Sohbet ve muhabbet şart!

Ahmet Demirel

Sohbetin en kıymetlisi, salih insanlarla olanıdır.


Sohbetin zamanı olmaz.


Kimlerle arkadaşlık yaparsanız, kimlerle oturup kalkarsanız, onların ahlâkından size, sizin ahlâkınızdan da onlara bir şeyler geçer. İnsan, beraber bulunduğu kişilerden etkilenir.


Sohbet; bir arada bulunma, birbirinden etkilenmenin adı. İnsanlara peygamber gönderilmesinin temelinde, yaratılıştaki bu etkilenme özelliği yatıyor.


Sohbet bir aynadır. İnsanın içini yansıtır, cevherini ortaya koyar. Meyil ve muhabbetini gösterir, fıtratını tanıtır. Yani, insan sevdiği ve hayatını paylaştığı dostları ile ölçülür, arkadaşları ile tanınır.


Bir hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor:


“Ruhlar, değişik sınıflara göre dizilmiş ordular gibidir. Ruhlar aleminde birbirleri ile tanışanlar (ortak özellikler taşıyanlar), dünyada kolayca tanışıp kaynaşırlar. Orada birbirlerine yabancı olanlar, burada da zıtlaşıpdururlar.” (Buharî, Müslim, Ebu Davud)


Ömer b. Abdulaziz rh.a. ise: “Medine’nin fakihlerinden Ubeydullah b.

Abdullah ile bir mecliste bulunmak, benim için bütün dünyadan daha sevimli ve daha hayırlıdır. Onun gibilerle oturup kalkmakla akıl nurlanır, kalp huzura erer, edep elde edilir.” diyor.


Kişinin kendinden üstün olanla beraber olmasının hakikati, o zata hizmettir.


 Aşağısında olanla sohbetin gereği, onun hallerinden bir noksanı gördüğünde onu ikaz edip, kusurundan haberdar etmektir.


Aynı seviyede olan sohbet arkadaşlarının sohbetlerinin hakikati, başkalarının, yabancıların yanında birbirlerinin kusurlarını görmezden gelmektir.

SOHBET VE MUHABBET ŞART!

Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl

Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl

Peygamberimiz ve muhabbeti ifade eden muhteşem beyitlerden bir tanesi.

Bir sohbeti canlı tutmak.

“Kitap okumak, sohbetin yarısıdır” buyuruluyor. Ne güzel ve hoş bir ifade.

O zaman kitap okumak, geçmişte yaşayan ve günümüzde yanımızda olmayan güzel insanlarla sohbet ve muhabbet edebilmenin en güzel yöntemlerinden.

İmam-ı Rabbani buyuruyor ki: "Sohbetin fazileti, bütün faziletlerin üstündedir. Büyüklerin sohbetini kişi ganimet bilmelidir."

Yine İmam Rabbani Hazretleri Mektubat’ta şöyle söylüyor: “Kırk gün içinde bir ilim sohbetinde bulunmayanın kalbi kararır. Büyük günah işlemeye başlar; çünkü ilim kalbe hayat verir. İlimsiz ibadet olmaz.”

Eskiler ne güzel söylemiş:

Sevgi yakınlık ister, kaçan mahrum kalırmış,
Gözlerden ırak olan, gönülden de olurmuş.

Yunus Emre de diyor ki:
Erenlerin sohbeti, ele giresi değil.
Sohbete kavuşanlar, mahrum kalâsı değil.

Sohbetle parlar iman, talip kazanır irfan.
İnsanı arif yapan, fesi, hırkası değil.

Önce doğru iman et, haramdan el etek çek
Ruha gıdadır sohbet, badem helvası değil!

SOHBET VE MUHABBET ŞART!

biz bir zamanlarlar sohbet medeniyetiydik.

Elimizdeki bu değerli hazineyi yitirdik.

Artık birbirimizle sohbet edemez hale geldik.

İlk kırılmayı televizyonla yaşadık. Televizyon sohbet gerekliliğini ve ihtiyacını önemli ölçüde örseledi.

Kanalların sayısı arttıkça eve bağlanmamız ve birbirimizden kopmamız arttı.

Cep telefonu ve internetin hayatımıza girmesiyle bu sorun daha da derinleşti.

Artık iyice sanallaştık ve de yavanlaştık. Yanıbaşımızdaki arkadaşımızla yüzyüze görüşmeyi bırakıp, çok uzaklardaki biriyle yazışmaya çalışıyoruz.

Bir yanlışımız da sohbet anında sohbetimizi telefona kurban ediyoruz. Yanımızdaki kişi bize değer vermiş, bizim için kalkmış gelmiş onu bırakıyoruz, bu zahmete katlanmayan biri için sohbeti yarıda kesiyoruz.Sohbet anında olabildiğince telefonla konuşmamamız telefonu sessize almamız gerekiyor. Misafir gittikten sonra arayanlarla görüşebiliriz.

Gençler görüyorum yan yana okula gidiyorlar, her birinin elinde telefon uzaklardaki birine mesaj göndermeye veya ondan haberdar olmaya çalışıyor. Oysa hem kendisinin hem de yanıbaşındaki arkadaşının konuşmaya ihtiyacı var.

Misafirliğe gidildikten sonra hoşbeşten sonraki ilk soru: “WİFİ ŞİFRENİZ NEDİR?”

Bizi bekleyen ciddi bir tehlike de misafirliğe gidildiğinde evdeki çocuklar ve gençler sohbetin hiçbir bölümüne katılmıyorlar.O akşamki sohbetten hiçbir şekilde istifade edemiyorlar.

Aynı odada otursa bile elinde telefon uzaklardaki birine ulaşmaya çalışıyor.

Sohbetin ve muhabbetin muazzam kazanımlarının farkında değiliz.

Elimizdeki hazineyi kaybediyoruz.

SOHBET VE MUHABBET ŞART!

Sohbetin önündeki engellerden biride ikramın abartılmasıdır. İnsanlar zaten birbirlerine zor gidip geliyorlar, bir de ikramın zorlaştırılması ve abartılmasıyla bu iyice zorlaşıyor.

Bu abartılı ikram ve hazırlıktan dolayı ziyaret taleplerine hemen cevap verilemiyor, hazırlık yapmak için erteleniyor ve evde olağanüstü hal ilan ediliyor.

Oysa doğal olabilsek elde ve evdekiyle yetinsek izzet-i ikramı ve hazırlığı abartmasak çok daha kolay olacak ziyaretleşmeler.

İnsanlar sırf sizin yapacağınız pasta böreği yemek için rahatlarını bozup gelmezler.

Sizinle sohbet etmek için gelirler. Özledikleri sizlersiniz.

Siz kendinizdeki bilgi, edep ve ahlakı ikram etmeye çalışın. Misafirinde bu yönünden istifade etmeye çalışalım.

Televizyon ve internet karşısında hepimiz nesneyiz, edilgeniz ve pasifiz.

Sohbette ise  iki tarafta öznedir, etkendir ve aktiftir.

Hepimizin dinlemeye ve izlemeye ihtiyacı olduğu gibi konuşmaya da ihtiyacı vardır.

Bir araştırmada kadınların günlük 24 000, erkeklerin de 10 000 kelime konuşmaya ihtiyacı olduğu tespit dilmiştir.

Konuşma ihtiyacı dinleme ile giderilememektedir.

Bu ihtiyaç giderilmediğinde birtakım fiziksel ve ruhsal problemler ortaya çıkmaktadır.

Çozüm; sohbet geleneğimizi olması gerektiği şekilde yeniden canlandırmak.

Artık ulaşım vasıtalarımız da  bunu kolaylaştıracak nitelikte.

Haydi “MEMLEKET”İMİZDE sohbeti yeniden canlandıralım. Birbirimize gidip gelmeyi sakın ihmal etmeyelim.

Unutmayalım sahabe sohbetle yetişti ve yetiştirdi.

Yetişmek ve yetiştirmek istiyorsak haydi sohbet ve muhabbete, sevgi alışverişine.

Bu akşam müsaitseniz size sohbet ve muhabbet etmeye gelmek istiyorum.

Muhabbetle kalın.

Muhabbetlerimle


TARIK TUFAN’DAN GÜZEL SÖZLER

- Sen adımını attığın andan itibaren Hira dinginliğine dönüşecek ortalık.

-  Onu da öbür gün düşünürüz.

- Sınırlar yürümesini bilmeyenler içindir.

- Cüretkâr olmazsa insan, gerçek asla kendini ele vermez.

- Çocuklar biraz da annelerin gözleri üzerinde olduğu için korkularından uzaklaşırlar.

- Oysa kadınlar neden sorusundan hoşlanmazlar. Nedensiz davranışlar en çok kadınlara yakışır çünkü.

- Sen beni tutarsan hiç düşmem biliyor musun?

- Fark etmek acıtır...

- İnsanın kendisini saklaması ne zor gerçekten...

- Susuyor olmam,acı çekmediğim anlamına gelmez...

- Biz her şeye esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan Rabbin adıyla başlayan adamlardanız Anna.


GÜZEL HABERLER

YECDER (İstanbul Sancaktepe Sarıgazi Yunus Emre Camii Külliyesi Eğitim ve Kültür Derneği) ‘in  organize ettiği“Ulusal Din Görevlileri Sempozyumu”nun altıncısını bu yıl Konya’da düzenlenecek. “Cami ve Cemaatinin İnşa ve İhyâsı” konulu sempozyum Konya İl Müftülüğü, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi işbirliği ile 25–26 Nisan 2015 tarihlerinde gerçekleştirilecektir.

Daha geniş bilgi http://www.yecder.org/sayfa.php?id=567 internet sayfasından alınabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.