Ben gerçekçi bi adam olarak tanımlarım kendimi.
Olaylara yaklaşırken siyasi ayrım yapmam.
Günün koşullarını, gerçekçi bi şekilde göz önüne alırım.
O yüzden fazla şaşırmam.
Milletin şoka girdiği olaylar bana normal gelir.
Ama bu sefer durum farklı.
Ben bile hakkaten şoktayım.
Fazla edebiyat yapmadan söleyim hemen.
Vekillerimizden birisi,
Vekil derken Milletvekili..
Hem de iktidar milletvekili.
Şeb-i Arus günü için hava kirliliğine canlı yayında öyle bir çözüm üretti ki;
Onun şokundayım…
O hafta boyunca o civarda oturan vatandaşlar,
Eee???
Soba yakmayacakmış,
Gerekirse iki battaniyeye sarılıp öyle oturacakmış.
Bu Konya imajı açısından çok önemliymiş.
Konya’nın evladı bu fedakârlığı yapmalıymış.
Anaaaa??
Essah mı?
Essah essah…
Vallahi böyle dedi.
Neymiş efendim?
Konya’ya şehir dışından gelenlere karşı şehrin imajı zedeleniyormuş.
İyi de o zaman “kalitesi düşük kaçak kömürü” dağıtanlara neden engel olmadınız?
Ya da doğalgazı neden apar topar Başbakan ve Cumhurbaşkanı geliyor diye
Zorunlu hale bilmem kaç ay sonra getirdiniz?
Siz bu konu için hiç bişey yapmamışken;
Vatandaştan çift battaniyeye sarılmasını nasıl beklersiniz?
Bu şehrin insanı, 14 vekil verdi,
Tarım ve sanayi teşviğinin dışında kaldı…
13 vekil verdi bakansız kaldı…
Hızlı tren?
Mavi tünel?
Akıbeti belli değil.
Şimdi?
Sobayı söndür.
Battaniyeye sarıl.
Sonra?
Dur şu Şeb-i Arus geçsin konuşuruz,
Misafirlerin önünde tartışıp;
Şehrin imajını zedeleme.
Bıdı bıdı edilmez vekile.
Sen battaniyene sarılmana bak.