyasi İstikbal…
Gazetemizin ve tüm gazetelerin milletvekili adayı listelerini mutlaka okumuşunuzdur veya en kısa zamanda okuyacaksınız. Bakın bu listelerde ülkenin istikrarı veya bireysel siyasi istikballeri için aday olan onlarca isim göreceksiniz. Vatandaş olmanın en yüksek görevi olan oylarımızı sandığa atarken 23 Temmuz sabahı bizleri yine yaşanacak günlerin, patlayabilecek enflasyon canavarının oluşturacağı çilelerin ve daha nice çirkin ama, gerçek senaryoların beklediğin unutmamalıyız. Siyaset kurumunun aktörlerinin yaşadıkları ve yaşattıklarının kamuda çalışanlara bol bol geyik muhabbeti konusu olduğunu biliyoruz…
Kim, kime oy verecek?
Kim ne olacaktır?
Hangi ağır top, nerden, kimden aday olacak?
Daha neler, neler…
Yazmaya kalksak, Memleket Gazetesi’yle ünsiyetimiz sıkıntıya girer mi bilemiyorum.
İşte bu nedenlerle 22 Temmuz’da seçim sandıklarında istikrara oy vermeliyiz, felaket davetçilerini siyaset sahnesinden tamamen silmeliyiz. Siyasi istikrar mı, siyasi istikbal mi? Bence sorunun yanıtı: istikrar…