Şaşılacak hallerimiz var. Düşünebiliyor musunuz, 14 yaşında gencecik bir fidan, sokak köpeklerince vahşi bir şekilde parçalanarak katlediliyor ama o çocuğun cenaze töreninde imam, hayvanlara karşı merhametli olmaktan bahseden bir hutbe irad ediyor. Oysa ondan beklenen şey, katledilen çocuğun acısına sahip çıkıp, köpeklerin başıboş gezmesine göz yuman belediyeye haddini bildirmesidir. Akıl alacak şey değil. Sözde hayvan severler lobisinin bu kadar etkin olması ve belediyesinden, diyanetine tüm devlet kurumlarını esir alması anlaşılır gibi değil. Sokak köpekleri konusunda yöneticilerin gösterdiği ferasetsizlik, imamlara da sıçramış ya, diyecek laf bulamıyorum.
O bölgede önlem alınmadığı ve o köpekler toplatılmadığı için aynı köpekler, parçalayacak çocuk bulamayınca bu sefer de içlerinden bir başka köpeği parçalayıp yemişler. İşin ilginci, önce çocuk sonra bir başka köpeği parçalayan köpekleri yetkililer seyretmeye devam ediyor. Artık nereden, kimin gelip çözüm bulmasını bekliyorlarsa. Sonra bu saldırıya mağdur olanlardan birisi silahını çekip mazallah bu köpeklerden birisini vurmaya kalksa, tüm basın ve sözde hayvan severlerin cümlesi, bu şahsın tepesine üşüşüp doğduğuna pişman ederler.
Yani kategorik olarak, parçalanan çocuğun da parçalanma riski taşıyan çocukların da sokak köpekleri kadar itibarı yok. Olsaydı, sokaklarda sahipsiz köpek dolaşmasına izin verilmezdi. Ya önlem almayan bu beyefendiler, her bir ferdi kendileri gibi evinin eşiğinden makam otosuna, makam otosundan makama geçen steril hayat mensupları gibi yaşıyor sanıyor, ya da benden gayrısı tufan deyip hiç kimseyi umursamıyor. Yoksa bu kadar vahşi ve başıboş köpeğin, değnekleri toplanmış köyde gezmesine izin verirler mi?
Konya için söyleyecek olursak ana arterler dahil, grup halinde sokak köpeklerinin gezmediği yer yok. Daha bu satırları yazarken mesai arkadaşımın sabah işe gelirken sokak köpeklerince saldırıya uğradığını ve hastaneye götürüldüğünü öğreniyorum. Özellikle kış şartlarında daha da saldırgan ve vahşi olan bu köpekler, maalesef görmezden geliniyor ve hangi gerekçeyle olduğunu bilmediğimiz bir duruşla kutsanıyor. Kutsanıyor ki, dokunulmuyor. Her güne, köpeklerin elinden kaçarak parçalanmaktan kurtulan bir kaç çocuk haberi düştüğü halde, hayat, hiç bir şey olmamış gibi devam ediyor. Metropol şehirler dahil tüm Türkiye'de, okula giden çocukların, işten eve dönen hanımların, ya da gece mesaisine giden beylerin saldırıya uğrama ihtimali varken, belediyeler uyumaya devam ediyor. Bu çağda insanlar, köpek saldırısından dolayı hastanelere gidip kuduz aşısı diye bir aşıyı vurdurmak zorunda kalıyor.
Neden? Sahipsiz sokak köpekleri ve onların sokakları işgal etmesine izin veren yerel yönetimler yüzünden. Gelişmiş hiç bir ülkenin sokağında, sahipsiz köpek bulamazsınız. Dolaştırmazlar. Toplarlar ve hayvan toplam kamplarına alırlar, gerekirse de kısırlaştırırlar. Türkiye, bu konuda yegane örnek.
Bir canı kurtarmanın, bütün insanlığı kurtarmaya denk olduğunu öğreten bir dinin müntesipleriyiz. Güvenlik ihtiyacı, bireyler ve toplumlar için insanca yaşamanın olmazsa olmazıdır. Sokak köpeklerine önlem alması gereken belediyelerse belediyeler, başka kurumlarsa başka kurumlar, ivedi bir şekilde bu köpekleri toplayıp, sokakları insanlar için güvenilir hale getirmelidir. İnsanların canına mal olacak şekilde zarar verme ihtimali olan bu hayvanların, sahipsiz bir şekilde sokaklarımızda dolaşması kabul edilemez.
Buna önlem almak ve bu köpekleri toplayarak belediyeler kontrolünde bir mekanda yaşam alanı oluşturmak şarttır. Sokakta bu köpeklerin niye olması gerektiğinin cevabını veremiyorsak, olmasının da bir anlamı yoktur. Köy ortamlarında bile sahipsiz köpek yoktur. Her köpeğin bir sahibi, dahası bir evi ve sorumlusu vardır. Kaldı ki, köy yerlerinde köpeğin güvenlik ve çobanlık gibi bir karşılığı da vardır. Oysa şehirlerde binlerce köpek, sokaklarda gruplar halinde, niye sorusunun cevabını veremediğimiz halde dolaşmaktadır.
Her gün yeni bir olay yaşandığı ve insanlar sabahın erken saatleri ile gecenin geç vakitlerinde, bu korkuyla gidip geldiği halde önlem almayanlar, bu vebalin sahibidirler.