Şölen Ali (Ali Aydın)

Konya’ya modern pastacılığı getiren isimlerden, sporda hem oyuncu hem yönetici olarak görev yapan, Demirspor’dan sonra Konyaspor’un 1. Türkiye ligine yükseldiği ilk sezonda da futbol şube sorumlusu olan başarılı spor adamı

Konya’nın meşhur meçhul yüzleri


 



Şölen Ali (Ali Aydın)

 


Söyleşi: Uğur Özteke


 


1951’in son gecesi, yılı 1952’ye bağlayan gece dünyaya gelmişim. O gece Kore harbinin en şiddetli olduğu gecelerden birisiymiş. Tekke mahallesinde babamların gariban evinde dünyaya gelmişim.


Rahmetli babam Mehmet Aydın, Eski Garaj’ın orada kavun karpuz satardı. Annem rahmetli


Fatma Aydın ise ev hanımıydı. Kardeşlerim Sıdıka, Türkan, Ziya, ben ve Galip ile huzurlu çok mutlu bir çocukluk yaşadım.


AKÇEŞME’DE TECCAL İHSAN ABİLERİN SOKAĞINDA BÜYÜDÜK


Bizim evimiz Akçeşme’deydi. Bizim sokak Teccal İhsan abinin sokağının içiydi. Bir de hiç unutmadığım ilkokul yıllarında mahallenin camisinde akşam ezanlarını okumamdır. O ezanları hiç unutmuyorum. Toprak bir evde otururduk.


DAYIM HÜSEYİN NAVRUZ’UN VURDUĞU KEKLİK VE ÖRDEKLERİ ARABADAN İNDİRİRDİK


Dayım Hüseyin Navruz çok iyi bir avcıydı. Dayım hafta sonları sık sık ava giderdi. Av dönüşü de arabasının arkası kınalı keklik ve ördekler ile dolu olurdu. Dayımın av dönüşü biz de arabasın arkasından bu keklik ve ördekleri alırdık. Ayrıca o yıllarda Akçeşme İlkokulu’nun bahçesinde çok top oynardık. Mesela Nizamettin Yetişen ile çok top oynadık.


HÜKÜMET MEYDANINDA ASILMIŞ İKİ KİŞİNİN İPTEKİ HALİNİ HİÇ UNUTAMIYORUM


Birde 27 Mayıs ihtilalini hiç unutamıyorum. 9 yaşındaydım o gün. Saray çarşısının orada idim. Askeriye Saray çarşısının köşesinde Güzelkılıçlar’ın oradaydı. O bölge vilayet askerler tarafından kordon altına alınmıştı. Çocuktum onlara bakardım. Bir de Hükümet meydanında iki kişi idam edilmiş. Adamlar sabaha karşı asılmış. Üzerlerinde fermanları vardı. Onlara da öyle bakmıştım. Yıl yanılmıyorsam 1958’di.


TAHİR HOCANIN EVİNİN ÖNÜNDEKİ ARSADA TOP OYNARDIK


Eski Garaj’ın orada meşhur Tahir Hoca’nın bir evi vardı. Onun evinin önünde de geniş düz bir arsa vardı. Biz bu arsada Çumralı Mehmet, Mehmet Güntan, Salim Güntan, Haluk Şakiroğlu Şener gibi daha sonraki yıllarda Konyaspor’da top oynayacak isimlerle saatlerce top oynardık. Hava kararır, biz hala top oynardık. Bir gün yine akşam olmuş, biz hala top oynuyorduk. Babam yemeğe çağırdı ama biz topa dalmıştık, babam taşları çekmiş akşam oldu siz hala top oynuyorsunuz diyerek başladı beni dövmeye ve beni döverek eve götürdü.


ÖNCE AKÇEŞME İLKOKULU’NDA SONRA HAKİMİYET’TE OKUDUM


Önce Akçeşme ilkokulu oradan Hakimiyet ilkokulunda okudum. Akçeşme’de öğretmenimiz Hacer Köse’ydi. İki sene Akçeşme’de okudum, üç yıl da Hakimiyet’te. Okulumuzun müdürü Muhittin Kişmir’di. O yıllarda okulda Amerikan Marshall yardımı diye bir yardım vardı. süt tozu krem peynir okullara gıda yardımı olarak bunları verilerdi.


KANARA KÖPRÜSÜNDE PARA İLE DUA OKURDUK


O yıllarda havalar çok soğuktu. Şimdiki iklim filan iklim. Kışlar çok sert geçerdi. Saçaklardan aylarca buz sarkardı. Bir de Mengene’den çay akardı. Bağ puştaları vardı. Bağ puştalarının arasında sandal yapar içine binerdik.  Kanara köprüsü diye meşhur bir köprü vardı. Tahir hocanın evinin oradaki köprü. Bu köprünün üzerine sıkıntılı, duaya ihtiyacı olan insanlar gelirdi. Ben de küçüktüm ama duaları filan çok iyi bildiğim için bu insanlara faydası olsun diye onlara okurdum. Onlar ip getirirlerdi bende bildiğim duaları o ipe okurdum.


DEVRİM ORTAOKULU’NDA MATEMATİKÇİ AHMET ÖGE’DEN TÜM OKUL OLARAK TİTRERDİK


İlkokuldan sonra Devrim Ortaokulu’na geçtik. O yıllarda Hacı Ahmet ismi ile bilinen Ahmet Öge isimli bir matematik hocamız vardı. Bu hocamızdan bir ben değil, bütün okul titrerdi. Okuldaki arkadaşlarım Süleyman Körsu, Mehmet Güntan, İbrahim Akkuş’tu. Bir de Devrim Ortaokulu’nda çok güzel bir okul futbol takımımız vardı. Ben de okul takımının kalecisi idim. Yıl 1963-64 yıllarıydı. Devrim ortaokulunda beden eğitimi hocamız Mazhar Vardar’dı. Mazhar hocayla şimdi İzmir’deki evimizde alt üstlü otururuz. Mazhar hocayla bir araya geldiğimiz zaman geçmişi yad ediyoruz. Mazhar hocanın Konya’nın gelmiş geçmiş en değerli salon sporları hocasıydı. 


İLK LİSANSIM 1967 YILINDA DEMİRSPOR’DA ÇIKTI


Okul takımında futbol oynarken 1967 yılında ilk kez lisansım çıktı. Demirspor genç takımında futbol oynayacaktım artık. Ahmet İnanç ilk hocam idi. Ahmet İnanç Konya Gençlerbirliği’nin eski, çok başarılı kalecilerindendi. Yıllarca Gençlerbirliği’nin kalesini korumuştu. Rahmetli İsmail Dümbüllü, Mehmet Köseler, Tevfik Türkan ve son dönemlerde de Tezcan Uzcan gibi isimler bizim hocalığımızı yaptılar.


HAKEM NUH KILIÇ’IN DİŞLERİNİN KIRILDIĞI MAÇ


Konya Demirspor Türkiye’de amatör spor kulüpleri arasında çiçek başı bir takımdı ve her sene şampiyonluğa oynardık. Hatta biz birinci kademe maçlarını gözü kapalı geçerdik. Hiç unutamadığım bir şampiyonluk maçı vardı. Karaman’da Karamanspor’la oynuyorduk. Orta hakem Nuh Kılıç idi. Çok gergin bir şampiyonluk maçı idi. Zemin karla kaplı idi. Maçın 10 dakikasında Hikmet Çay’ın golü ile 1-0 öne geçtik. 45. dakikada hakem lehimize bir penaltı verdi. Buna itiraz eden Karamanspor’lu oyunculardan Sadi orta hakem Nuh abiye bir yumruk vurdu ki Nuh abinin dişlerini kırdı.  Ve maç yarıda kaldı. Karamansporlular telleri yıkmaya çalışıyorlardı. Biz antrenörümüz rahmetli İsmail Dümbüllü ile birlikte bütün futbolcular olarak kale sahasının içine dolduk korkudan tit tir titriyorduk. Jandarma takviyesi ile Karaman’dan ayrıldık. O maçı hiç unutmuyorum. Maçın tarihi 1973’tü. Zaten Seydişehir Karaman maçları her zaman böyle gergin geçerdi. Başkan Ali Gözönü bu deplasmanlara hiç gitmezdi.


PARASIZLIKTAN İDRİS MANAV PASTANESİ’NDE BULAŞIKÇILIĞA BAŞLADIM


Bu arada pastacılığa başladık. Ekonomik sıkıntılar beni bu mesleğe başlamaya itti. Bir yazılı kağıdı alacak param dahi yoktu. Okul zamanı imtihana girmek için dosya kağıdını kendimiz alırdık. Ama inan o param bile yoktu. Tekelin yanında İdris Manav Pastanesi vardı orada bulaşık yıkardım. Ortaokulu bitirdiğim zaman hem ekonomik sıkıntılar yüzünden mesleğe devam ettim, hem de futbol oynadık.


ABD DIŞİŞLERİ BAKANI KISSINGER, SURİYE DEVLET BAŞKANI HAFIZ ESAD VE PAKİSTAN DEVLET BAŞKANI BUTTO’YA ELLERİMLE KAHVE YAPTIM


1971 yılının Temmuz ayında askere gittim. Önce Afyon 4. Hava taburundan görev yaptıktan sonra Ankara Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda askerliğimi tamamladım. Ankara’da askerliğimi yaparken Havagücü’nde de futbol oynadım. Bu arada Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur’un postası idim. Askerliğimi 3 Şubat 1973’te bitirdim. Askerde iken Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’a, Suriye Devlet Bakanı Hafız Esad’a, Pakistan Devlet Başkanı Butto’ya ellerimle kahve yaptım, ikram ettim.


İSTANBUL PELİT PASTANELERİNDE MESLEĞİ ÖĞRENMEYE ÇALIŞTIM VE KONYA’YA DÖNEREK 74’TE ŞÖLEN PASTANESİNİ AÇTIM


1973’te askerliği bitirdikten sonra İstanbul’da mesleğimi geliştirmek için Pelit pastanelerinde bir yıl kadar çalıştım. 1974 yılının Ekim ayında şimdiki iş yerim olan Şölen pastanesini kurdum.


TÜRKAN ŞORAY, EMEL SAYIN GİBİ SANATÇILARLA PELİT PASTANELERİNDE TANIŞTIM


İstanbul Pelit pastanelerinde çalışırken müthiş bir çevre edindim. Kasımpaşa’da bir evde oturuyordum. Sabahleyin ama her gün sabahleyin 4’te kalkar, Osmanbey’e kadar yürüyerek işe giderdim. Dolmuş filan yoktu ki. Mesleğimi öğrenmek için günde 16 saat hiç ara vermeden çalışırdım. Konya’ya ilk modern pastacılığı ben getirdim. Pelit pastanesinde çalışırken o zaman Türkan Şoray, Emel Sayın gibi ünlü sanatçılarla tanıştım. Yıllar sonra şehrimizde çevrilen Gramofon Avrat filmi için şehrimize gelen Türkan Şoray pastaneye ziyaretime geldi. İstanbul’da sanat çevresi kadar spor camiası ile iyi bir çevrem oldu. Fanatik Fenerbahçeli’yim. Fenerbahçe’nin hiçbir maçını kaçırmazdım. Konyaspor’un tarihi kadar Fenerbahçe’nin de tarihini bilirim.


ABİM ZİYA AYDIN PASTACILAR DERNEĞİ’NİN İLK BAŞKANI OLDU


Pastaneye açtığımız zaman Konya Emniyet Müdürü Nihat Kaner’in, Devlet Hastanesi Başhekimi Metin Can Onat’ın, Vali Oktay Başer’in büyük manevi destekleri olmuştur.


Bu arada Pastacılar Derneği’ni kurduk. Abim Ziya Aydın’ı da derneğin ilk başkanı yaptık.


BİR GÜN İFTARA HINCAL ULUÇ, MÜŞFİK VE YILDIZ KENTER GELİVERDİ


Yıl 1978’di. Ramazan’dı. İftar yaklaşırken pastanede çocuklar ile iftar açacaktık. Bir baktım kapıdan içeriye Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Şükran Güngör ve Hıncal Uluç giriverdiler. Birlikte iftar yemeği yedik.


DEMİRSPOR’DA FUTBOLU BIRAKIP YÖNETİCİ OLDUM, ANKARAGÜCÜ İLE BAKANLIK KUPA FİNALİ OYNADIK


Demirspor’dan sonra bir yıl Beyşehirspor’da bir yıl da Başhüyükspor’da top oynadım. Başhüyükspor’ un 2. Amatör kümede şampiyon olarak 1. Amatör kümeye çıktığı sene takım kaptanı idim. Daha sonra futbolculuk hayatımı noktalayarak Demirspor’da yönetici oldum. 81 yılında, yani 12 Eylül’den sonra. Demirspor’da yıllarca Ali Gözünü’nün başkanlığında Genel kaptanlık yaptım. Bu yöneticilik süresinde bir Türkiye Şampiyonluğu kazandık, bir de Ankaragücü ile Gençlik ve Spor Bakanlığı kupası için finali maçı oynadık.


Ali Osman Renklibay o maçta Ankaragücü forması giyiyordu.


KONYASPOR ŞAMPİYON OLDUĞU ZAMAN FUTBOL ŞUBE SORUMLUSU İDİM


1990’a kadar 9 yıl Demirspor’da yöneticilik yaptıktan sonra Konyaspor yönetiminde görev aldım. Konyaspor 2. ligde şampiyon olduğu yıl Özkan Sümer Teknik Direktör’ken ben de futbol şube sorumlusu olarak görev yaptım.


FENERBAHÇELİ SEDAT’I BJK, TRABZON VE BOLULULAR’DAN KAÇIRDIK


Bir gün benim arabamla Özkan hoca ile İstanbul’a gidiyoruz. Sedat Balkanlı için Necmi Tanyolaç aradı ve ‘Böyle bir adamı alın kaçırmayın’ dedi. Biz de Ali Ataman’a danıştık ve yola çıktık. 2. ligde şampiyon olmuştuk. Ama Özkan hoca bu transfere şiddetle karşı çıkıyordu. ‘Kim bu adam? Nereden çıktı?’ filan diyordu. Sedat da Gaziosmanpaşa’da oynuyordu. Ligin son maçı Darıca’da Darıca ile Gaziosmanpaşa maçını izlemeye gittik. Darıca’nın antrenörü Güvenç Kurtar’dı. Maçtan sonrası için Sedat’ı da Beşiktaş, Trabzon ve Bolusporlular kaçırmaya gelmişler. Benim bir Pejo arabam var. Biz Sedat’a önceden avans filan da vermiştik. Güvenç Kurtar bana ‘Siz bunu nasıl alacaksınız? Millet dışarıda bekliyor’ filan demişti. Maç biter bitmez Sedat’ı aldım, Darıca’nın soyunma odasına götürdüm, orada ona Darıca’nın formasını giydirdik. Darıca’nın otobüsü ile otobanı çıktık. O zaman Gaziosmanpaşa’dan Metin de vardı. Ona da Darıca forması giydirmiştik. Otobanda otobüsten aldık ve kurban bayramına iki gün vardı arabayı hiç durdurmadan Konya Şeker Fabrikası’na kadar geldik. Diğer kulüplerin yöneticileri Sedat için Gaziosmanpaşa’nın soyunma odası önünde saatlerce beklemişler tabii. Bu arada Kütahyaspor’dan Fuat’ı da aldık. Onun transferine de Özkan hoca karşı çıkmıştı. Özkan Sümer’in istemediği Sedat o yıl Türkiye Kupası çeyrek final maçı da dahil takımda direk oynadı. O kadromuz müthişti: Nejat, Osman, Mücahit, Sedat, Nejat, Fuat, İbrahim, Fuat Yaman, Sinan ve Kayhan


TARSUS MAÇI SONRASI NEVZAT GÜZELIRMAK’IN ÜZERİNE ŞEKER ÇUVALLARINI ÖRTEREK STADYUMDAN KAÇIRDIM


O dönemlerin en korkunç ve şehri hayal kırıklığına uğratan maç Tarsus İdmanyurdu maçı idi.


Para olayı varmış, Tarsus’a verilmiş, alınmış. Para olayı ile şampiyonluğa şartlanmışız, şartlanmış bir topluluk var. Teknik direktör Nevzat Güzelırmak’ın filan maçtan sonra kafasına radyo ile vurulmuş, kafa yarılmıştı. Nevzat Güzelırmak’ı stadyumun arka kapısında Kartal arabamın arka koltuklarını yatırdım, onu da üzerine yatırdıktan sonra şeker çuvalları ile örttüm ve stadyumun arkasındaki evime kaçırdım. Ramazan mübarek gün idi. evime kaçırdım. Gecenin 12’sinde de Nevzat Güzelırmak ile yardımcısı Aydın’ı Ladik’te İzmir otobüsüne bindirerek İzmir’e gönderdim. Konya’nın o gün telefonları bile kesilmişti. Sakaryaspor Anadolu’yu 2-0 yendi ve şampiyonluk turu dahi atamadılar çünkü bizim maçın skorunu bekliyorlardı.


NEVZAT HOCA TELEFON BAĞLANTISINDA KONYA’DA HİÇ BİR SORUN YOK DİYE GÜNEŞ GAZETESİNE DEMEÇ VERDİ


Nevzat Hoca o gece benim evimden Güneş gazetesi İstanbul merkezine ilk telefon bağlantısını yaptı Nevzat hoca şunu dedi. ‘Olaylar hiç de öyle bu kadar büyütülecek bir şey değil. Olay filan yok. Ben şu anda Konyalı bir dostumun evimdeyim, can güvenliği sorunu diye de bir şey yok, son derece sağlıklı ve sıhhatliyim’ diyordu. Allah’tan o saatte iftar saati idi. Aksi takdirde çok büyük olaylar olabilirdi. Sporun özünde dostluk kardeşlik yattığına inanırım şiddete son derece karşıyım


ÖZKAN HOCANIN GÖZLÜĞÜNÜ UNUTMASI İLE FELAKETTEN KURTULDUK


İstanbul’a Eyüp maçına gidiyoruz. Maçımız Pazar günü. Çarşamba günü de Sakarya ile kupa maçı oynayacağız. O rekabetten sonra ilk maçımız. Kocaeli’de Altınlar Otel’de kaldık. Sabahleyin Ali Ataman, Özkan Sümer ve ben otelden ayrılacağız. Kafile arkadan gelecek İstanbul’a. Otelden çıktık, İstanbul’a hareket ettik. Hiç unutmuyorum, arabaya bindik, benim araba ile gidiyoruz. 30- 40 metre gittik ki Özkan hoca gözlüğümü otelde unuttum dedi. Gerisin geri geldik gözlüğü aldık, otobana tekrar çıktık, yani otelde bir dakika filan oyalandık. Otaban da takriben 200 metre kadar gittik ki korkunç bir zincirleme kaza gördük. Kereste yüklü kamyon yolcu otobüsünün içine girmişti. 10-12 araç da bunlara arkadan çarpmıştı. Eğer


Özkan hoca gözlüğünü unutmasaydı o kazanın içinde bizd e olacaktık. Uzun süre yol kapandı biz de kendimize gelememiştik.


ESKİDEN ESNAF 5’TE DÜKKANINI AÇARDI YA ŞİMDİ?


Küçüklüğümüzde dedelerimiz işyerlerini sabah namazını kılıp camiden çıktıktan sonra erkenden açarlardı. Hem de o zamanlar sabahın zemherisinde nenemiz, Hatçe abam dedemin eline küflü peynir ile tandır ekmeğini verir dedemde erkenden dükkanını açardı. Şimdi Konya’da saat 8’de İstasyon’dan Mevlana’ya kadar 10 tane açık dükkanı bulamazsınız. Ama ben hala sabah saat 5’te dükkanımı açarım.


KONYASPOR’LULAR İÇİN PARAYI BABAM KAZIM ADMIŞ’A VERİR, SONRA DA BEN SENİ BİLİRİM DERDİ


Konyaspor’lu Adnan, Memduh, Ali İhsan ve diğer futbolcular akşam olduğu zaman benim pastaneye gelirlerdi. O zamanlar futbolcuların lojmanı bizim arkamızdaki apartman dairesi idi. Futbolcular gelirler, menemen yapar, birlikte yerdik. O yıllarda futbolcular ile kardeş gibiydik. Takım deplasmana gideceği zaman kafile bizim pastanenin önünden hareket ederdi.  Takımın parası olmadığı zaman rahmetli babamdan borç para alırlardı. Babam da parayı Kazım hocaya verir ve  ‘Ben seni bilirim ben spora filan para vermem, bu paraları senden isterim’ derdi. Babamın Kazım Admış ile arası iyi idi.


BALIKESİR ŞAMPİYONLUĞA OYNARKEN ONLARI EVİNDE YENDİK


Yine unutamadığım bir Balıkesir maçı var. Balıkesir şampiyonluğa oynuyor. Balıkesir deplasmanındayız. Sadettin abi de Kazım Admış’ın yardımcısı. Kervansaray otelde kalıyoruz. Akşam Balıkesirliler çiçeklerle otele geldiler. Maçı vermemiz için bize çok büyük tekliflerde bulurdular. Kazım Admış ve ben ret ettik. Ertesi gün de maçı Celalettin Yavuz’un iki golü ile 2-0 aldık.


İKİ ÇOCUK, BİR TORUN SAHİBİYİM


1976 yılında Ümran hanımla evlendim. Vedat ve Anıl isimlerinde iki oğlum var. Ayrıca Vedat’tan da Ege isminde torunum var.