İnsanın ruhsal gelişimine ve bunun ileri yaşlarda neyle sonuçlandığına göz atıyoruz.
Bir işin ucundan tutuyorum tam sonuçlandıracağımda ne olursa oluyor iş yarım kalıyor.
Bir işe başlarken, yeni bir plan yaparken, yaptığım planı uygulamaya koyarken hep tedirginlik yaşıyorum.
Sezilerim güçlü, ne olabileceğini seziyorum. Ne yapılması gerektiğini de biliyorum ama ne başlayabiliyorum ne de başlasam bile sonuçlandırabiliyorum. Bir suçluluk duygusu yakamdan tutuyor ve yarım yamalak bırakıyorum.
Buna benzer bir sürü cümle, hepiniz ve hepimiz duyarız, yaşarız, deneyimleriz. Nedir altında yatan dinamik?
3 yaşından itibaren çocuk cinsel kimliğini fark etmeye başlar. Erkekse erkek, kızsa kız. Ben erkeğim ben kızım demeye başlar. Bunun ayırımını yapar. Ve bu dönemde kendi benzerlerine odaklanır önce. Ve aileler de buna yönelik desteklemelidirler çocukları. Hep hazdan söz ediyoruz. Haz kaynaklarından. Bu dönemde cinsel kimliğini fark eden çocuk bu anlamda hazzın peşinde düşer. Bir kız için bu dönemde yeni haz kaynağı karşı cins yani erkek. Erkek için de diğeri yani kız olacaktır. Bu dönemde en yakında anne ve baba vardır. Erkek çocuk için anne kız çocuk içinse babaya yönelim olacaktır. Bu dönemdeki çocuk için bir eylemin yapılması için düşünülmesi yeterlidir. Çocuk eğer bir şeyi aklından geçirdiyse yaptım anlamına gelir. Ve eğer erkek çocuk için anneye bu anlamda yönelim aklından geçtiyse bu aynı anlamda suçluluk demektir, zira anne bir başkasına yani babaya aittir. Ve onu elde edebilmenin yolu en az onun kadar güçlü olmaktan geçer. Bir özdeşim başlar babayla ve yaklaşık 5 yaşın sonuna kadar bu özdeşim devam eder. Eğer baba ve çocuk aralarında bir kanka ilişkisi geliştirebilirlerse başarıyla dönem atlatılır ve çocuk anneyi babaya bırakıp başka partner arayışına geçer ve dönem sorunsuz atlatılır. Ancak ilişki soğuksa, baba dikkatsizse, ilgisizse çocuk yeterince önemsenmezse soruları cevaplanmazsa bu dönemde suçluluk duygusu yoğun bir şekilde yaşanır ve ileriki hayatında birey ne tür bir hazza yönelirse yönelsin hep bir yandan korku ve suçluluk duygusu da yönelime eşlik eder. Psikopatoloji şudur. Anneye yöneldim ama onun sahibi var eğer fark ederse cezalandırır. Cezalandırılma korkusu, engellenme endişesi, düşündüğü yasak ilişkinin fark edileceği endişesi bir yandan girişim diğer yandan suçluluk olarak hep kalacaktır.
Girişimcilik ve suçluluk duygusu hep yan yana gidecektir.
3-6 yaş arası dönem hep girişimcilik deneyiminin at başı gittiği dönemdir. Bu dönemde çocuklar sürekli yeni şeyler deneyimlemeye meyyaldirler. Aile bunun farkında olmalı ve çocuğu sürekli desteklemelidirler. Eğer girişimciliğin bir sonucu olarak yaramazlık, zarar verme, rahatsız etme de beraber olacağından çocuk azar işitir sürekli engellenir ve cezalandırılırsa suçluluk duygusu da yakasına bir madalyon gibi takılmış olacaktır. Özellikle de utanç duygusu buna ilave olursa.
Sınıfta çok iyi bildiği halde parmak kaldıramayacak. Bildiği şeyleri söylemekten korkacak. Bir toplulukta düşündüklerini söyleyemeyecek ve arkasından eziklik ve kendine öfke de eklemlenerek bir kısır döngü çocuğu içine kapatacaktır.
Hep söylediğim gibi, biraz bilgi ardından da onları adam yerine koyup önemsemek büyük oranda sorunu çözecektir.
Sorularına cevap bulmalı çocuklar.
www.pozitifdegisim.com